Altay, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu.
Türkiye'de vergi kaçırmak isteyenlerin eskiden bunu "vergi cenneti" olarak nitelendirilen bazı yabancı adalar üzerinden yaptıklarını anlatan Altay, "Vergi kaçırmak isteyenlerin bugün, üzülerek ve utanarak söylüyorum ki bunu Kızılay üzerinden yapmaları her şeyden önce Allah'tan korkmamak, milletten utanmamaktır. Daha da vahimi, Kızılay'ın böyle bir kaçakçılığa, sorumsuzluğa ve hırsızlığa alet olmasıdır." diye konuştu.
Özel bir şirketin, vergisini, devletin parasını bağış olarak Kızılay üzerinden Ensar Vakfı'na aktardığını anlatan Altay, "Kızılay'ın vergi kaçakçılığına aracılık etmesi, kanuna karşı hiledir." sözlerini sarf etti.
Kızılay Başkanı'nın bu olaya ilişkin "Vergi kaçırma değil, vergiden kaçınma" şeklinde ifadeler kullandığını aktaran Altay, "Bu Allah'tan korkmamak, kuldan utanmamaktır. Bir adım daha ileri gidiyorum, bunun diğer bir adı ahlaksızlıktır, bir başka adı edepsizliktir. Bu durum, Türkiye'yi şok etmiştir. Kızılay artık bu yönüyle kamu yararına değil, kamu zararına çalışan bir dernek yaftasını da tabelasına çakmıştır. Kızılay bunu asla hak etmiyor." ifadelerini kullandı.
Kızılay Başkanı Kerem Kınık'ın söz konusu duruma ilişkin açıklamalarını "özrü kabahatinden büyük" olarak nitelendiren Altay, Kınık'ın ve Kızılay yönetiminin istifa etmesi gerektiğini söyledi.
CHP Grubu olarak gelecek hafta bu konuda Meclis araştırma komisyonu kurulmasını talep edeceklerini bildiren Altay, Kızılay'ın amacının yardım, dayanışma, zor zamanda yetişme ve kan bulma olduğunu, ancak bugün hiç hak etmediği bir güven ve itibar kaybıyla karşı karşıya kaldığını belirtti.
Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Erdoğan'ın, AK Parti'nin Ensar ve benzeri vakıflara ilgilerini biliyoruz. Kendi keselerinden bu vakıflara diledikleri kadar para verebilirler ama devletin parasını Kızılay üzerinden vergiden kaçırmak suretiyle bu vakfın emrine vermeleri kabul edilebilir bir tablo değildir. Kızılay, Recep Tayyip Erdoğan'ın da Kerem Kınık'ın da değildir. Kızılay, 82 milyon aziz milletimizindir, 152 yıllık kutlu bir emanettir; daha fazla kirlenmesine CHP'nin rızası yoktur, olmayacaktır."
Yasa gereği Kızılay'a yapılan bağışların tümünün vergiden düşürüldüğünü de ifade eden Altay, bu bağlamda Kızılay'ın "pis bir mekanizmanın dişlisi ve çarkı olduğunu" ileri sürerek, Hazine ve Maliye Bakanlığını göreve çağırdı.
"Kızılay Man Adası işlevi gören bir kurum haline gelmiştir." diyen Altay, Kızılay Başkanı Kınık oğlu Furkan Kınık'ın Genç Kızılay Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığını da söyledi.
- "Sadece 2 günde 2 milyon TL kayıp"
CHP'li Altay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da hükümet yetkililerinin de yardım paralarına yönelik hesap vermeleri gerektiğini belirterek, "Paşa paşa, baba baba o hesabı vereceksin hem bu dünyada hem öbür dünyada." ifadesini kullandı.
