'Berkin Elvan' iddianamesindeki şüpheli polisi 'yüz tanıma-tarama' programı buldu
Gezi olaylarında başına gaz fişeği isabet etmesi sonucu kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmesine ilişkin iddianamede, şüpheli polis memuru F.D.'nin 43 şüpheli arasından yüz tanıma-tarama programı sayesinde bulunduğu ortaya çıktı.

Oluşturma Tarihi: 2016-12-13 10:43:18

Güncelleme Tarihi: 2016-12-13 10:43:18

Gezi olaylarında başına gaz fişeği isabet etmesi sonucu kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmesine ilişkin iddianamede, şüpheli polis memuru F.D.'nin 43 şüpheli arasından yüz tanıma-tarama programı sayesinde bulunduğu ortaya çıktı.

Gezi olaylarında, Okmeydanı'nda başına biber gazı fişeği isabet etmesi sonucu 269 gün sonra hayatını kaybeden 15 yaşındaki Berkin Elvan'ın ölümüne ilişkin 3.5 yıl sonra hazırlanan iddianamenin detayları ortaya çıktı.

Cumhuriyet Savcısı İsa Dalgıç tarafından polis memuru F.D. hakkında "olası kasıtla insan öldürmek" suçundan müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianamede, polis memurunun 43 şüpheli arasından nasıl tespit edildiğine verildi.

Savcılığın geçtiğimiz günlerde hazırladığı iddianamenin detayları ortaya çıktı. Savcı İsa Dalgıç'ın şüpheli polise kendi imkanlarıyla özel bir şirketten bulduğu uzman özel bilirkişi sayesinde ulaştığı anlaşıldı.

Soruşturma aşamasında, olay yeri ve TOMA aracı görüntülerini incelemeye gönderen savcılık, bunlarla birlikte şüpheli polislerin fotoğraflarını, Adalet Komisyonu'ndaki bilirkişi listesinde yer alan Adli Tıp Kurumu, jandarma Kriminal ve Ulusal Kriminal Büro'ya gönderdi. Savcılık, görüntülerle fotoğrafların karşılaştırılarak şüpheli polis memurunun kimliğinin tespit edilmesi istedi. Öte yandan şüphelinin polis memuru olması nedeniyle soruşturmada "taraf" olduğu ancak Polis Kriminalden görüntülerin incelenmesine ilişkin bir talepte bulunulmadığı belirtildi.

Görüntü kalitesi düşük dendi, şüpheli tespit edilemedi

Savcılığın taleplerine karşın, Adli Tıp Kurumu, Ulusal Kriminal Büro ve jandarma Kriminal Büro tarafından yapılan inceleme sonucunda şüpheli polis memurunun kimliğine ilişkin bir tespit yapılamadı. Savcılığın son başvurduğu kurum olan Jandarma Kriminale gönderilen görüntüler üzerinde iyileştirme yapılmasına rağmen, görüntünün çözünürlüğünün düşük olduğu, bu nedenle TOMA görüntülerinde yer alan failin ayrıntılı yüz görüntüsü alınamadığını ve kimlik tespiti yapılamadığı kaydedildi.

Savcı kendi imkanlarıyla özel şirketten bilirkişi atadı

Görüntülerin incelemediği yanıtlarının ardından harekete geçen savcılık, şüpheli polisin kimliğin tespit edilememesi üzerine bu kez bilirkişi listesi dışında kendi imkanlarıyla bulduğu 'yüz tarama ve tanıma' uygulamasını yapan özel bir şirketten dosyaya bilgisayar konusunda uzman bilirkişi atadı. Savcı soruşturma dosyasını göndermeden, atanan bilirkişiyi kendi makamına çağırarak odasındaki bilgisayarda yaptırdı.

Yüz tanıma programı 43 şüpheli sayısını 2'ye düşürdü

Söz konusu yüz tanıma programına daha önce Jandarma Kriminal tarafından iyileştirilen olaya ilişkin TOMA aracının görüntüleri ile şüpheli 43 polis memurunun fotoğrafları yüklenerek karşılaştırma yapıldı. Uygulama sonucunda fotoğraflardaki şüphelilerden yalnızca 2'siniin yüzü görüntülerdeki kişinin yüzüne oturdu ve eşleştirme yapıldı. Böylece olaya ilişkin şüpheli sayısı 43'ten 2'ye düştü ve 2 şüpheli de ZET silahı kullanan gazcıydı.

Bu kez asıl şüpheliye ulaşmak için incelemelerine devam eden savcılık, TOMA aracı görüntülerindeki şüphelinin boyunun tespit edilmesini istedi. Bilirkişiden gelen yanıtta, görüntüdeki kişinin boyunun 1,91 olduğu ancak 1-2 cm yanılma payı olabileceği vurgulandı.

Boyu 1.89 olan şüpheli polis hakkında iddianame hazırlandı

Eşleştirme programında yüzü görüntülerdeki kişiyle eşleşen 2 şüpheliden birinin boyu 1.85 cm diğerinin ise 1.89'du. Savcılık 1-2 cm yanılma payını dikkate alarak, görüntüdeki kişiye daha yakın olması nedeniyle boyu 1.89 olan şüpheli F.D. hakkında iddianame düzenledi. Böylece 3,5 yıldır devam eden soruşturma neticesinde, şüpheli polis memuru F.D. hakkında "olası kastla adam öldürme" suçundan iddianame hazırlandı.

İddianame Başsavcılık tarafından onaylanarak, İstanbul 17'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. İddianameyi kabul ya da reddetmesi için 2 hafta süresi bulunan mahkemenin önümüzdeki günlerde bir karar vermesi bekleniyor.