Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Akademik Yıl Açılışı
Başbakan Yıldırım: (4)- 'Öğrencinin liseye hazırlanması lazım. Spor lisesine mi, sanat lisesine mi, sosyal bilimlere mi, fen bilimlerine mi, imam hatibe mi, Anadolu lisesine mi gidecek? Nereye gidecekse ikinci 4 yılda şekillenmesi lazım. Yeni uygulama bunu getiriyor. Sınav kalkıyor. Her yılın yıl sonu başarı ortalaması alınıyor 5, 6, 7 ve 8... Bu bir veri. Ayrıca derslerdeki öğrencinin ilgisi ve

Oluşturma Tarihi: 2017-09-29 13:52:09

Güncelleme Tarihi: 2017-09-29 13:52:09

Başbakan Binali Yıldırım, öğrencilerin hangi liseye gideceğinin ortaokulda şekillenmesi gerektiğini belirterek, "Spor lisesine mi, sanat lisesine mi, sosyal bilimlere mi, fen bilimlerine mi, imam hatibe mi, anadolu lisesine mi gidecek? Nereye gidecekse ikinci 4 yılda şekillenmesi lazım. Yeni uygulama bunu getiriyor. Sınav kalkıyor. Her yılın yıl sonu başarı ortalaması alınıyor 5, 6, 7 ve 8... Bu bir veri. Ayrıca derslerdeki öğrencinin ilgisi ve kabiliyeti ne tarafa gidiyor? Matematik mi, Türkçe mi, sosyal bilimler mi, spor mu, sanat mı... Buralar izleniyor ve tespit ediliyor. Buna belirli bir oranda da katkı yapan yine 8. sınıfta sınav yapılıyor." dedi.

Yıldırım, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nin (ÇOMÜ) Akademik Yılı Açılışı ile fahri doktora tevcih törenine katıldı.

Konuşmasında üniversite sınavları ve TEOG konusunda da açıklamalarda bulunan Yıldırım, mezun olanların sayısıyla üniversitelerin kontenjan miktarının aynı olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

"2 milyon 400 bin öğrencimiz geçmiş yıllardan gelen ayrı tuttuğumuzda her mezun olan öğrenci iyi kötü bir yere giriyor. Demek ki kapasite arz talep sorunu ortadan kalkmış. Sorun ne? Geçmişten gelen birikim. Bunu bir kere bir şekilde halletmek gerekiyor. Şimdilik bunu bir kenara bırakırsak üniversiteye girişin sınav stresinin azaltılması lazım. Çünkü ihtiyaç yok. Olur da 10 milyon, 1 milyon alacaksın, millet birbirini kıracak. Yok böyle bir şey. Mezun olan sayısı da aynı üniversitelerin sunduğu kontenjan da aynı. Sorun nerede? Tabii herkes aynı yere gitmiyor, herkes Onsekiz Mart'a gitmek isterse o zaman sorun başlıyor. Onun da yolu bir sınava kaderi bağlamak yerine ta 4+4+4 bütün kademelerde öğrencinin kabiliyetine, yetkinliğine başarısına göre hazırlanması."

Bunu şimdi ilk olarak TEOG'ta yapacaklarını belirten Yıldırım, şu bilgileri verdi:

"TEOG neden değişiyor? 'Efendim, yaz boz tahtası yaptınız, sürekli değişiyor.' Bilen de konuşuyor, bilmeyen de konuşuyor. TEOG falan değiştiği yok. TEOG bir sistem de değil. TEOG'un ne olduğunu bilmeden konuşuyor. Uzmanlar, koca koca unvanları var, konuşuyorlar. TEOG dediğiniz şey, 8. sınıfın ilk sömestre, ikinci sömestredeki bir sınavının merkezi olarak yapılmasıdır. Ankara'dan sorular geliyor, bütün yurtta aynı anda yapılıyor ve o sınav belirleyici oluyor. Mezuniyetten sonra ortaokuldan liseye geçişte belirleyici oluyor. Üniversite sınavı gibi bir şey, ona dönüşüyor. Halbuki o değil. Yıl içi her sömestre üç yazılı var, ikinci sömestre üç yazılı var, bunlardan birer tanesi merkezi olarak yapılıyor, buna da TEOG deniliyor. Şimdi bunun öğrenciler üzerinde ve veliler üzerinde oluşturduğu bir gerilim var, bir stres var. Kaderini bir sınava öğrencinin bağlamayalım diyoruz."

