Gül, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünce, Hakimevi'nde düzenlenen "Bilirkişilik Çalıştayı"ndaki konuşmasında, 2016 yılının Kasım ayında çıkarılan bir kanunla bilirkişilik reformunun gerçekleştirildiğini belirtti.
Bu sistemin 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren işlemeye başladığını ifade eden Gül, bu tarihin bilirkişilik uygulamaları bakımından çok önemli bir milat olduğunu söyledi.
Bilirkişilik uygulamalarının, yıllar yılı en çok şikayet edilen konular arasında olduğunu, hakim ve savcıdan avukatlara, vatandaştan akademi dünyasına ve bilirkişilerin kendilerine kadar yargı sistemiyle temas içinde olan pek çok aktörün, uygulamadaki sorunlara işaret ettiğini anlatan Gül, Bilirkişilik Kanunu'nun bu sorunları çözme adına atılmış son derece önemli bir adım olduğunu dile getirdi.
Bilirkişilik faaliyetlerinin şeffaf, tarafların etkisine kapalı, bilimsel olarak denetlenebilir olmasının, yargı hizmetlerinden memnuniyeti de artıracağını vurgulayan Gül, bilirkişiliğin güven verici fonksiyonlarının dürüstlük, tarafsızlık, uzmanlık olduğuna dikkati çekti.
Gül, bu değerleri yaşatan ve yansıtan bilirkişilik uygulamalarının yargıya kalite ve hız getirdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bilirkişinin hüküm makamındaki hakimden ayrılması kesin bir zorunluluktur. Yargı yetkisinin bilirkişiye geçtiği, devredildiği geçmiş zamandaki uygulamalar yargıya çok eziyet çektirmiştir, ağır faturalar ödetmiştir. Oysa anayasadaki yetkiyle Türk Milleti adına yargılama yetkisi yapan mahkemelerin bu yetkisine adeta vekalet ilişkisiyle devretmesi hukuk sistemi adına asla kabul edebileceğimiz bir durum değildir."
Bilirkişilik kurullarının 11 bölgede kurulduğunu, sicillerinin belirlendiğini, disipline tabi tutulduğunu söyleyen Gül, 11 Bilirkişilik Bölge Kurulunda 47 bin 319 bilirkişinin sicile kayıtlı görev yaptığını bildirdi.
Bakan Gül, "2017 yılından bugüne kadar 892 bilirkişi hakkında terör örgütlerine üyelik, iltisak ve irtibattan, 168 bilirkişi hakkında mevzuata, bilirkişilik temel ve etik ilkelerine aykırı tutum ve davranışları sebebiyle bilirkişilik sicili ve listesinden kalıcı olarak çıkarılması kararı verilmiştir, 217 bilirkişi hakkında ise geçici olarak listeden çıkarılması ve bilirkişilikten yasaklaması yoluna gidilmiştir." diye konuştu.
Raporların yanı sıra kanunla belirlenen temel ve etik ilkelere aykırı tutum ve davranışların da takip edildiğini anlatan Gül, performansa dayalı bir denetim uygulamasının kısa süre önce başladığını aktardı. Gül, 18 Ocak itibarıyla raporların teslim sürelerinin de takip edilmeye başlandığını hatırlattı.
Gül, bilirkişilik sisteminin ayakta tutulması gerektiğini, bilirkişiliğin yanı sıra hakimlik reformunun da bu sistemin başarıya ulaşması için gerekli olduğunu ifade etti.
- "Bu sistem üzerine hepimizin kafa yorması gerekir"
Bilirkişinin inceleme alanını belirleme görevinin, öncelikle hakime ait olduğunu dile getiren Gül, en yetkili hukukçunun dosyanın hakimi olduğuna işaret etti. Adalet Bakanı Gül, şunları söyledi:
"Geçtiğimiz yıl 11 milyon dosyanın ilk dereceden yüksek yargıya kadar, hakiminden savcısına kadar önünde olduğu bir yargı sisteminden bahsediyoruz. 11 milyon dosyanın içerisinde cımbızlayarak, üç dosya, beş dosya, yüz dosya, bu konuda yargı mensuplarını töhmet altında bırakmak büyük haksızlık olur. Amacımız 11 milyon uyuşmazlık değil de bunu daha aza nasıl indiririz, bu konu mahkemeye ne kadar daha az gelir. Bu sistem üzerine hepimizin kafa yorması gerekir."
Hakimlik ve savcılık mesleğine girişi, meslek öncesi eğitim ve staj dönemlerini yeni baştan kurgulayacaklarını bildiren Gül, "TBMM'de dün verilen kanun teklifiyle hakimlik mesleğine girişte 70 puanın getirilmesi çok önemli bir adımdır. 2019 yılında yargıya güvenin her gün arttığı reformların yapıldığı bir yıl olmasını arzu ediyoruz." ifadesini kullandı.
Abdulhamit Gül, bilirkişilerin aylık olarak bakabilecekleri iş sayısının belirleneceğini, adil şekilde dosya paylaşımının sağlanacağını, temel ve alt uzmanlık alanlarının tespit edileceğini, rehber ilkeler ve rapor standartlarının oluşturulacağını da sözlerine ekledi.