CHP Genel Başkan Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, Merkez Yürütme Kurulu toplantısının ardından CHP Genel Merkezinde basın toplantısı düzenledi. Cumhuriyet Gazetesi'nin yazar, muhabir ve yöneticilerinin yargılandığı davada mahkeme başkanının Ahmet Şık'ın 'siyasi savunma yaptığı' gerekçesiyle sözünü kesmesine ilişkin Tezcan, "Hakim duruşmadan çıkarma gerekçesini diyor ki 'sen siyasi savunma yapıyorsun' diyor. Savunma siyasi miymiş, ey yargıç savunma siyasi de dava hukuki mi? Davanın kurgulanması, açılması, tutuklanmaları, bugüne kadar haksız biçimde yargılamaya devam etmelerinin hiçbir yerinde hukuk yok. Sanık olan birisi savunma yapacak, sen diyeceksin ki senin savunman hukuki değil, siyasi diyeceksiniz. Siyasi olan davaya karşı sanık hukuki, siyasi savunma da yapar. Kime söylüyorsun bunu, Ahmet Şık'a. 362 gündür esir alınmış birisine 'senin söyleyeceğin sözün çerçevesini ben çizerim' diyorsun. FETÖ'cüler basılmamış kitap nedeniyle Ahmet Şık'la ilgili tutukladılar. Ahmet Şık FETÖ'cülerin zulmüyle 'İmamın Ordusu' kitabını yazdı diye, o hakim neredeydi? FETÖ icadı yöntemlerle FETÖ ile mücadele edemezsiniz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığının internet sitesinde yer alan kitap kapağına değinen Tezcan, "10 soruda 15 Temmuz darbe girişimi ve FETÖ terör örgütü. Mart 2012'deki olay, Oda TV davası. Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın tutuklanması, muhalifleri susturma. Peki, 15 Temmuz darbesine götüren süreç buydu, şimdi hangi darbeye gidiyoruz? Bu sorunun cevabını da bekliyoruz. Türkiye, şimdi 20 darbesini yaşıyor. 15 Temmuz'a giderken hangi yöntemler uygulandıysa, 20 Temmuz darbesinde de aynı yöntemler uygulanıyor" dedi.
FETÖ ile AK Parti iktidarının aynı ipte oynayan iki cambaz olduğunu iddia eden Tezcan, "Burada hukuka her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Anayasa Mahkemesine soruyorum, niye kaçıyorsunuz? Neden haksız tutuklamalarla ilgili hala karar vermiyorsunuz? Daha önce verdiğiniz Erdem Gül, Can Dündar kararı var. Şimdi niye karar vermiyorsunuz, neden korkuyorsunuz? Tutuklu milletvekilleri ile ilgili hala neden karar vermiyorsunuz? Niye daha önce verdiğiniz evrensel hukuka uygun kararlardan vazgeçiyorsunuz? Bir parti genel başkanı Selahattin Demirtaş'la ilgili kararı neye dayanarak verdiniz? KHK'larla ilgili verdiğiniz haklı içtihatlardan dönerken, dönmenize sebep olan zorlayıcı etkenler mi böyle karar vermenize neden oldu? Anayasa Mahkemesi bir üst mahkeme olmalıdır diyoruz. Anayasa Mahkemesi hızla üst mahkeme kimliğini yitiriyor. Anayasa Mahkemesi ana darbe mahkemesi haline gelmiştir. Zorbalığın hukuk üzerindeki aracının haline dönüşmüştür. Madem dönmeye alıştın, epeydir dönüyorsun, kararlarından dönüyorsun, bir kere daha dönmüyoruz, bu sefer yönünü hukuka dön. Sana bir tövbe istiğfar etme imkanı vereceğiz. Günahlarından dönme imkanı vereceğiz. Vicdanın birazcık sızlamış olabilir, bu vebalden kurtulma imkanı vereceğiz. Sırtını hukuka döndün. Hiç olmazsa tarih, adalet karşısında kendini affettirmek için bir kere de güzel ve iyi olan tarafa dön. Sana bu taleple geleceğiz" dedi.
"Bu KHK çok tartışılacak" diyen Tezcan, "Şimdi diyorlar ki 15 Temmuz'la sınırlı bu. Yazan hukukçulardan Adem Sözer çıktı, sorunludur dedi. Bizim gibi yorumladı, biz mi talimat verdik. Abdullah Gül, dikkat çekti. Bülent Arınç, onun dikkatine destek verdi. Var ciddi bir şey demek ki. Burhan Kuzu bile şaşırdı. Bir tweet attı, demek ki fırça geldi. İki tweet'e yan yana koyun bakın. Mahir Ünal çıktı açıklama yapıyor, bu diyor 15 ve 16 Temmuz'u kapsıyor. Hakimler karar verirken Mahir Ünal'ı mı çağıracaklar? Doğru dürüst yap mademse" ifadelerini kullandı.