Öğrencilerin temel eğitimin 4 yılını ilkokul, 4 yılını ortaokul olarak okuduğunu anımsatan Yıldırım, "Öğrencinin liseye hazırlanması lazım. Spor lisesine mi, sanat lisesine mi, sosyal bilimlere mi, fen bilimlerine mi, imam hatibe mi, Anadolu lisesine mi gidecek? Nereye gidecekse ikinci 4 yılda şekillenmesi lazım. Yeni uygulama bunu getiriyor. Sınav kalkıyor. Her yılın yıl sonu başarı ortalaması alınıyor 5, 6, 7 ve 8... Bu bir veri. Ayrıca derslerdeki öğrencinin ilgisi ve kabiliyeti ne tarafa gidiyor? Matematik mi, Türkçe mi, sosyal bilimler mi, spor mu, sanat mı... Buralar izleniyor ve tespit ediliyor. Buna belirli bir oranda da katkı yapan yine 8. sınıfta sınav yapılıyor. O sınav nasıl oluyor? O sınavın soruları soru bankasından geliyor. Her okul, her sınıf kendine göre yapmıyor. Neden? Hormonlama ve şişirme olmasın. O sınavları, soru havuzundan, bankasından çekiyorlar her okul, her sınıf yapıyor. Okuma sistemini de onlar yapmıyor. Dışarıda yapılıyor." diye konuştu.

- TEOG'un yerine gelecek sistem

Başbakan Yıldırım, elektronik sistemle sınavların okunduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Olay bu. Burada elde edilen sonuç 4 yılın sonucuyla birleştiriliyor. Bir mezuniyet ortaya çıkıyor. O mezuniyet puanına göre öğrenci istediği yere yerleşiyor. Böylece 'Torpil oldu, o oldu, bu oldu, işte zayıf okuldaki öğretmen daha fazla not verdi.' Şu okula yerleşmesi için ayrı kurs veriyor. Evde kurs veriyor. Çocuklar çocukluğunu yaşamaktan maalesef ona imkan tanınmıyor. Perişan oluyor. Stres. Sınava girecek her tarafı titriyor çocuğun. 6. sınıfa giden torunum var. Gittim, boynuma sarıldı. 'Dede TEOG kalktı, ne güzel.' dedi. 'Kızım senin TEOG'la ne işin var?' dedim. O bile TEOG stresine girmiş. Daha iki sene var. Yazık günah değil mi bu evlatlarımıza. Bırakalım istedikleri gibi sosyal faaliyetlerini de yapsınlar, derslerine de çalışsınlar. Hepsini bir araya getiriyoruz, bir sonuç elde ediyoruz. Onunla da zaten okullar kalitelerine göre bakacaklar. Yerleştirmesini yapacak. Bu konuda ana babayı strese sokan, mali sıkıntıya sokan bu anlamsız yarış. Dersleri öğrenmeyi bırakıyor öğrenci. Hababam TEOG nasıl kazanılacak? Tiyolar, 'Şöyle yaparsan böyle yaparsan alırsın.' Burada bir de sorular testti bayağı sınıfta yaptığı klasik sorular olacak. Açık uçlu sorular. Sosyal bilgiler 'Şunu anlat' matematik, 'Şu problemi çöz.' A, B, C şıkkı mı falan yok. Açık uçlu sorular sorulacak. Çalıştıysa, hazırlandıysa öğrenci zaten buna cevap verecek. Buradan alınacak sonuçlar da mezuniyette esas belirleyici notlar olacak."

- Ünivesiteye giriş

Ünivesitelerde de sınavların basitleştirileceği bilgisini veren Yıldırım, şunları anlattı:

