Çavuşoğlu, Bakanlığın Resmi Konutu'nda Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan ile baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
BAE'nin, 15 Temmuz'da yaşanan başarısız darbe girişiminin ardından Türkiye'ye verdiği destek ve gösterdiği dayanışma için Al-Nahyan'a teşekkürlerini ileten Çavuşoğlu, "Birbirine karşı kardeşlik hukuku içinde olan Türkiye ve BAE halkına da bu yakışırdı." diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, 25 Nisan'da Abu Dabi'yi ziyaret ettiğini ve gelecek süreçte de karşılıklı üst düzey ziyaretlerin gerçekleşmesi için birlikte çalışacaklarını anlattı.
İkili ilişkileri ticari, kültürel boyutları da dahil olmak üzere her boyutuyla daha da ileriye götürmek konusundaki kararlılıklarını teyit ettiklerini ifade eden Çavuşoğlu, bunun için de başta ortak ekonomik komisyon olmak üzere, iki ülkenin var olan ortak mekanizmalarını daha etkili kullanmaları gerektiğinin altını çizdi.
Ortak ekonomik komisyonun bir an önce toplanması konusunda mutabık kaldıklarını söyleyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Tüm Körfez bölgesiyle bağlarımızı daha da güçlendireceğiz. Körfez bölgesinin güvenliği, ekonomik kalkınması bizim için Türkiye'nin güvenliği, ekonomik kalkınması kadar önemlidir. Esasen bölgemizde yaşanan sorunlara baktığımız zaman da bu bizim birlik ve beraberliğimiz daha da önem arz ediyor. Suriye, Irak, Yemen, Libya, bölgedeki mezhepçi politikaların yarattığı maalesef riskler var. Tüm bu sorunlara çözüm arayışında hep birlikte gayret sarf ediyoruz. Tüm bu konularda BAE ile görüşlerimiz de örtüşüyor, bundan da mutluluk duyuyoruz."
BAE'nin her alanda büyüyüp kalkındığını ve bu süreçte özellikle Türk firmalarına da çok önemli projelerde yer verdiğini dile getiren Çavuşoğlu, Türkiye ve Türk firmalarına verilen bu destek ve duyulan güvenden dolayı ayrıca teşekkür etti.
Mevlüt Çavuşoğlu, BAE'den firmaların da Türkiye'de daha fazla yatırım için ilgisini gördüklerini ve kendilerine her alanda her türlü desteği vereceklerini vurguladı.
Geçen yıl 6,7 milyar dolar olarak gerçekleşen ikili ticaret hacmini, her iki ülkenin yararına olacak şekilde artırma konusunda kararlılıklarını dile getiren Çavuşoğlu, böyle bir dönemde Türkiye'ye yapılan bu ziyaretin önemli ve anlamlı olduğunun altını çizdi.
Çavuşoğlu, mevkidaşının, toplantının yapılacağı salona girerken espiri yaptığını belirterek, "Bakanlıkta olsa neyse de şimdi gazetecileri senin evinde ağırlıyoruz. Dolayısıyla bize daha iyi davranmaları gerekiyor' dedi. Ben de her zaman gazetecilerimiz görevini yapar ama bunu yaparken de evimizde olduğunu unutmayarak daha iyi davranırlar' diye takıldım." dedi.
- "Musul operasyonu tam olarak başlamış değil"
TSK tarafından desteklenen Özgür Suriye Ordusu'nun, Suriye'de Dabık köyünü DEAŞ'tan almasıyla ilgili son durum hakkındaki soru üzerine Çavuşoğlu, Cerablus'tan başlayan operasyonun emin adımlarla ilerlediğini belirtti.
DEAŞ'a karşı yürütülen operasyona karadan, ayrıca koalisyon olarak da havadan destek verildiğini dile getiren Çavuşoğlu, bugüne kadar önemli başarılar elde edildiğini, o bölgelerde hayatın normale döndüğünü, insanların evlerinden çıktığını, dükkanların açıldığını, çocukların ve kadınların sokaklarda olduğunu anlattı.
