Başbakan Yıldırım, bir televizyon kanalında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. 16 Nisan 2017 tarihinde yapılacak referandum ile ilgili yapılan eleştirileri değerlendiren Yıldırım, "15. yıldayız. 58. Hükümetten 65. Hükümete olmuş 6 hükümet. Tek başına iktidara gelmemize rağmen 6 hükümet olmuş. Bu 15 yılın hesabını vermeye hazırız. Her sandığa gittiğimizde bunun hesabını vermek için gidiyoruz ve vatandaş karnemizi veriyor. Başkanlık sistemi Türkiye'nin geleceğidir. Bu sistem değişikliği kalıcı istikrar için mutlaka lazımdır. Ancak bugün nasip oldu bunu değiştirmek için fırsat. Bu sistem böyle devam edemez. Bu sistem baba ile oğlu birbirine düşürür. Çok geriye gitmeye lüzum yok. Mesela rahmetli Ecevit, kendisi aradı buldu, bir mahkeme başkanını cumhurbaşkanı yaptı. Anayasa kitabını fırlattı ve ondan sonra Türkiye onun yükünü çekiyor. AK Parti iktidarı o günden bugüne 2001 krizinden beri 637 milyar, bugünkü kurla faiz ve anapara olmak üzere toplam borç ödedi. Bugünkü kur değil de ortalama kur alsan daha fazla. Eğer bu kriz olmasaydı bugün Türkiye'nin dış borcu olmayacaktı. Daha ne kadar proje yapabilir, gençlerimiz için kaynak ayırırdık. 2 kişinin çekişmesinden dolayı. Atatürk döneminden başlıyor. Bu yeni değil. Atatürk İnönü'yü görevden aldı. Tek parti dönemi var. Zaten her şey İnönü. 46'da çok partili hayat. Rahmetli Menderes döneminde bile var. Ezanın tekrar orijinal hale getirilmesi konusunda anlaşamıyorlar. Daha sonra ihtilal geliyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleri bu ülkede hep sorun" diye konuştu.
"Kemal Bey dağıtmış vaziyette"
Tek adamlık suçlamaları ile ilgili de açıklamada bulunan Yıldırım, "Tek adam nasıl tek adam. Tek adam milletin oyu ile geliyorsa milletin oyuyla gidecektir. Tek adam dediğin kişi iki sandık arasında görev yapıyor. En fazla ikin dönem padişahlık değil ki. Arkasında millet olan hiç kimse diktatör olamaz. Arkasında millet varsa o milletin dediğini yapmak zorundadır. CHP'lilerin kafasındaki tek adam, onların tek parti dönemindeki tek adam. Oradan bu tarafa daha gelemedi. Demokrasinin bu ülkeye neler kazandırdığının henüz farkında değil. Kemal Bey dağıtmış vaziyette. Bugün bir programda, 'Bu sistem değişirse Başbakan ve Cumhurbaşkanı anlaşamazsa ne olacak bu ülkenin hali' diyor. Bu bir neresinden bakarsan bak feca. Değişiklikten haberi yok, unutmuş. Şuur altındaki gerçek su yüzüne çıkıyor. Tamda bizim dediğimizi diyor. Mevcut sistem devam ederse mutlaka arıza çıkar. Söylemek istediği bu. Değişiklik yaptığımızı unutuyor ve bizim söylediğimizi doğruluyor" ifadelerini kullandı.
Güçler ayrılığının ortadan kaldırıldığına yönelik iddiaların hepsinin zırva olduğunu kaydeden Yıldırım, şöyle devam etti:
"105. madde neyi düzenliyor? Cumhurbaşkanının sorumluluk ve sorumsuzluk hali. Mevcut maddeye baktığımız zaman cumhurbaşkanı anayasa ve diğer kanunlarda başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemler dışındaki bütün kararlara başbakan ve ilgili bakanın imzalarını bu kararlardan başbakan ve bakan sorumludur. Cumhurbaşkanı, reysen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil yargı mercilerine başvurulamaz. Tek adamlık budur. Bu Evren'in koydurduğu maddedir. Diyor ki, cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlerden dolayı hiçbir işlem yapılmaz. Bu kalkıyor. Farkında değil. Tek başına yaptığın işlerden sorumlusun. Mevcut anayasadaki yetkileri korunuyor, sorumluluk arttırılıyor. Mevcut sistemde sorumluluk yok. Vatana ihanetten suçlanıyor. Vatana ihanet diye bir suç Türk ceza sisteminde mevcut değil. Şimdi yeni sistemde hem yetkili hem sorumlu. Mevcut anayasada cumhurbaşkanı denetlenemiyor, soruşturulamıyor. Cumhurbaşkanına denetim ve cezai sorumluluk getiriliyor. Denetimi Meclis yapıyor. Cezai sorumluluğu da yine Meclis komisyonlar kurarak belirli oranlarda kabul oyuyla AYM'ye gönderebiliyor. Mevcut maddede sadece vatana ihanetten 4'te 3 milletvekilinin oyuyla Yüce Divana gönderilebiliyordu. Şimdi de hakkında herhangi bir suçlanabilir ve soruşturma açılabilir. Buradaki ölçü ise 3'te 2'dir."
