CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu:
'4 yılda, CHP iktidarında terörü kesinlikle bitireceğim. Bitirmediğim takdirde siyaseti tümüyle bırakacağım. Bu kadar açık, bu kadar net söylüyorum'- 'Bu ülkeye huzuru ve barışı nasıl getireceğimi sana anlatacağım. Sen de dinleyeceksin, vatandaşlar da dinleyecek. Bana istediğini soruyu sorabilirsin. Ben de sana soru soracağım' - 'Sayın Erdoğan'ın tek gündemi var. O da benim. Tabii bu beni mu

Oluşturma Tarihi: 2017-09-14 16:05:00

Güncelleme Tarihi: 2017-09-14 16:05:00

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "4 yılda, CHP iktidarında terörü kesinlikle bitireceğim. Bitirmediğim takdirde siyaseti tümüyle bırakacağım. Bu kadar açık, bu kadar net söylüyorum." dedi.

Kılıçdaroğlu, "Tarım Çalıştayı"na katılmak üzere gittiği Balıkesir'de programın düzenlendiği otelin salonunda gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Balıkesir'in tarım açısından Türkiye'nin en önemli kentlerinden biri olduğunu belirten Kemal Kılıçdaroğlu, Balıkesirlilerin, kentlerini "Tarımın başkenti" olarak tanımladığını ve bununla gurur duyduklarını ifade etti.

Balıkesirlilerin yüzde 30'unun kırsal kesimde yaşadığını ve üretim yaptığını, alın teri döktüğünü anlatan Kılıçdaroğlu, beyaz et üretiminin yüzde 20'sini, yumurta üretiminin yüzde 10'unu, yem üretiminin yüzde 14'ünü Balıkesir'in gerçekleştirdiğini kaydetti.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Süt üretiminde Türkiye ikincisi, kırmızı et üretiminde de Türkiye üçüncüsü. O nedenle Balıkesir, 'Türkiye'nin tarım başkenti' tanımını hak eden kentlerimizden birisi. Üreticilerle bir araya geldik ve onların sorunlarını dinledik. Onlar üretiyorlar ama ürettiklerini hak ettikleri fiyattan satamıyorlar. Dertliler. Üreticilerin borç batağı içinde olduğunu hemen hemen her üretici söyledi. 'Borç batağı içindeyiz' diyorlar. 'Kapıdaki traktör, ahırdaki inek bize ait değil, bankaya ait. Biz çalışıyoruz, başkaları kazanıyor. Dolayısıyla zarar ediyoruz' diyorlar. 'Dünyanın en pahalı mazotunu alıyoruz. İlaç pahalı, gübre pahalı, elektrik pahalı. Her şey çok pahalı ama sattığımız ürünün karşılığını alamıyoruz' dediler."

- "Erdoğan'ın tek gündemi var. O da benim"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bu sorunların nasıl çözüleceğini de üreticilerle konuştuklarını vurgulayarak, "Fındık üreticisinin sorunları var. Bütün Türkiye konuşuyor ama sadece konuşmayan hükümetin kendisi. Bu kadar dert varken bu dertlerin üstü örtülmek isteniyor." ifadesini kullandı.

Vatandaşın gündeminin farklı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Sayın Erdoğan'ın gündemi ise ayrı. Fındık üreticisinin gündemi ayrı Sayın Erdoğan'ın gündemi ayrı. Efendim beyaz et, buğday ve hububat üreticisinin gündemi ayrı Sayın Erdoğan'ın gündemi ayrı. Onlar 'Geçinemiyoruz, borç batağındayız. Aman sorunumuzu çözün.' diyorlar. Sayın Erdoğan'ın tek gündemi var. O da benim. Tabii bu beni mutlu ediyor. Onun gündeminde sadece ve sadece benim olmam beni mutlu ediyor. Benimle ilgileniyor, benimle uğraşıyor, benimle konuşmak istiyor, bana çatıyor. Amaç acaba toplumun yoğun gündeminden toplumu nasıl koparırım? Beni üzen nokta asıl burası. Türkiye'nin gerçek sorunlarını konuşamıyoruz ve tartışamıyoruz."

- "Bitirmediğim takdirde siyaseti tümüyle bırakacağım"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün kendisiyle ilgili açıklamalarda bulunduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, "Dün yine konuşurken klasik Kılıçdaroğlu hastalığı yeniden nüksetmiş öyle anlaşılıyor. 'Ey Kılıçdaroğlu' diye başlamış. Sorduğu ilk soru, 'Sen kimsin?' Diyorum ya 4 yılda terörü biteceğim. Bir daha söylüyorum. 80 milyon yurttaşıma sesleniyorum. 4 yılda, CHP iktidarında terörü kesinlikle bitireceğim. Bitirmediğim takdirde siyaseti tümüyle bırakacağım. Bu kadar açık, bu kadar net söylüyorum. Erdoğan dönüp diyor ki, 'Ey Kılıçdaroğlu kimsin sen?' Söyleyeyim. Ben senin televizyona çıkmakta korktuğun kişiyim." diye konuştu.