Tezcan, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın KHK açıklamalarını hatırlatarak, "Milletin aklıyla alay mı ediyorsunuz? Allah için birisi çıksın söylesin bakalım, Türkiye'de tankın önüne yattı diye yargılanan kim var? Kimse tankın üstüne çıkana itiraz ettiği yok. Böyle bir şey yok. Bir tane mahkeme gösterin ki, tankın önünde darbeye direniyor diye suçlanıyor olsun. Böyle bir tablo yok. Peki nereden çıkardınız bunu? Kimsenin darbeye karşı direnişe itirazı yok. Çeteleşmeye karşıyız, bu kadar açığız. Darbeye karşıya direnişe itirazımız yok, biz de direndik. Çeteleşmeye karşıyız. Karşı olduğumuz şey çeteleşmedir. Yoksa darbeye karşı direnişte, parlamentoya giden ilk 3 milletvekilinden biriyim ben. Bugün ahkam kesenler o gün neredeydi bilemem ama biz dışarıdayken başımızı bombaların altına soktuk, parlamentoya. Kendi kararımızla gittik. Daha ortada hiçbir şey yokken parlamentoya gittik. 'Tankın üzerine çıkma zamanıdır' diyen milletvekiliyim ben. Sayın Başbakanın Çankırı tünelinde işi neydi bizim tepemize bomba atılırken? Genel Başkanımız ertesi gün hızla karayoluyla Ankara'ya geldi, Meclisteki toplantıya katıldı. AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4 gün sonra geldi Ankara'ya. Kime ahkam kesiyorsunuz? Yok öyle yağma. Darbeye karşı durmanın tekelciliğini size vermeyeceğiz. Bu, hiçbir kimseye çeteleşme hakkı vermez. Bu milletle oyun oynamayın" dedi.
OHAL'in derhal kalkması gerektiğini savunan Tezcan, "Yoksulluk sınırı açıklandı. 5 bin 238 lira. Toplumun yarısından fazlası bu sınırın altında. Yoksul. Her dört gençten birisi işsiz. Üniversite mezunu her 4 gençten birisi işsiz. OHAL'e itiraz, iş, aş, ekmek isteğidir. OHAL altında sendikalar emekçinin hakkını savunamaz. İşveren kendini güven altında hissedemez. Sermaye ülkeye gelmez, ülkeden kaçar, yatırım olmaz. Yatırımın olmadığı yerde ekonomi iyiye gitmez" şeklinde konuştu.
Tezcan, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. 'Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 'Mor Beyin' uygulamasıyla 11 bin 480 kişinin telefonuna iradesi dışında ByLock yüklendiği' yönündeki açıklamasına ilişkin soru üzerine Tezcan, "Önemli bir tespit. Bu konudaki soruşturmalarda ne kadar dikkat edilmesi gerektiğini ortaya koyan bir şey. 'Ceza yargılamasında şu çıktı' diye linç eden tutumdan kaçınmak lazım. Vicdanı aramak lazım. Önemli bir karardır. Bundan sonraki soruşturma ve yargılamaları etkileyeceğini düşünüyorum" dedi.
KHK'larla ilgili düşüncelerini söylediklerini belirten Tezcan, "Getirdikleri düzenlemelerle silahlı, sivil çete oluşturma riskini önemsiz gibi göstermeye çalışan iktidarın koro halinde başka konuları açmaya çalışması manidardır" ifadelerini kullandı.
'İstanbul Bahçelievler ve Küçükçekmece İlçe Müdürlükleri ile İzmir Gaziemir İlçe Eğitim Müdürlüğünün okullara yılbaşı kutlamalarıyla ilgili talimat yazısı gönderdiği' yönündeki haberlerin sorulması üzerine Tezcan, "Yani bu iddiaların gerçeklik düzeyini bilmiyorum. Böyle bir şey gerçekten varsa eğitimin içine düştüğü tablonun ibret verici örneğidir" şeklinde konuştu.
'Anayasa Mahkemesine KHK'nın ne zaman götürüleceğine' ilişkin soru üzerine Tezcan, "Hızla tamamlayıp yılbaşından sonra götüreceğiz" diye konuştu.
"BAHÇELİ'Yİ ÜLKÜCÜLERE HAVALE EDİYORUM"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin paylaştığı tweetler'in hatırlatılması üzerine ise Tezcan, "Bahçeli bazen tweetler paylaşıyor, Sayın Bahçeli'yi ülkücülere havale ediyorum" ifadesini kullandı.