Meclisin etkisiz hale getirildiği ile ilgili eleştirileri yanıtlayan Yıldırım, "O nereden çıkıyor. Onun delili ne. Yasa çıkarma hakkı yeni geliyor milletvekillerine. Yasaları milletvekilleri çıkartıyor. Bu milletvekillerini daha güçlü hale getiriyor. Meclis yasama yapacak, yazılı sorular soracak, cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar cevap verecek. Cumhurbaşkanlığı yardımcılarını, bakanlarına herhangi bir suçlama nedeniyle Meclis soruşturma yapabilecek. AYM'nin yapısı aynen duruyor. Askeri yargı kaldırılıyor, yargıda birlik sağlanıyor. Askeri mahkemelerden, idare mahkemesinden, Yargıtaydan giden 2 üyenin üyeliği düşüyor. Onun dışında üyeler orada. 12 yıl boyunca da görev yapabilecek. Gelelim HSYK'ya. Önceden nasıl seçiliyordu? 4 tanesini cumhurbaşkanı seçiyor. Yine 4 tanesini cumhurbaşkanı seçiyor. Diğer 7 tanesi yargı bürokratları arasından seçiliyor. İlk defa bu değişiklik ile onları Meclis seçiyor. Milli iradeyi temsil eden Meclise güvenmeyeceksiniz, bürokratların kendi aralarında seçtiklerine daha çok güveneceksiniz. Böyle şey olur mu? Bir insan temsil ettiği siyaseti bu kadar aşağılamaz. Doğrudan veya dolaylı, milli iradenin tam yansıması geliyor. Cumhurbaşkanını millet seçtiği için milletin seçtiği cumhurbaşkanı da 4 tane üye seçiyor. Meclisi millet seçtiği için milletin seçtiği Mecliste 7 tane üyeyi millet adına seçiyor. Bu mu yargının yürütmenin kontrolüne girmesi?. Bunlar deli saçması şeyler" dedi.
Güncel anket sonuçlarıyla ilgili de açıklamada bulunan Yıldırım, "Benim prensibim anketi ben yaparsam o zaman inanırım. Anket çok yapılıyor, havada uçuşuyor. Anketler yapılıyor ama onları paylaşmanın bir anlamı yoktur. Gerçek anket 15 Nisan akşamı sandıklar açılınca ortaya çıkacaktır. Milletimizin vereceği her kararın başımızın gözümüzün üstünde yeri vardı. Biz Kılıçdaroğlu gibi milleti namusunuzla, şerefinizle gidin oy verin, 'hayır' oyu verin diye yönlendirmiyoruz. Eğer o mantıkla gidersek 'hayır' oyu vermeyenler namuslu değil, onurlu değil, haysiyetli değil. CHP maalesef böyle zaman zaman gaflar yapıyor" ifadelerini kullandı.
"Manşet atarak iktidara ayar verme zamanı eskide kaldı"
"Karargah Rahatsız" manşeti ile verilen habere ilişkin değerlendirmede bulunan Yıldırım, bu konunun eski Türkiye alışkanlığı olduğunu belirterek şunları dedi:
"28 Şubat'ta 'Genç subaylar rahatsız', 'TSK rahatsız' gibi başlıkları ata ata Refahyol hükümetini alaşağı ettiler. Bu AK Parti iktidarına sökmez. Bunu Balyoz, Ergenekon davasında gördük. Burada bize dayatma sökmez. Biz emri milletten alırız. Milletin dışında herkes milli iradenin temsilcisi hükümetin emrindedir. TSK'da, bürokraside hepsi milletin işini görür. Manşet atarak iktidara ayar verme zamanı eskide kaldı. Bunu yapanlar büyük bir yanlış içerisine düşmüştür. Bu konunun TSK boyutu var."