CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında, parti genel merkezinde toplandı.
Toplantı sürerken açıklamada bulunan Böke, konuşmasına, şehit askerlere rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı dileyerek başladı.
Anayasa Mutabakat Komisyonunun çalışmalarına, CHP'nin başkanlık dayatmasına izin vermeyeceğini açıkça ortaya koyması üzerine, Meclis Başkanı tarafından son verildiğini savunan Böke, Türkiye'nin temel sorununun, darbe hukuku ve bu anlayışı devam ettirmek isteyen yasalar olduğunu belirtti.
Türkiye'nin mevcut otoriter ve baskıcı rejimden, özgürlükçü demokrasi rejimine geçiş ihtiyacının bulunduğunu defalarca vurguladıklarını anımsatan Böke, bunu, komisyon çalışmaları başlamadan önce, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun Meclis Başkanı'na yazdığı mektupta da dile getirdiğini aktardı.
Selin Sayek Böke, komisyon çalışmalarına, Türkiye'nin çok acil darbe hukukundan arındırılmasını sağlamak, bölünmenin önünde engel oluşturacak ilk dört maddeyi asla tartışmaya açmayacak bir zemin oluşturmak ve parlamenter sistemi güçlendirmek için katılacaklarını söylediklerini hatırlattı.
CHP'nin Türkiye'yi böldürmeyeceğini, "tek adam diktası"na teslim etmeyeceğini vurgulayan Böke, bunun, kendilerine oy veren 12 milyon insana borçları, Türkiye'ye karşı sorumlulukları olduğunu kaydetti.
Komisyon çalışmasında bulunan CHP'lilerin, parlamenter sistem üzerinden şekillenecek bir mutabakat için masaya oturduğunu ifade eden Böke, şunları söyledi:
"Dün yaşanan tartışmalar usül tartışmasının içinde bir esas tartışması yapılması gerekliliğinin de ilk adımıydı. Bir hükümet sistemi belirlenmeden, o hükümet sisteminin işlevini ortaya koyacak olan bir anayasa metnini yazılması mümkün değildir. Parlamenter sistem altında nasıl bir yargı, yasama ve yürütme ilişkisi tanımlanacağı bu anayasada ortaya konacaktır. Herhangi bir anayasa değişikliği tartışmasından önce bir görev tanımı yapılması zorunluluktur."
- "Türkiye'nin sistem sorunu yok"
Hükümet sisteminin tanımlanmadığı anayasa çalışmalarını, "temeli olmayan bir eve çatı yapmaya" benzeten Böke, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dün bir kez daha anlaşıldı ki ismine AKP'nin 'anayasa komisyonu' dediği komisyon, AKP için de bir anayasa komisyonu değilmiş. Bu komisyon AKP için bir başkanlık komisyonuymuş. AKP'nin komisyondan anladığı tek şeyin, 'bir tek adamın rejimine meşruiyet kazandırmak' olduğu bir kez daha anlaşıldı. Türkiye'nin, değil bir tek kişinin gündemi olan sistem tartışmasına, herhangi bir tali konuya ayıracak vakti yoktur. Türkiye'de bir sistem sorunu yoktur. Parlamenter sistemin daha güçlü hale getirilmesi için atılacak her adıma da ortak olmaya devam etme çağrımız açıktır. Biz, böyle bir orta oyununa alet olmayız. Milletle de kimsenin oyun oynamasına ve bu kadar çok sıkışmış gündem içerisinde vatandaşımızın gerçek sorunlarına değil de 'tek adamın isteğine' hapsolmuş bir tartışmaya da Türkiye'de geçit vermeyiz. Türkiye'nin bir sistem sorunu yoktur, Türkiye'nin bir demokrasi sorunu vardır. Türkiye'nin çok acil olarak özgürlükçü demokrasiyi inşa edecek, ülkeyi darbe hukukundan arındıracak adımları hızla atması gerekmektedir."
Anayasa'da "basının hür olduğunun ve sansür edilemeyeceğinin" yazıldığını anımsatan Böke, bunun gerçekleşmesi için, Türkiye'nin önce bu pratiği yakalayacağı yasal düzenlemeleri yerine getirmesi gerektiğini bildirdi.
