Başbakan Yardımcısı Şimşek: (1)
Başbakan Yardımcısı Şimşek: (1)

Oluşturma Tarihi: 2015-12-08 14:48:29

Güncelleme Tarihi: 2015-12-08 14:48:29

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, profesyonel portföy yönetim şirketlerinden beklentilerin olduğunu belirterek, "Sırtınızı Bireysel Emeklilik Sistemi'ne (BES) dayayıp yüksek ücretler, düşük performansla yolunuza devam edemezsiniz. Açık ve net olarak söylüyorum. Biz bu piyasayı yakından gözetliyoruz" dedi.

Şimşek, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) iş birliğiyle Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD) tarafından düzenlenen portföy yönetimi sektörünün 100 milyar liraya ulaşması ve Türkiye ekonomisine katkılarına yönelik toplantıda yaptığı konuşmada, firmaların gelecek dönemde özkaynak ağırlıklı bir çaba içerisine girmeleri gerektiğini söyledi.

Bir devrin sonuna gelindiğini belirten Şimşek, küresel kriz sonrasında gelişmiş ülkelerin krizden çıkmak için büyük ölçekte para bastıklarını ve bu likiditenin bir kısmının gelişmekte olan ülkelere aktığını ifade etti.

Bunun hem maliyetleri aşağıya çektiğini hem de yatırımların rahat bir şekilde finansmanını sağladığını vurgulayan Şimşek, ama şimdi yeni bir döneme girildiğini belirtti.

Küresel para politikalarındaki normalleşme ile birlikte likiditenin eskisi kadar bol olmayacağına işaret eden Şimşek, "Fed'in tavrına ve oradaki gelişmelere göre sermayenin yönü zaten tersine dönmüş durumda. Önümüzdeki dönemde muhtemelen gelişmekte olan ülkelerden rezerv hariç net olarak 300 milyar doların üzerinde bir para çıkışı yaşanacak. Bırakın bol sermaye akışını, tersine bir akışla karşı karşıya olacağız" dedi.

Firmaların geçmişte olduğu gibi yabancı kaynak üzerinde bir modelle devam etmesi yerine halka açılmasını, sermaye piyasalarına gelmelerini teşvik edici ciddi adımlar attıklarını anlatan Şimşek, şöyle devam etti:

"Zaten 2018 yılından itibaren bütün ülkeler arasında muhtemelen otomatik bilgi değişimi olacak. Türk vatandaşlarının, Türk şirketlerinin yurt dışındaki bütün ekonomik faaliyetlerine ve işlemlerine ilişkin veriler otomatik olarak Türkiye Maliyesi'ne aktarılacak. Bunun anlaşmaları G20 çerçevesinde oluşturuldu. Birçok ülke bu anlaşmalara taraf oluyor. Dolayısıyla sermayesini hangi saikle olursa olsun dışarıda tutmasının anlamı kalmadı. Buraya borç getirmenin de bir anlamı yok. Çünkü sermayeye güçlü destek veriyoruz. Sermayeyi koruyor ve teşvik veriyoruz. Özellikle halka açık şirketlerde bu oranları yüksek tuttuk. Çünkü şirketlerimizin halka açılmasını ve sağlıklı kaynaklarla beslenmesini istiyoruz."

- "BES'te devlet katkısı devam edecek"

Türk bankacılık sektörünün sağlam olduğunu ancak bankacılık sektöründe kredilerin mevduata oranının yüzde 120'leri aştığını kaydeden Şimşek, "Ciddi bir şekilde sistem büyümeden, kaynak artmadan kredilerin artırılmasının bir sınırı var. O nedenle sermaye piyasalarının gelişmesi kritik bir öneme sahip" dedi.

Yapısal büyümelerle potansiyel büyümeyi yükselteceklerini dile getiren Başbakan Yardımcısı Şimşek, sermaye piyasalarının gelişiminin sadece kurumsal alt yapının geliştirilmesi olmadığını, aslında bir bütün olarak bir kültürü gerektirdiğini dile getirdi.

Firmalar ve bireyler açısından gelecek dönemde şartların bunu zorlayacağını belirten Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Vergilendirme sistemini değiştireceğiz. Bu portföy yönetim şirketleri çerçevesinde kaynak yönetimi potansiyelini artıracak. Başta gayrimenkul olmak üzere belli alanlarda büyük imtiyazlar, istisnalar var. Bunun düzeltilmesiyle birlikte kaynaklar profesyonel bir çerçeve içerisinde sermaye piyasalarında yönetilecek ve bu kaynaklar yatırımlara dönüşecek.