Suriye'de görmek istedikleri tablonun bu olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, "DEAŞ terör örgütünden temizlenmesi ve tabii ki rejimden de ülkenin kurtulup tekrar huzura, istikrara, güvene kavuşması." dedi.
Dabık bölgesinin şu anda tamamen muhaliflerin eline geçtiği söyleyen Çavuşoğlu, "Elbette o bölgede birçok köy ve küçük yerleşim birimleri var. DEAŞ tüm buraları kontrol altında tutuyordu ama buralara yönelik de emin adımlarla ılımlı muhalefet, ÖSO ilerliyor. Hedef tabii El Bab'a kadar giderek Münbiç bölgesini tamamen DEAŞ terör örgütünden kurtarmak ama esas büyük resme bakmak lazım. Irak ve Suriye'den DEAŞ terör örgütünü tamamen temizlemek gerekiyor. Bunun için de ortak irade gerekir. Operasyonlara ortak katılım önemli. Karadan ve havadan." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Rakka operasyonunun görüşüldüğünü, ileri tarihlerde görüşmeye devam edileceğini kaydederek, Musul operasyonunun gündemde olduğunu, bazı kuşatma faaliyetleri ve havadan bazı DEAŞ'a yönelik operasyonların ve top atışlarının olduğunu anlattı.
"Tam olarak Musul operasyonu başlamış değil. Zaten açıklamalardan bunu görüyoruz." diyen Çavuşoğlu, hem Rakka hem Musul bölgesinin yüzde 90'ın üzerinde Sünni Arapların yaşadığı bölgeler olduğunu ifade etti.
Çavuşoğlu, "Biz mezhepçiliğe karşıyız ama maalesef hem Suriye'de hem Irak'ta, gerek o ülkedeki yöneticilerin gerekse dışarda mezhepçilik anlayışıyla hareket edildiğini görüyoruz. Daha önce Felluce'de gördük. Oradaki Şii milislerin, Sünnileri nasıl hunharca öldürdürdüğü gördük." ifadelerini kullandı.
- "Yerel kuvvetlerle Irak ordusu, operasyonu yapsın"
Irak'a mezhepçiliği Maliki yönetiminin getirdiğini hatırlatan Çavuşoğlu, zamanında Amerikalı dostlarına da Irak'ı mezhepçi anlayış içinde ve başka ülkelerin kontrolü altında olan birine teslim etmenin, ülkenin geleceğini tehlikeye atmak demek olduğunu söylediklerini aktardı.
"Maalesef tablo ortada" diyen Çavuşoğlu, Irak'ta Musul operasyonu ile ilgili Türkiye'nin tavrının gayet net olduğunu bildirdi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Musul'da DEAŞ'a karşı yürütülecek operasyonun Şii milislerle değil, Irak ordusu ve yerel kuvvetlerle başlatılması gerektiğini belirterek, "Bölgede Peşmerge var, onlardan da destek alınıyor ve insanları, DEAŞ ve Sünnilere saldıran Şii gruplar arasında tercih yapmaya zorlamamamız gerekiyor." dedi.
Böyle bir durumda tercihin ne olacağının belli olduğunu anlatan Çavuşoğlu, "Yerel kuvvetlerle Irak ordusu, operasyonu yapsın. Peşmerge destek versin ve koalisyonun içindeki ülkelerin özel kuvvetleri de bu yerel kuvvetlere ve Irak ordusuna destek versin. Kısa süre içinde nasıl Cerablus ve ötesinde DEAŞ temizlendiyse Irak'ın tüm şehirlerinden, Suriye'nin tüm bölgelerinden DEAŞ temizlensin." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin bu çerçevede gerçekleşecek tüm operasyonlara her türlü katkıyı vereceğinin altını çizen Çavuşoğlu, ancak, Irak'ta ve Suriye'deki her gelişmenin Türkiye'ye de etkisi olduğunu unutmamak gerektiğini vurguladı.
Bugün Irak'taki mevcut tablodan dolayı Türkiye'nin PKK ve DEAŞ terör örgütünün hedefi olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, Türkiye'nin, güvenliğini tehdit edecek her türlü gelişmeye karşı uluslararası hukuktan gelen haklarını sonuna kadar kullanacağını belirtti.
​