Selin Sayek Böke, "CHP, darbe hukukundan arındırılma faaliyetlerinin ve parlamenter sistemi güçlendirecek bütün adımların samimiyetle, bu masada hep birlikte atılması için ilk gün nasıl bir heyecanla masaya oturduysa bugün de aynı heyecanı ve isteği duymaktadır. CHP, Türkiye'yi tek adamın isteğine teslim etmeyecektir. Biz, Türkiye de bir dikta rejimi kurulmasına izin vermeyeceğiz" diye konuştu.
TBMM'de geçen dönemde 25 aylık bir çalışma sonucunda, Anayasa Uzlaşma Komisyonunda 60 madde üzerinde anlaşıldığını hatırlatan Böke, CHP'nin, dünkü toplantıda bu 60 maddeye bazı ek yargı maddeleri de eklenerek, hemen geçirilmesi çağrısında bulunduğunu ancak bunun reddedildiğini anlattı.
- "İktidar masanın dışından naralar atıyor"
Türkiye'nin, AK Parti iktidarı tarafından "savaş gündemine sıkıştırıldığını" iddia eden Böke, iktidarın kötü yönetiminin, Türkiye'yi her alanda sorun yumağına çevirdiğini belirtti.
İktidarın sıkışıklığa çözüm olarak, "savaş ve çatışma" önerdiğini savunan Böke, "İktidarlar sorunlarını çözemedikçe otoriterleşirler. Otoriterleşmeyi de kabul ettirebilmek için çatışma ve savaş politikalarına başvururlar. Tarih bunun nice örneğiyle doludur. Çünkü savaş, her türlü muhalefeti susturmanın bir yoludur. Çünkü savaş, savaşa karşı olan herkesi 'gayri milli' olarak sınıflandırmanın önünü açan bir araçtır" diye konuştu.
Kendi yarattıkları sıkışıklıkları çözmek için çatışma dışında çaresi, çözüm önerisi kalmamış olan bir iktidarla karşı karşıya olunduğunu öne süren Böke, siyasetçilere düşen görevin, bu sıkışıklıkları tespit etmek ve çözülmesi için gayret göstermek olduğunu vurguladı.
Bu sıkışık alanlardan birinin, Türkiye'nin çökmüş dış politikası ve Suriye olduğunu anlatan Böke, "AKP ne kadar aksini iddia etse de ne kadar kahramanlık destanları satmaya çalışsa da dış ve Suriye politikası çökmüştür. Türkiye, Suriye politikası sonucunda, bölgedeki tek kaybedendir. Rusya ile yaşanan gerginlik sonucunda, bölgede uçak uçuramıyoruz. Kurulan masaların etrafında yokuz. Olmasını istediğimiz grupların oturmasını sağlayamıyoruz. Alanda desteklediğimiz grupların hemen hepsi izole olmuş durumda. Yani AKP esasında masanın etrafında yok. Masanın dışından naralar atıyor" değerlendirmesinde bulundu.
- "Vatandaşın geliri 7 yıldır artmadı"
CHP'nin, başkanlık savaşının hiçbir zeminde yapılmasına izin vermeyeceğini bildiren Böke, iktidarın Suriye politikasından geriye, milyonlarca insanlık dramının, 2,5 milyonu Türkiye'de olan 4 milyon insanın vatanından olmasının, 470 binden fazla kişinin ölümünün kaldığını anlattı.
Bir diğer sıkışıklığın ise "terör sorunu" olduğunu ifade eden Böke, son 7 ayda Türkiye'nin 296 şehit verdiğini, çözüm umudundan geriye ölümlerin, ağlayan anaların kaldığını kaydetti.
Bir başka sıkışıklığın ise "mutfakta yaşandığını", 7 yıldır alın teriyle çalışan vatandaşların gelirinin artmadığını öne süren Böke, "3 milyon kişi resmi olarak, yaklaşık 6 milyon kişi de umudunu da kaybettiği için işsiz. Yarına dair bir umudu yok. Masasına getirdiği ekmeğin dörtte birini zamlarla kaybetmiş. Ankara'da çalışan asgari ücretli, geçen sene masaya getirdiği ekmeğin üçte birini getiremiyor. Çünkü AKP ekonomiyi yönetemiyor. AKP ekonomiyi kötü yönetiyor" dedi.
