Kurtulmuş, 24 TV'de gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu, soruları cevapladı.
Memuriyete 2010 KPSS ile girenlerden kimlerin memuriyetten çıkartılacağının tespit edilip edilmediğine ilişkin soruya Kurtulmuş, "Bir kısmı tespit edildi, bir kısmı da tespit edilecek. Belli yerlerden gelmişler. Bakıyorsunuz hepsi aynı puanı almışlar. Birisi 73, 75, 68 alırken öteki 98, 99 hatta 100 almış. Bütün bunların nereden kaynaklandığını, bunlara muhtemelen verildiği yerler araştırılıyor, görülüyor." yanıtını verdi.
Bu konuya ilişkin tespit çalışmalarının sürdürüldüğünü anlatan Kurtulmuş, "'Bu adam mutlaka soru çalmıştır' vehmiyle hareket edilmeyecek. Somut bilgilerle verilerle nereden, ne şekilde sınava girmişler, hazırlanmışlar bütün bunlar ortaya konulacak. Çok hassas bir konu, kimseye haksızlık yapmayacaksınız. Kimsenin de hakkını yedirmeyeceksiniz. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. Dolayısıyla tespit edildikçe bunlar memuriyetten uzaklaştırılacak." diye konuştu.
- 657'nin yeniden düzenlenmesi
Hükümetin, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda bir değişiklik düşünüp düşünmediğine ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Şu anın meselesi değil. Ama yıllardır konuşuluyor, AK Parti iktidarında da konuşulmuştu. 1980'lerden sonraki Türkiye'deki özel devlet piyasalarının liberalleşmesi sırasında da konuşulmuş bir meseledir. Bu bir adama devlet memuriyeti vereceksiniz ve hayat boyu bir iş garantisi vereceksiniz. Bu doğru mudur, değil midir? Artık çalışmadığı, Türkiye'nin bugünkü şartlarıyla uyum sağlamadığı aşikardır. Bununla ilgili bir düzenleme zaten uzunca süredir siyasetin konuştuğu meseledir. Ama şu andaki esas meselemiz bir an evvel FETÖ unsurlarının devletin içinden temizlenmesi, ayıklanmasıdır. Burada da adaletle davranarak, hakkaniyetle davranarak bu sürecin tamamlanmasıdır."
"Anın vacibi bu işin bitirilmesidir" ifadesini kullanan Kurtulmuş, "Bu 657 ile ilgili düzenleme evet gündemimizde olan bir konudur ama şu anda gündemimizde olan bir konu değildir." şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, olağanüstü hal (OHAL) uygulamasının FETÖ ile irtibatlı memurların kamudan uzaklaştırılmasına imkan sağladığına işaret etti.
- FETÖ-PKK ilişkisi
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "FETÖ-PKK arasında doğrudan bir ilişki olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine şunları ifade etti:
"Bir ilişkinin olduğu görünüyor. Ama bunun 'şu adamla şunun ilişkisi vardır, şu çevreyle bunun ilişkisi vardır' şeklinde değil. Türkiye'deki bütün terör örgütlerinin ortak noktası neresi, ara kesiti neresi? Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak. DAEŞ ne kadar Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak istiyorsa FETÖ de o kadar istiyor, PKK da o kadar istiyor. İstikrarsızlaştırırsa kendi zeminini ortaya koyabilecek, zeminini genişletebilecek. DAEŞ ne yapacak, Türkiye'yi istikrarsızlaştırırsa çok daha fazla diyelim ki Türkiye'de Alevi-Sünni çatışmasını körükleyebilecek, Türkiye'de, şehirlerde insanların birbirleriyle iç çatışmaya tutuşmasının zeminini hazırlayacak ya da bombalı eylemlerini çok daha üst seviyeye çıkararak Türkiye'yi terör üzerinden kuşatacak. PKK ne istiyor? Zeminini genişletirse belli yerlerde kendi tabirleriyle 'serhildan' yapacaklar, başkaldırı yapacaklar, belli yerleri ele geçirecekler, Türkiye'yi bölecekler.
FETÖ ne istiyor? FETÖ de Türkiye istikrarsızlaşsın, kendileri yönetimi ele geçirmeye çalışsınlar. Bunu yapabilirlerse yaparlar, yapamazlarsa Türkiye'deki iç savaşın arkasından Türkiye'nin dışarıdan işgal edilmesinin zeminini hazırlamak. Baktığınız zaman üçü de aynı hedef için uğraşıyorlar. Üçünün ortak noktası Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak, insanları bölmek, parçalamak, insanlar arasında mezhebi, meşrebi, etnik bir takım farklılıklar ve çatışmalar oluşturmak ve bunların üzerinden de Türkiye'yi bir Suriye gibi yapmak, bir Irak gibi yapmak. Dolayısıyla bunların nihai hedeflerinde çok ciddi müştereklikler var, bunlar bu müştereklikler üzerinden de öyle görünüyor ki bir takım hesapları beraber yaptıkları anlaşılıyor. Özellikle belli yerlerde terör örgütlerinin rahat hareket etmesi için emniyetteki ve belki de Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki elemanları vasıtasıyla onların zeminlerini de genişlettikleri görülüyor."