"Buna benzer bir şey. Sınav olacak. Tek bir sınav. Bir müddet daha. Bu da esasında ortaokuldan liseden gelen başarıyla birleştirilerek bu sınav gerçekleştirilecek. Bu sınav tek başına belirleyici bir sınav olmayacak. Böylece öğrencilerimizin 12 yıllık birikimini bir iki saatlik heyecana sığdırarak onların geleceğini belirleyemeyiz. Karartamayız. O yüzden velilerimiz ve öğrencilerimiz rahat olsunlar. Bizim istediğimiz onların kabiliyetlerinin en uygun olduğu kendilerini geliştirmek için en fazla istedikleri alan nereyse oraya gitmeleridir. Üniversiteye girerken sınav vardı. Puan veriliyordu elimize, nereye gideceğin belli değil. Gece 11'de TRT'ye girerdi. Falanca üniversite şu arada kayıt yapıyor. Yarım saat. Sabah koştur koştur oraya. Onlar diyor ki 'Kaçırdınız. Değişti. Kayıt yapamıyorsun. Senin puanın yüksek indirmişler. Bir alttakini al.' Oradan bu tarafa, oradan öbür tarafa koştur. Bir türlü istediğin yere giremiyorsun. Elinde puanın olduğu halde giremiyorsun."

Başbakan Binali Yıldırım, o günlerden bugünlere gelindiğini belirterek, daha iyisini de mutlaka başaracaklarını kaydetti.

Akademik yılın ülkeye, millete ve geleceğe hayırlı olması temennisinde bulunan Yıldırım, öğrencilere şöyle seslendi:

"Akademi dünyamızın değerli mensuplarına, hocalarına başarılar diliyorum. Öğrenci kardeşlerimize yeni akademik yılda başarılı bir çalışma diliyorum. Gençler bizim geleceğimiz. Şu anda nüfusumuzun yüzde 100'ü genç değil. Ama gelecekte yüzde 100'ü gençlerden oluşacak. Biz bu emaneti ve sorumluluğu sizlere devredeceğiz. Sizlere devrederken de gözümüz arkada kalsın istemiyoruz. O yüzden bu altın yıllarınızın bir saniyesini bile boş geçirmeyin. Üniversiteden sonra kendinizi geliştirmek için çok vaktiniz olmayacak. Hayata atılacaksınız. Hayatın zorluklarıyla boğuşacaksınız. Ben 45 yaşında lisan öğrenen biriyim. Ortaokulda, lisede, üniversitede, masterda aldım. Bitirdiğim zaman baktım ki bir şey bilmiyorum. 45 yaşında tekrar lisan öğrenmek mecburiyetinde kaldım. Siz öyle yapmayın. Bu yılları dil öğrenmek için bir fırsat bilin. Çünkü dil bilmek önemli. Ama dil tamam ama bir yabancı dil bilirseniz fark yaparsınız. Mukayeseli üstünlük sahibi olursunuz. Bunu sakın ihmal etmeyin. Bütün arkadaşlarınıza kucaklayıcı olun. Empati yapın. Ayrıştırıcı olmayın. Bu topraklar hepimize yeter. Zararlı fikirlerin kafanıza girmesine asla müsaade etmeyin. Bölücülük gelince reset atın kafaya."

Yıldırım, öğrencilere bölücülüğe geçit vermemesini tavsiye ederken, zihindeki dosyaların sağlama alınması gerektiğini söyledi.

Sorunları torunlara bırakmamak için gece gündüz çalıştıklarını aktaran Yıldırım, bugün yaptıklarının bu olduğunu kaydetti.

Başbakan Binali Yıldırım, gençlere daha az sorun bırakmaya gayret ettiklerini dile getirerek, gençlerin de daha az sorunla daha çok iş yapma kabiliyetine sahip olmasını diledi.

Üniversitenin şahsına tevcih ettiği fahri doktora için senato üyelerine teşekkür eden Yıldırım, marifetin iltifata tabi olduğunu kaydetti.

- Notlar

ÇOMÜdeki törene Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, eski Başbakanlardan Yıldırım Akbulut, AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, TBMM Anayasa Komisyon Başkanı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop, AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, Çanakkele Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Çanakkale Emniyet Müdürü Celal Şen, İl Jandarma Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Necmi İnce, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mithat Kemal Algül, AK Parti Çanakkale İl Başkanı Yeşim Karadağ ve Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir katıldı.

Konuşmasının ardından ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Yücel Acer, Başbakan Yıldırım'a çini tabak hediye etti.

Ardından Yıldırım senato üyeleriyle hatıra fotoğrafı çektirirken, bazılarıyla sohbet etti.

Başbakanlık otobüsüyle rektörlük binasına geçen Yıldırım, burada fidan dikim törenine katıldı.

Başbakan Binali Yıldırım fidan dikimi esnasında "Fidanı Çanakkale valimize emanet ettik." dedi.

(Bitti)