Soma'da 301 kişinin hayatını kaybettiği maden kazasında, tekmelenen maden emekçisi Erdal Kocabıyık'a "kamu malına zarar vermekten" ceza verildiğini kaydeden Böke, "İşte bu yüzden CHP, komisyonda otururken Türkiye'yi bu faşizan yaklaşımdan kurtaracak hukuki düzenleme yapılsın diye oturdu" ifadesini kullandı.
- "Özgürlükçü demokrasi için gayret göstereceğiz"
Cerattepe'de, doğanın yeşilini korumak isteyenlere biber gazlarının sıkıldığını, İstanbul'da öldürülen Dilek Doğan'ın anne ve babasının, duruşma salonuna darp edilerek alındığını ifade eden Böke, CHP PM üyesi avukat Sera Kadıgil'in, bir ifadesi nedeniyle 1 yıl 9 ay hapis cezasını çarptırıldığını belirtti.
Kadıgil'in bu durumu gerekirse AİHM'ye götürmekte kararlı olduğuna vurgu yapan Böke, "CHP, ülkede özgürce herkesin konuşabildiği, demokrasinin sandıkla sınırlı olmadığı özgürlükçü bir demokrasi düzeninin kurulması için elinden gelen her türlü gayreti göstermeye devam edecektir" diye konuştu.
Selin Sayek Böke, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
CHP'nin Anayasa Mutabakat Komisyonundan kalkması sonrasında, Meclis Başkanı Kahraman'ın çağrı niteliğinde açıklamalarının olduğu hatırlatılarak, komisyon çalışmalarına yeniden dönülüp dönülmeyeceği sorusuna Böke, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, TBMM Başkanı Kahraman'a yazdığı mektubun Kahraman tarafından bir kez daha okunmuş olmasından memnuniyet duyduklarını belirtti.
Böke, şöyle konuştu:
"Bu komisyonun 'darbe hukukundan arındırılması komisyonu' olması, bu komisyonun Türkiye'de kalıcı bir parlementer sistemin inşası için bir çalışma komisyonu olması çağrısının kendisi tarafından kabul edildiğini düşünerek memnuniyet duyuyoruz. Bizim koşullarımızın kabul edildiğine dair bir izlenimle memnuniyet duyduk. Biz hangi koşullarda masada olacağımızı ifade etmiştik. Koşulların sağlanıp sağlanmayacağı gibi bir değerlendirmenin yapılması gerekliliği ortada."
- Eski Genel Başkan Baykal'ın açıklamaları
Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın açıklamalarının MYK'da gündeme gelip gelmediği, geldiyse ne şekilde değerlendirildiğinin sorulması üzerine Böke, aktardığı değerlendirmeler dışında herhangi bir gündemin MYK'da görüşülmediğini açıkladı.
CHP'nin hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı bir parti olduğunu belirten Böke, "CHP, Türkiye için ne hayal ediyorsa kendisi, kendi içinde de bunu uygulayan bir partidir. Hukukun üstünlüğüne inanan bir parti kendi hukuki mercilerine gereken bütün delegasyonu yaparak karar verme yetkisi verir. Aynı şekilde bütün parti üyelerine kendi görüşlerini demokratça ifade etme zemini sağlar. Bunun ötesinde bir değerlendirme yapma ihtiyacı yoktur. Türkiye'nin gündemi çok yoğun. Gördüğünüz gibi çok önemli meseleleri var. Biz MYK'yı bu çok önemli meselelerle ilgili geçirdik" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekillerine "Gelin biz millete gideceğiz deyin, kararı millet versin" diye seslendiği, CHP'ye yönelik eleştirilerde bulunduğu ve Atatürk'ün "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözünü hatırlatarak, "Siz Atatürkçü değil misiniz" sorusunu yönelttiği belirtilerek, bununla ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine Selin Sayek Böke, "CHP'nin Atatürkçülüğünü kimsenin sorgulama hakkı yoktur. Sayın Cumhurbaşkanı'nın hiç yoktur. Var olan parlamenter sistem üzerine vesayet kuran bu açıklamaları olduğu gibi kınıyoruz" yanıtını verdi.
Öte yandan, yaklaşık 2,5 saat süren MYK toplantısı sona erdi.