Tabi burada profesyonel portföy yönetim şirketlerinden de beklentiler var. Kamudan beklentilerinizi sıraladınız. Şimdi sırtınızı BES'e dayayıp yüksek ücretler, düşük performansla yolunuza devam edemezsiniz. Açık ve net olarak söylüyorum. Biz bu piyasayı yakından gözetliyoruz. Önümüzdeki dönemde de gerekirse düzenleme yapılır. Eğer hisse ağırlıklı ise bir endeks performansının tutturulması için aslında yöneticiye bile gerek kalmadan, pasif yönetim tarzıyla bir bilgisayar modeli bile yeterli olabiliyor. Bizim portföy yönetim şirketlerinin daha inovatif, daha verimli, daha düşük ücretlerle, daha iyi ve daha kaliteli, daha şeffaf bir şekilde hizmetler vermesi gerekiyor."

Mehmet Şimşek, BES'in büyük bir başarı hikayesi olduğunu ve bunun devam edeceğini vurguladı.

Bir takım önerilerin ve ülke modellerinin olduğunu belirten Şimşek, bunlar üzerinde çalışmaların yapıldığını kaydetti.

BES'te yüzde 25'lik devlet katkısının bütçede çok önemli bir kaleme ulaşmaya başladığına dikkati çeken Şimşek, "Belki 2016 yılında 3-3,5 milyar liralık ilave bir yük demek. Bu birçok bakanlığın bütçesinden kat kat daha yüksek bir rakama tekabül ediyor. Beklentilerin o çerçevede oluşturulması lazım" dedi.

Şimşek, ayrıca söz konusu devlet katkısının devam ettirileceğini belirtti.

- "Bankacılık sektörünün sağlıklı yapısını koruyacağız"

Başbakan Yardımcısı Şimşek, gelecek dönemde finansal okur yazarlığın, çok ön planda bir proje olarak tutulmasının önemine işaret ederek, SPK'nın, Borsa İstanbul'un ve diğer bütün paydaşların bu konuda ilave çaba göstermesi gerektiğini söyledi.

Finansal okur yazarlık arttıkça, ülkenin sorunlarının da azalacağını aktaran Şimşek, "Ama daha önemlisi de gerçekten fon yönetiminde bence çok daha büyük bir potansiyel kaynak üretme imkanımız olur" diye konuştu.

Şimşek, gelecek dönemde reformların güçlü bir şekilde yapılacağını vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yol haritası yakında açıklanacak. Türkiye'nin aslında temelleri sağlam. Kırılganlığına ilişkin bazı noktalara tabii ki biz zaten müdahale ediyoruz. Önümüzdeki dönem inanıyorum ki Türkiye'nin bu reformlarla birlikte tekrar yüksek büyüme patikasına oturması ve temellerinin sağlamlaşmasıyla birlikte not artırımının gündeme gelmesi, vadelerin uzamasına ve sermaye piyasasının sadece fon yönetim boyutuyla değil, aynı zamanda aslında devletin kaynak ihtiyacının azalmasıyla özel sektöre çok daha büyük alan açılması söz konusu olacak.

Özel sektör tahvillerinin ve diğer bütün enstrümanlarının, çok daha güçlü bir şekilde sermaye piyasasında yer bulacağı bir döneme girmeyi biz ümit ediyoruz. Bunların hepsinin başında düşük tek haneli enflasyon, daha düşük cari açık ve daha yüksek büyüme ki bunların hepsi birbiriyle ilişkilidir ama bunların da ana girdisi sermaye piyasalarının daha da gelişmesi, derinleşmesidir. Tek boyutlu olarak değil. Bankacılık sektörünün sağlıklı yapısını koruyacağız. Bu bizim için çok önemlidir ama sermaye piyasasının geliştirilmesi apayrı bir alandır. Sadece bankacılık sektörüne dayalı bir finans sektörü değil, tam aksine bankacılık sektörüne alternatif sermaye piyasası gelişim sürecini inşallah hep birlikte öngörüyoruz ve başaracağız."

(Sürecek)