Yılmaz, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, ABD'nin, Suriye'de özellikle PKK ve PYD'nin bulunduğu alanda sınır güvenliği amacıyla kuracağını açıkladığı 30 bine yakın silahlı unsur amacının Türkiye, Suriye ve Irak'ı baskı altına almak olduğunu belirtti.
ABD'nin, Suriye'de bir çözüm olmadan, çözüme dönük çalışma yapmak yerine Suriye'yi ayrıştırmaya dönük bir çaba içinde olmasının üzüntü verici olduğunu aktaran Yılmaz, ABD'nin bölgede oynamaya başladığı rolü yapıcı değil yıkıcı gördüklerini söyledi. Yılmaz, bunun, bölgenin daha fazla taşeronlaşmasına, ufalanmasına, bölge içindeki farklı yapıların devlet formasyonu kazanıyor gibi ilerleyip birbiriyle kavga etmesine dönüşecek bir süreci başlatacağını bildirdi.
Yılmaz, bu oluşumun Türkiye sınırına, Irak sınırlarına ve Fırat'ın doğusuna yerleştirileceğine dönük açıklamayı da manidar bulduklarına değinerek, "Güya IŞİD karşıtı adım olarak gösteriliyor ama IŞİD'in artık temizlenmekte olduğunu biliyoruz. Bu adımın ciddi kuşkular ve kaygıları içerdiğini belirtmek isteriz. İdlib'de AKP'nin oradaki cihatçıların hamiliğine soyunmasını da Suriye'nin birlik ve bütünlüğü açısından tehlikeli görüyoruz." dedi.
-"Birleşmeye değil bölünmeye doğru yol alınıyor"
Suriye'nin bir an önce siyasi birliğini, toprak bütünlüğünü sağlamasını ve bu konuda yeni bir siyasi sürecin başlamasını gerekli gördüklerini, bunu desteklediklerini vurgulayan Yılmaz, ancak Astana- Cenevre çatışmasının devam ettiğini, Suriye'nin 2018'de birleşme değil bölünmeye doğru yol alındığını üzülerek gördüklerini ifade etti.
Hükümetin, "Bir gece ansızın gelebiliriz." söylemlerini bir yıldan fazla duyduklarına değinen Yılmaz, iktidarın bunu içeride özellikle milliyetçi kesimin oyunu almak için kullanıldığını savundu.
Yılmaz, dış politika konusunun, hükümetin uygulamalarıyla yük haline geldiğini, bu yıl da OHAL devam ederse Türkiye'ye turist akımında zorluklar yaşanacağını öne sürdü. Yılmaz, dış politika iflası ve başarısızlığının, 2018'de kendilerini zorlayacağını savunarak, "Hükümetin bu gerçekliğin ne kadar farkında olduğu konusunda ciddi kuşkularımız var. Esasen bütün her şey iç kamuoyuna ve seçime dönük yapılıyor. Seçimlerde AKP'nin cumhurbaşkanlığını alabilmesine yönelik planlar yapılıyor. Türkiye'nin, ulusun menfaatleri, bu bölgedeki önemimiz göz ardı ediliyor." diye konuştu.
-"Suriye'de kime hizmet ediyoruz?"
Suriye'de Türkiye, İran, Suudi Arabistan taraf olduğuna işaret eden Yılmaz, ancak şu anda Suriye'de çatışmanın iki tarafından birinin ABD, diğerinin Rusya olduğunu bildirdi.
Yılmaz, Türkiye'nin, herhangi bir tarafın kendi senaryosunu uygulayabilmek için "bir tarafın gazına gelip", çatışmaya sürüklenebileceğini öne sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye eğer orada terör örgütleriyle bir çatışmaya sürüklenirse, Türkiye'nin içerisinin karıştırılması ikinci aşamadır. Bu halkın, bu ülkenin ulusal güvenliği ciddi manada riske atılmış olacaktır. Hükümetin çok iyi hesap yapması, muhalefeti dinlemesi lazım. Bölge, Kayseri, Zonguldak, Konya'da seçim mitinglerinde yapılan açıklamalarla okunacak bir bölge değildir. Bugün en fazla silahın yığıldığı yer Suriye'dir. Dünyada en fazla terör unsurunun yerleştirdiği yer Suriye'dir. Normal devletlerin terörle iç içe geçtiği yer Suriye'dir. Suriye, Türkiye'nin komşusudur ve Türkiye oradan en ufak bir istikrarsızlığa sürüklendiği zaman bu Türkiye'nin içini de etkileyecektir. Herkesin çok dikkatli olması gerekir.
Biz Suriye'de kime hizmet ediyoruz? Hem Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz hem de Suriye'nin toprak bütünlüğünü parçalayacak unsurlarla hareket ediyoruz. Bir an önce İdlib konusunda da bir karar verilmeli. İdlib, merkezi hükümete devredilmeli. Suriye'nin bir an önce toprak bütünlüğünü hızlı bir şekilde sağlaması konusunda devrede olunmalı, yardımcı olunmalı. Aksi takdirde bölünme devam edecektir. Eğer bu olmazsa, yarın orada sıkışacak cihatçılar Türkiye'ye kaçacaktır. Türkiye, orada onları himaye ediyor görüntüsü verdikten sonra, onları bu defa sıkıştıkları zaman nasıl ki Halep'ten kaçıp İdlib'e geldiler, bu defa İdlib'den kaçıp, Türkiye'ye sığındılar şeklinde bir algı yaratacaktır. Türkiye, eğer böyle bir tabloyla karşılaşmak istemiyorsa dünyada yıpranan imajını iyice yıpratmak istemiyorsa acilen siyaset değişikliğine gitmesi, durumu düzeltmesi lazım. Bu da ancak somut adımlarla olabilir."