"Gel yüreğin yetiyorsa ben terörü 4 yılda nasıl bitireceğimi sana anlatacağım ve sen de dinleyeceksin, vatandaşlar da dinleyecek." diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bu ülkeye huzuru ve barışı nasıl getireceğimi sana anlatacağım. Sen de dinleyeceksin, vatandaşlar da dinleyecek. Bana istediğini soruyu sorabilirsin. Ben de sana soru soracağım. Hatta geçen sefer söylemiştim, soruları önce ben şimdiden sana söyleyeyim. Sen otur akşam evinde kurmaylarınla çalış, cevabını hazırla öyle çık ama şimdi 'Sen kimsin?' diye bana soruyor. Ben, senin benimle beraber televizyona çıkmaktan korktuğun kişiyim. Korkma benden. Ben düzgün insanım. Sorulması gereken soruyu sor artık. Cesaretin varsa gelirsin. TRT var devletin televizyonu. Hem benim vergimden hem senin verginden besleniyor. Bağımsız bir alan olarak kabul edelim, oraya çıkalım. 'Kavgaya varım' demiş Erdoğan. Bu sözü duyunca televizyona çıkmayı kabul etti diye anladım. Çünkü bizim kavgamız demokrasi kavgası. Bizim kavgamız kalkıp da birbirimize yumruk atma kavgası değil. Elimize silah alıp sokağa çıkacak halimiz yok ama demokrasi kavgasını yapacağız. 'Varım' demiş ben de varım Sayın Erdoğan. Hemen acele seni bekliyorum. Nerede? TRT'de bekliyorum. Ha TRT'yi uygun görmezsen arzu ettiğin televizyon kanalında bekliyorum. Soruları sormuştum bir soru daha sorayım. Önceden hazırlık yapsın diye. Bu milletin başına PKK'yı İŞİD'i ve FETÖ'yü kim musallat etti?"

- "Niye benimle uğraşıyorsun?"

Kemal Kılıçdaroğlu, Bülent Ecevit döneminden iktidar devralındığında PKK, İŞİD ve FETÖ'nün olmadığını bildirerek, "Şimdi hem İŞİD hem PKK hem FETÖ var. Bunları sen besledin, büyüttün. Oslo'da bunlarla beraber oldun. Habur'da Türkiye Cumhuriyeti'nin hakimlerini, savcılarını bunların ayağına gönderdin. Dolmabahçe'de oturdun. İmralı'da oturdun. O yetmiyormuş gibi döndün FETÖ'ye 'Ne istediniz de vermedik?' dedin. Onlara her istediklerini verdiler. İyi de bu ülkenin çiftçisine, emeklisine, taşeron işçisine, garibanına, işsizine niye vermedin?" ifadesini kullandıb

Sürekli kendisiyle uğraşıldığını ileri süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Niye benimle uğraşıyorsun? Sabah, öğle, akşam Kılıçdaroğlu. İyi, gayet güzel. Memnunum ben bundan. Beni konuşuyorsan önüme çıkmaya niye cesaret edemiyorsun? Benim sorularımdan korkuyorsun değil mi? Korkacaksın daha. Zaten Kılıçdaroğlu hastalığının nüksetmesinin nedeni de bu. Sesimi duyunca, fotoğrafımı görünce kan beynine sıçrıyor. Hele hele cevap vermeyince çıldırıyor. Çıldırabilirsin, kan beynine sıçrayabilir ama ben bu ülkede mazlumların, taşeron işçilerinin, emeklilerin, memurların, sanayicilerin, herkesin avukatı olacağım. Sen ise belli çevrelerin avukatı olacaksın. Sana çok açık ve net bir soru daha soruyorum Sayın Erdoğan. Sen terör örgütlerine yardım ve yataklık yaptın mı, yapmadın mı? Ben senin yaptığını gayet iyi biliyorum. Ver beni mahkemeye. De ki 'Kılıçdaroğlu beni terör örgütlerine yardım ve yataklık yapmakla suçluyor' Niye vermiyorsun mahkemeye? Senin mahkemelerinde yargılanacağım üstelik. Senin hakimlerinin önünde yargılanacağım. Belgeleri tek tek o hakimin önüne koyacağım. Hakim dahi kıpırdayamayacak. Cesaretin varsa gel kardeşim. Öyle ulu orta bağırmanın hiçbir anlamı yok."

Kemal Kılıçdaroğlu, açıklamasının ardından kanaat önderleriyle basına kapalı gerçekleştirilen toplantıya geçti.