'Bu saldırılar PKK'yı sona doğru sürüklüyor'
'Bu saldırılar PKK'yı sona doğru sürüklüyor'

Oluşturma Tarihi: 2015-09-09 15:12:27

Güncelleme Tarihi: 2015-09-09 15:12:27

ETEM GEYLAN/SEFA MUTLU - Merkez Strateji Enstitüsü Başkanı Emekli Tuğgeneral Oktay Bingöl, terör örgütü PKK'nın son dönemde saldırılarını el yapımı patlayıcılarla gerçekleştirdiğini belirterek, "PKK, koordineli saldırılar yapamıyor. Kendisi açısından daha az riskli olan bu tür saldırılar gerçekleştiriyor. Sıkıştığı için buna başvuruyor. Aslında bu saldırılar PKK'yı sona doğru sürüklüyor" dedi.

Bingöl, AA muhabirine yaptığı açıklamada Suriye, Irak ve Türkiye'de faaliyet gösteren PKK'nın gücünü dağıtmış durumda olduğunu söyledi.

TSK'nın son dönemde karakollarını güçlendirdiğini, üs bölgelerinde önlem aldığını aktaran Bingöl, "PKK koordineli saldırılar yapamıyor. Üs bölgesini basacak, saldıracak gücü kalmadı. Onun için kendisi açısından daha az riskli olan bu tür saldırılar gerçekleştiriyor" diye konuştu.

Bingöl, son dönemde kullanılan patlayıcıların "mayın" olduğunu söylemenin doğru olmayacağını anlatarak, şöyle devam etti:

"Bunlar, 'el yapımı patlayıcı' dediğimiz ve bir şekilde 'mayın' diye adlandırılan patlayıcılar. Bu madde bir kabın içine de konulabilir, doğrudan toprağa da gömülebilir. Bunun içeriği amonyum nitrattır. Geriye kalan tek şey, buna uygun fünye hazırlanmasıdır. Bazen mayınları da tuzakladıkları olur. Bunu 90'lı yıllarda çokça yaptılar. Şu anda kullanılanları mayın olarak değerlendiremiyoruz. Çünkü 400 kilogramlık patlayıcılardan bahsediyoruz. Geçmiş yıllarda mayın sıkça kullanıldığından menşeini hemen tespit edebiliyorduk. Menşeinin bir ülke olması, o patlayıcının o ülke tarafından verildiği anlamına gelmez. Örneğin piyasaya sunmuştur, herhangi bir Afrika ülkesine gitmiştir, oradan da PKK'nın eline geçmiştir. Bugün bunları söylemek çok kolay değil. Çünkü kullanılan malzemeler çok basit malzemelerdir. Amonyum nitrat Türkiye'de de var. Bunlar büyük ölçüde yerlidir."

Bingöl, saldırılarda kullanılan patlayıcı miktarının fazla olmasını, "PKK'nın zor durumda olduğunun göstergesi" şeklinde tanımlayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Karşımızda bir terör örgütü var. Bu yapı, yıllar içinde büyümüş ve meşruiyet mücadelesi içine girmiştir. Özellikle Suriye'deki olaylar nedeniyle Batı'da meşruiyeti artan bir örgüt haline geldi. Bu tür saldırlar onların Batı'daki imajını da bozuyor. PKK sıkıştığı için bu tür saldırılara başvuruyor. Burada başka bir şey yapabilecek büyük bir gücü yok. Aslında bu saldırılar PKK'yı sona doğru sürüklüyor."

- "Süreç, terör örgütü tarafından sinsice kullanıldı"

Strateji ve Yönetim Uzmanı emekli Yarbay Halil Mert ise Çözüm Süreci'nde "muhatap kabul edilen kesimin" samimi davranmadığını ve sürecin terör örgütü tarafından sinsice kullanıldığını söyledi.