Altay, TV yapımcısı Acun Ilıcalı'nın Elazığ depremi sonrası başlattığı kampanyada toplam 73 milyon liralık yardım toplandığını ilan ettiğini, ancak AFAD'ın 2 gün sonra toplanan toplam yardım tutarını 71 milyon lira olarak duyurduğunu kaydetti. Engin Altay, şöyle devam etti:
"Sadece 2 günde 2 milyonluk kayıptan bahsediyoruz. AFAD'ın açıkladığı 71 milyon vatandaşlarımızın katkısı ise, Acun Ilıcalı'nın programında toplanan 73 milyon nerede? Yani Ilıcalı'nın programı dışında hiç kimse mi yardım etmedi? Etti. llıcalı'nın programından ayrı olarak yüzlerce binlerce vatandaşımızın yardım ettiğini biliyoruz. AFAD, Acun Ilıcalı'nın hesaplarına gönderdiği 73 milyonun bile altında bir rakam ortaya koyuyor. Bunu sormak görevimiz, millet adına soruyoruz. 'Hesabını vermeye zamanım yok.' ne demek?"
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç'un 5 yıldır Sakarya'da 21 okulun olası bir depremle yıkılabileceğini belirttiğini, Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun son grup toplantısında dile getirdiği söz konusu okullardan 17'sinin yıkılmak üzere boşaltıldığını anlatan Altay, "Allah razı olsun ama 5 yıllık bir ihmal var." sözlerini sarf etti.
17 Ağustos depreminin üzerinden geçen 21 yılda hükümetin 3 paragraflık icraat sıralayamayacağını ileri süren Altay, "Allah'a çok şükür Müslümanız. Ama Cenabı Allah'ın şöyle bir takdiri yok; 'Müslümanlar depremde ölebilir, Hristiyanlar ölemez'. Bu Erdoğan'a ait bir tasarruf, kabul etmek asla mümkün değil." diye konuştu.
- CHP'den Filistin Büyükelçiliğine ziyaret
CHP'li Altay, ABD Başkanı Donald Trump'ın sözde Orta Doğu barış planını dün TBMM'de grubu bulunan tüm siyasi partilerin kınadığını anımsatarak, "Bugün Filistin Ankara Büyükelçiliğini aradım. Genel Başkanımızın talimatıyla Filistin halkıyla ve devletiyle dayanışmamızı paylaşmak için randevu talep ettim. İstanbul'dalarmış. Pazartesi günü CHP'li heyetle, bir grup milletvekiliyle Filistin büyükelçiliğine giderek hem Filistin halkına hem bu dünyaya dayanışmamızı göstereceğiz." dedi.
Engin Altay, söz konusu plana en büyük refleksi Türkiye'nin göstermesi gerektiğini ifade ederek, planın daha fazla kan ve gözyaşı getireceğini kaydetti.
Bu planı yapan devlet yöneticilerinin, ülkelerinde iç siyasette durumlarını tahkim etmek istediklerine dikkati çeken Altay, Filistinliler'in kanının dökülmesini göze alanların cani ve savaş suçlusu olduklarını vurguladı.
Engin Altay, partisinin, hükümeti Suriye ve İdlib konusunda sürekli uyardığını ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "köşeye sıkıştıktan sonra" CHP'yi dinlediğini iddia etti. "Bugüne kadar uyarılarımız dinlenseydi, daha az insan ölürdü." diyen Altay, İdlib'den gelen sığınmacılar arasında teröristlerin de bulunabileceği yönünde uyarı yaptı.
- "İlker Başbuğ'a katılıyorum"
Altay, bir basın mensubunun eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, 26 Haziran 2009'da TBMM gündemine getirilen teklife ilişkin "Bu kanun teklifini kim hazırladı, tamamen FETÖ ile ilgili, bu araştırılsın." sözlerini anımsatarak değerlendirmesini sorması üzerine, Başbuğ'a katıldığını, kendisinin de kısa süre önce kanıt olarak kanun tekliflerini ortaya koyduğunu söyledi.
Engin Altay, şöyle konuştu:
"Bir belge, kanun teklifi sunuyor. Bunun altında kimin imzası varsa 'siyasi ayak o.' diyor. Bu gece yarısı bir önergeyle geldiği için Meclis İçtüzük'ünde sadece önergeyi veren parti konuşabilir ve oylanır. CHP'nin tutanaklarda bir şeyi yok demesin. Gece yarısı geldi, geçti. Herkesin içi rahat olsun, CHP bu maddeyi Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı. İlker Başbuğ'un gösterdiği gibi Meclis'te kamuoyuna yüzlerce, binlerce evrak ve belge gösterilebilir."