Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, televizyonda yayınlanan kabine toplantısında, Rousseff'in, kongrenin üst kanadı Senato'da yapılan oylama sonucu geçici olarak görevden alınmasını, "Halkın iradesinin yok sayılması teşebbüsü" olarak nitelendirdi.
Maduro, Brezilya'da yaşananların, Amerika kıtasında ilerici demokrasileri tehdit ettiğini belirterek, Rousseff'in geçici olarak görevden alınmasını protesto etmek için bu ülkedeki büyükelçisini geri çağırdıklarını söyledi.
Venezuela Devlet Başkanı Maduro'nun, iktidardan uzaklaştırılması amacıyla referandum düzenlemesine yönelik girişimle mücadele ettiği biliniyor. Maduro, ABD'yi, Güney Amerika'daki sosyalist yönetimleri devirme planı yapmakla suçluyor.
Dilma Rousseff, Senato'daki oylamadan sonra devlet televizyonunda yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, herhangi bir suç işlemediğini, hükümetinin "sabotaja uğradığını" savunarak, yargılanması için atılan adımların "maskaralık ve darbe" olduğunu söylemişti. Oylamada, Rousseff'in, bütçe açığını saklamak için mali kuralları ihlal etmek suçlamasıyla yargılanması kabul edilmişti.
Rousseff, aynı zamanda 2003-2010 yıllarında Petrobras'ın başkanlığını yürüttüğü sırada şirkette 800 milyon dolarlık yolsuzluk yapıldığı, ihalelere fesat karıştırıldığı ve yetkililerin rüşvet aldığı iddialarıyla da karşı karşıya bulunuyor.