-"ABD'nin, 5- 6 yıldır Suriye'de ne ile uğraştığının ifşası"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, gelinen aşamanın söz söyleme değil, karar aşaması olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin o bölgede çatıştırılacak bir atmosfere çekildiğini, o bölgedeki hassasiyetleri ve dengeleri okuyamayacak kadar körleştirildiğini öne süren Yılmaz, gerekirse Mecliste Suriye ile ilgili bir oturum yapılması gerektiğini kaydetti.
Yılmaz, bir gazetecinin, "Türkiye, 'bir gece ansızın gelebiliriz' dedikten sonra ABD, sınırda 30 bin kişilik bir ordu kurma kararı aldı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, şöyle karşılık verdi:
"Bu, Suriye dosyasındaki en kritik gelişmedir. Bundan daha önemli bir gelişme olamaz. ABD'nin, 5- 6 yıldır Suriye'de ne ile uğraştığının açıkça ifşasıdır. Bundan daha iyi izah olamaz. ABD, bölgede kendine taşeronlar arıyor, her milleti taşeron görüyor, onlarla bölgeyi dizayn etmek istiyor. Bunu, Irak'a, Türkiye'ye ve Suriye'ye karşı kullanmak istiyor. Trump yönetiminin, dış politikadaki bu adımlarını doğru bulmuyoruz. Bunu, bölgeyi bölme, parçalama yönünde adımlar olarak görüyoruz. ABD yönetimi, bu tür adımlardan vazgeçmeli. Suriye'de akan kanı durdurmak, birlik, bütünlüğü sağlamak, etnik ve mezhep ayrılıklarını gidermek, Suriye'de her kesimin birlikte yaşayabileceği ortak zemin yaratabilmek peşindeyiz. Ama bu ortamdan yararlanıp, Suriye'de farklı senaryolar içine girilmesini çok tehlikeli buluyoruz. Bu ABD'nin, özellikle Suriye'de siyasi çözümün konuşulduğu, o kadar sayısız güvenlik konseyi kararı olduğu bir ortamda ABD'nin yapacağı iş olmamalı."
-"Dikkatli karar almak lazım"
Yılmaz, "Afrin'e bir operasyon yapılmalı mı?" sorusu üzerine, Türkiye'nin, şu anda her zamandan daha fazla dikkatli olması, burada bir tuzağa çekilmemesi, çatışma alanına sürüklenmemesi gerektiğini ifade etti. Yılmaz, "Türkiye orada terör örgütleriyle boğuşturulursa içeride de bazı olaylar patlatabilirler. Çok dikkatli karar almak lazım." dedi.
Suriye'de siyasi birlik konusunda uluslararası atağa kalkılmasını isteyen Yılmaz, bir an önce siyasi süreç ve Suriye'nin toprak bütünlüğü konularına odaklanılması gerektiğini aktardı. Yılmaz, Suriye'de parça başı çözümün bir sonuç olmadığını belirterek, şu görüşlere yer verdi:
"İdlib konusuna yoğunlaşmak demek, İdlib'de sizi El Nusra, El Kaide, IŞİD ve diğer terör gruplarıyla aynı kefeye koymak anlamına gelir. Bizi sonuç alamayacağımız, asla kazanamayacağımız bir alana hapsettiler. Onu yırtıp atmalıyız. Siyasetin manevra alanını genişletmeliyiz."
Yılmaz, bir gazetecinin "Operasyon son seçenek mi olmalı ya da hiç mi düşünülmemeli?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"O konular şu anda konuşulacak bir konu değil. Siyasi olarak bütün riskleri saydım. Çok dikkatli olunmalı, Türkiye bir tuzağın içine çekiliyor. Başkalarının hesabı var. Türkiye başkalarının hesabıyla ve kendi yanlış adımlarıyla darbe yiyebileceği bir alana girmemeli. Dikkatli olmak zorundayız. İdlib konusu, bizim uluslararası imajımızı ciddi manada örseledi. Kimi koruyoruz orada? Dışişleri Bakanlığına, Rus ve İran büyükelçilerini çağırıyoruz. Kimi kime şikayet ediyoruz? Onlar, 'Burada teröristler var, onları temizliyoruz.' diyoruz. Biz onların hamisi durumuna düşmemeliyiz. Aynı şekilde Afrin ve diğer alanlarda da başka hesaplar var, başka ülkelerin hesabı var. Bunu da dikkatle görmeliyiz, buna ilişkin sağduyulu bir karar almalıyız. Oradaki olaylarla, içerimizdeki olabilecek olayları ayrı düşünmemek lazım. Bu bir milli hassasiyettir. Herhalde anlayan anlamıştır."
Yılmaz, CHP İstanbul İl Başkanlığına seçilen Canan Kaftancıoğlu'nun twittlerine ilişkin soru üzerine, bu konunun partinin ilgili organlarında elbette enine boyuna konuşulacağını belirtti. Yılmaz, kendisinin, Atatürkçü biri olduğunu, ülkeyi kuran, kurtaran Atatürk'e sonsuz minnettarlık duyduğunu kaydetti.