PKK'nın geçmişe göre daha organize olmuş, yeni silahlarla donatılmış şekilde Türkiye'nin karşısına çıktığını savunan Mert, şöyle konuştu:

"Suriye'de DAEŞ ve benzeri örgütlerin kullandığı yöntemlerin daha çok kan ve gözyaşı dökülmesi için Anadolu'ya taşındığını görüyoruz. Bunun bir örneğini Dağlıca'da gördük. Dağlıca'da geçmişte olsa baskın yaparlardı. Şimdi ise önce Dağlıca yolunu mayından ve tuzaktan temizlemek için çıkan timi pusuya düşürüyorlar. Bizim kahraman yarbayımız (Kurmay Yarbay İlker Çelikcan), 'Ben askerimi ve şehitlerimi onların eline bırakmam' deyip bu bölgeye gidiyor. Asıl tuzağı ise yarbayımızın bulunduğu ekibe kuruyorlar. Burada kullandıkları malzeme gayet nitelikli bir patlayıcı. Sözde DAEŞ ile savaşıyor diye ABD, İngiltere, Almanya gibi ülkeler PYD'ye destek olmuşlardı. PYD'nin elindeki silahların bir kısmının terör örgütü tarafından Anadolu'ya gönderildiğini görüyoruz."

Geçmişte PKK'nın daha çok anti personel mayını kullandığını dile getiren Mert, Dağlıca'da ise zırhlı araçları etkisiz hale getirebilecek tahrip gücü yüksek patlayıcı kullanıldığını, bunun da ancak Suriye'den Türkiye'ye getirilmiş olabileceğini vurguladı.

Emperyalist ülkelerin hedeflerini gerçekleştirmek için PKK ve benzeri terör örgütlerini kullandığını söyleyen Mert, terörün en çok Kürtleri mağdur ettiğini ve herkesin teröre karşı ortak tavır alması gerektiğini aktardı.

Teröre karşı yapılan eylemlerde Kürtlerin hedef alınmasının çok büyük yanlış olacağını vurgulayan Mert, "PKK eşittir Kürt demek değildir. PKK, Kürt örgütü değildir. Batı'da bu eylemler Kürt düşmanlığına dönüşmemeli. Emperyalizmin istediği bu zaten. Biz çıkıp terörü lanetleyelim. Terörün karşısında hep beraber duralım. Siyasi herhangi bir sembol bulundurmayalım" ifadelerini kullandı.

- Patlayıcıların temini ve içeriği

Mayın ve Patlayıcı Uzmanı emekli Astsubay Ahmet Zengin de son zamanlarda birbiri ardına patlatılan ve yüksek tahribat etkisi yapan patlayıcıların kimyasal gübreler kullanılarak elde edildiğini söyledi.

"PKK'nın önceden hazırlanan patlayıcıları, Çözüm Süreci'nin devam ettiği dönemlerde siyasi uzantısı olan belediyeler aracılığıyla yola döşediğini" savunan Zengin, "PKK, kullandığı patlayıcıları, maalesef Türkiye'de bulunan ve çiftçilere tarımda kullanmaları maksadıyla verilen amonyum nitrat ve potasyum nitrat gübrelerden sağlıyor. Bu kimyasal gübrelerin içinde bulunan ve oranı yüzde 33 olan amonyum ve potasyum nitrata bazı maddeler katılarak patlayıcı elde ediliyor" diye konuştu.

Zengin, patlayıcı yapımında kullanılan kimyasal gübrelerin yurtdışından ithal edilebildiğini dile getirerek, gübrelerden yapılan patlayıcının adının "ANFO" olduğunu, şiddetinin artırılması için başka katkılarla desteklendiğini anlattı.

Ahmet Zengin, "Kimyasal gübre elde edildikten sonra bunun içine alüminyum tozu, metal parçaları ve mazot katarak patlayıcı lokum haline getiriyor. Ondan sonra ucuna fünye yerleştirilerek infilak ettiriliyor. Patlayıcıları, PKK'lılar bizatihi kendileri yapıyor. Bunun üretimi dışarıdan değil, içeridendir" şeklinde konuştu.