Bugün tesadüfen televizyondan Şanlıurfa Emniyet Müdürünün ifadelerini izlediğini dile getiren Kurtulmuş, ilk bakan olduğu dönemde Suriye'nin Kobani bölgesinden bir gün içerisinde gelen 90 bine yakın Suriyeliyi karşılamak için gittikleri Mürşitpınar Sınır Kapısından dönerken beraberindeki bakanlarla beraber bölücü terör örgütü mensuplarının taşlı saldırısına maruz kaldıklarını söyledi. Kurtulmuş, "Emniyet müdürü diyor ki 'o gün oradaki askeri yetkililer bilerek önlem almadılar, tedbir almadılar, bir zaafiyet oluştu.' Orada üç bakanın taşlanması büyük bir olay, daha vahim bir olay da olabilirdi. Bunun önü açıldı. Allah'tan, anladığım kadarıyla emniyet müdürü kendisince sivil bir takım polislerle tedbirler almış. Bu bir tanesi, buna benzer kim bilir hangi olaylar oldu." değerlendirmesinde bulundu.
- Hudut karakollarındaki komutanların FETÖ ile bağlantısı
Hudut karakollarındaki komutanların FETÖ ile bağlantılı çıkması konusuna ilişkin Kurtulmuş, "Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki maalesef komutanların tamamına yakınının bunlarla irtibatlı olduğu ortaya çıktı. Kim bilir hangi terör örgütünün, hangi faaliyetine zemin hazırlandı, görmezden gelindi, müsamaha edildi? Bunları bilmiyoruz. İnşallah soruşturmalar ile bunlarda ortaya çıkar. Ayrıca bir takım faili meçhulle ilgili zaten öteden beri var olan şüphelerin şimdi gündeme geldiğini görüyoruz. Mesela Hrant Dink davası, Rus uçağının düşürülmesi bunlardan birisidir. Bütün bunları araştıracağız ve gerçeği ortaya çıkaracağız." ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, Uludere olayında da bir takım soru işaretlerinin olduğunu, bunların araştırılacağını söyledi.
- "Bu milleti hesap etmeden hiçbir hesabınızı yapmaya kalkmayın"
"Suriye ile birlikte yeni bir Sykes-Picot devreye sokulmak isteniyor" sözleri hatırlatılarak, "Sizce bu darbe planı bunun bir parçası mı?" sorusu üzerine Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Hiç şüphesiz, ilk Irak'ın işgali ile birlikte bunları söylüyor, düşünüyor ve sürekli takip ediyoruz. Bir üst akıldan bahsettiğimiz zaman, bu bölgeyi yeniden dizayn etmek isteyen bir niyetin varlığından bahsettiğimiz zaman hep birileri bize 'amma da komplocusunuz' dediler. Projenin arkasındaki asıl niyet güçlü, büyük bir Türkiye'nin varlığına müsaade etmemektir." şeklinde konuştu.
Güçlü Türkiye'nin varlığının herkesi rahatsız ettiğine dikkati çeken Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Eğer Sykes-Picot Suriye'yi, Irak'ı bölecekse bu aslında Türkiye'nin bölünmesini hazırlama projesidir. Türkiye'de çok şükür millet, 15 Temmuz'da 'siz bu milleti, küçük bir millet olarak görmeyin, bu milleti hesap etmeden hiçbir hesabınızı yapmaya kalkmayın, bir daha hesaplarınızı gözden geçirin' dedi. Bu aziz millet, bu topraklarda var olduğu sürece, bir büyük medeniyetin varisi olarak var olduğu sürece sizin istediğiniz hesaplar değil, bu milletin istediği hesaplar geçerli olur. Allah'a çok şükür bu da gerçekleşmiş oldu."
ABD ve Avrupa'nın, darbe girişiminde milletin destan yazmasını görmezlikten gelmesi konusunda ise Kurtulmuş, "Görsünler, görmesinler ortada bir gerçek var. Çok net söylüyorum, 15 Temmuz 2016, Fransız devrimi kadar önemli, muhteşem, tarihi değiştiren bir dönüm noktasıdır. Bu millet, 15 Temmuz ruhuna sahip çıkmaya devam ettiği sürece bu sadece Türkiye için bir dönüm noktası olmayacak, Türkiye demokrasisinin devamı için olmayacak, bölgeye de bir model olacaktır." değerlendirmesini yaptı.
(Bitti)