Geleneksel kıyafetleri, ellerinde sancaklarıyla sabahın erken saatlerinde Travnik şehri yakınlarındaki Karaula köyüne gelen 75 atlı, tekbirler ve dualarla Prusac'a uğurlandı.
Geçmiş yıllarda atlı sayısı 100'ün üzerindeyken, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle bu yıl sayının azaldığı gözlendi. Organizatörler, hareket öncesinde binicilere maske dağıttı.
20 yıldır aralıksız olarak bu şenliklerde at binen 65 yaşındaki Enes Cizmo, salgın nedeniyle bu yıl alışılagelmişin biraz dışında bir atmosfer olduğunu belirterek yetkililerin aldığı tedbir kararlarına uymak zorunda olduklarını dile getirdi.
Gruptaki en küçük atlılardan 6 yaşındaki Elmedina Hunic de geçen yıl da Karaula'dan Prusac'a kadar at bindiğini, atları ve atlarla vakit geçirmeyi çok sevdiğini ifade etti.
Ormanlık bölgeden Prusac'a doğru yola çıkan atlılar, bugün önce Donji Vakuf şehrine ulaşacak ve buradaki geleneksel geçit törenine katılacak.
- Merkezi program yarın Prusac'ta yapılacak
510. Ayvaz Dede Şenlikleri'nin merkezi programı yarın Prusac'ta yapılacak.
Bosna Hersek'e Osmanlı Devleti'nin ülkeyi fethinden önce gelen Ayvaz Dede'nin Prusac'taki kuraklığın geçmesi için dua ettiği dağda başlayacak merkezi program, Kur'an-ı Kerim ve ilahilerin okunmasının ardından kılınacak öğle namazıyla sona erecek.
Her yıl binlerce kişinin katılımıyla kutlanan Ayvaz Dede Şenlikleri, Bosna Hersek'te bu zamana kadar yapılan en uzun soluklu etkinlik olarak biliniyor.
Salgın nedeniyle bu yılki katılımın da sınırlı olması bekleniyor.
- Ayvaz Dede kimdir?
Sarı Saltuk gibi irşat maksadıyla Anadolu'dan Bosna Hersek'e gelen Horasan erenlerinden olan Akhisarlı Ayvaz Dede, inanışa göre 500 yılı aşkın süre önce kuraklığın yaşandığı ve bugün şenliklere ev sahipliği yapan Prusac (Akhisar) kasabasındaki dağa gelip burada 40 gün 40 gece dua etti.
Halkın kıtlık çektiği, hayvanların susuzluktan telef olduğu bölgeye su getirmek için ibadet edip dua eden Ayvaz Dede'nin, bir gece uykusunda iki koçun birbiriyle çarpıştığını gördüğü ve uyandığında karşısında yarılan dağı ve gürül gürül akan ırmağı bulduğu rivayet ediliyor.
Olayın ardından bölge suya kavuşup kuraklık sona ererken, bu mucizevi hadiseyi duyan bölge halkı da Müslüman oldu.
Komünizmin hüküm sürdüğü eski Yugoslavya döneminde, 1947'den itibaren yasaklanan şenlik, 1990'da yeniden düzenlenmeye başladı.
