Çavuşoğlu, İtayan "Eastwest" dergisine verdiği mülakatta, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin dış politikasında, AB ile ilişkisi ve müzakere sürecine stratejik önem verdiğini ifade eden Çavuşoğlu, tam üyelik sürecini tamamlamak konusunda hala kararlı olduklarını ve bu çerçevede AB'den söz konusu çabaları karşılıksız bırakmamasını umduklarını belirtti.
İlişkilerde karşılıklı güven eksikliği olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, 15 Temmuz'da yaşanan başarısız darbe girişiminde Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı zorlukların derecesinin AB tarafından tam olarak anlaşılamadığını belirtti. Çavuşoğlu, "AB'nin Türkiye'ye yönelik eleştirilerinde, özellikle de konu terörizmle mücadeleye geldiğinde, çifte standart olduğuna inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Güvene dayalı ilişkinin yeniden kurulabilmesi için AB'nin gümrük birliğinin güncellenmesi, vize serbestisi ve Türkiye'deki Suriyeliler için harcanacak mali destek gibi temel konularda verdiği sözleri tutması gerektiğinin altını çizen Çavuşoğlu, "AB, yalnızca teknik düzeyde yürütülmesi gereken tam üyelik müzakerelerini siyasallaştırmaya ve bazı fasıllarda görülen siyasi ve yapay engellemelere son vermeli." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin AB ile ilişkilerini gelecek dönemde normalleşmiş bir şekilde yürütmeyi arzu ettiklerini vurguladı.
- "Anlaşmazlıklar diyalog yoluyla çözülmeli"
Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilere yönelik soruyu yanıtlayan Çavuşoğlu, Almanya'nın NATO müttefiki olmasının yanı sıra Türkiye'nin temel ticari ortaklarından biri olduğunu belirtti. Mevcut bölgesel ve uluslar arası meselelerde iki ülkenin ortak çıkarları olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, Almanya'daki yoğun Türk nüfusunun iki ülke arasında bir köprü görevi gördüğünü ifade etti.
İki ülke arasında terörizmle mücadele gibi önemli konularda anlaşmazlıklar olduğunu anlatan Çavuşoğlu, "Anlaşmazlıklarımızın kamuoyu önünde verilen olumsuz mesajlar yerine diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğine inanıyoruz." dedi.
Mevlüt Çavuşoğlu, pozitif diyaloga devam ettiklerini ve yeni Alman hükümeti ile ilişki kurmaya hazır olduklarının altını çizdi.
- "Rusya ve İran ile iş birliğine devam edeceğiz"
Suriye konusuna da değinen Çavuşoğlu, iki ülkenin 911 kilometrelik sınırı bulunduğunu ve bu çerçevede Türkiye'nin yakın gelecekte istikrarlı, müreffeh ve demokratik bir Suriye'yi görmeyi arzu ettiğini ifade etti. Bu hedeflere ulaşılması için Türkiye'nin Rusya ile Halep'te ateşkesin sağlaması için 2016'da iş birliği yaptığını, daha sonra bu ateşkesin genişletildiğini ve yoğun çabalarının ardından 30 Aralık 2016'da tüm Suriye'de ateşkes ilan edildiğini hatırlatan Çavuşoğlu, bu ateşkesi güçlendirmek için Rusya ve İran'ı Astana görüşmelerine davet ettiklerini belirtti.
Çavuşoğlu, Astana görüşmelerinin olumlu sonuçları çerçevesinde oluşturulan gerilimi azaltma bölgelerinin sahada şiddeti oldukça azalttığına dikkat çekerek, "Cenevre sürecini canlandırmak için Rusya ve İran ile iş birliğimize devam etmeyi ve Suriye'de kalıcı bir siyasi çözüme ulaşmayı planlıyoruz." yorumunu yaptı.
- "Türkiye, güvenilir ortak olmaya devam edecek"
ABD'de Donald Trump'ın göreve gelmesinin ardından Türkiye-ABD ilişkilerinin seyrinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, iki ülke arasında Suriye ve DEAŞ karşıtı konularındaki görüş ayrılıklarının Obama döneminde başladığını anımsattı. Türkiye'nin mevcut kaygılarının ABD'nin Suriye'de PYD/PKK desteği ve FETÖ konuları olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, "Bu kritik konularda çözüm bulmak için daha fazla iş birliği yapmalıyız." ifadelerini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin halihazırda dünyada 17. ve Avrupa'da 6. ekonomi olduğunu, hemen herkesin Türkiye'nin 21. yüzyılın yükselen güçleri arasında yer aldığını düşündüğünü vurguladı. Türkiye'nin dış politikasının "Yurtta sulh, dünyada sulh" ilkesi çerçevesinde inşa edildiğinin altını çizen Çavuşoğlu, Türkiye'nin bölgesel ve uluslararası meselelerin çözümünde rol aldığını belirtti.
Çavuşoğlu, "Türkiye, İtalya'nın da dahil olduğu dost ve müttefik ülkeler için güçlü ve güvenilir ortak olmaya devam edecek." ifadesini kullandı.