Çin'de Uygur çocukların tutulduğu 'sığınma evleri'nin görüntüleri ortaya çıktı
İtalya merkezli insan hakları dergisi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde ebeveynleri kamplara alınan çocukların bulunduğu bir 'sığınma evine' ait olduğu öne sürülen görüntüleri yayınladı- Müslüman azınlıklara mensup çocukların alındığı okullara giriş kayıt evrakları üzerinde hem anne hem babası kamplarda tutulanlar için 'çifte alıkonulmuş' tanımı yapılıyor- Görüntülerde okulda duvarların tel örg

Oluşturma Tarihi: 2019-01-31 14:47:13

Güncelleme Tarihi: 2019-01-31 14:47:13

Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde, aileleri "eğitim yoluyla dönüştürme merkezi" veya "mesleki eğitim merkezi" olarak adlandırılan kamplara alınan Müslüman Uygur ve Kazak çocukların yatılı okul veya kreşlere gönderildikleri ve buralarda propagandaya maruz kaldıkları iddia edildi.

Çin'deki dini özgürlükler ve insan hakları konularında yayım yapan İtalya merkezli "Bitter Winter" adlı dergi, ebeveynleri kamplara alınan Uygur ve Kazak çocukların "sevgi dolu kalp" anlamına gelen "Ayşin" adlı kreş ve okullarda beyinlerinin yıkanmaya çalışıldığını iddia etti.

Sadece Çince eğitim verilen okullarda tutulan çocukların, yoğun güvenlik önlemleri altında ve dış dünyaya sınırlı erişimin olduğu bir hayat yaşadığı ifade edildi.

Dergi, haberinde yüksek duvarlar ve tel örgülerle çevrili okullarda tutulan çocukların, ebeveynleriyle sadece ayda bir kere ve görevlilerin nezaretinde görüntülü olarak görüştürüldüğünü, çocukların görüşmenin ardından ağlayarak anne babalarının yanında olmak istediklerini söylediğini aktardı.

Bitter Winter, ebeveynleri kamplara alınan çocukların tutulduğu "sığınma evi" olarak adlandırılan tesislerden birine ait olduğu öne sürülen bir de video yayınladı.

Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin Kazak Özerk Vilayeti'ndeki Çapçal kasabasında bulunduğu belirtilen tesisin, geçen yılın ağustos ayında çekildiği belirtilen görüntülerinde, kapısında bulunan polis merkezinde ziyaretçilerin kimlik bilgileriyle kayıt yaptırarak girebildiği gözlenirken, binaya erişimin sağlandığı kapılarda da şahsi eşyaların güvenlik kontrolünden geçirilmesi isteniyor.

- "Çifte alıkonulmuş aile"

Tesise alınan çocukların Çince giriş kaydı evrakları üzerinde yer alan ifadelerde, hem anne hem babası kamplara alınan çocuklar için "çifte alıkonulmuş aile" tanımlaması yapılıyor.

Görüntülerde, büyük gözetleme direkleri, duvarlarda dikenli teller, her noktaya yerleştirilmiş kameralar dikkati çekiyor.

Ayrıca görüntülerde, tesisin girişinde bir odada toplumsal olaylara müdahalede kullanılan kask, kalkan gibi teçhizatın bulunduğu, askeri kamuflaj giymiş kişilerin çocuklara eğitim verdiği, çocukların tutulduğu yatakhanelerin girişinde Çin haritalarının asılı olduğu, duvarlarda "Ben Çinliyim ve ülkemi seviyorum" gibi propaganda sloganlarının yer aldığı görülüyor.

"Sığınma evinin", Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına göre en az 1 milyon kişinin alıkonulduğu kamplara ait olduğu öne sürülen görsellerle benzerliği de dikkati çekiyor.

Bitter Winter'a konuşan okuldaki bir öğretmen, özellikle akşam olduğunda çocukların "Anne babamı istiyorum, eve gitmek istiyorum." diyerek ağladığını ve en çok bu durumun okuldaki görevlileri zorladığını belirtiyor. Haberde öğretmenlerin de isteğinin dışında atandığı iddia ediliyor.

Güvenlik kaygıları nedeniyle ismi açıklanmayan bir öğretmen, dergiye yaptığı açıklamada, "Birçok öğretmen yorgunluktan tükenmiş durumda. Çözüm yok. Han milliyetine mensup bir Çinli veya Uygur olmanızdan bağımsız olarak yanlış bir şey söylediğiniz sürece süresiz olarak öğrenim görmeye gönderiliyorsunuz. Eviniz boş kalıyor ve çocuğunuz eğitim için bu sığınma evlerine yollanıyor." ifadelerini kullandı.

- Çin'e uluslararası alandan tepkiler

Çinli insan hakları kuruluşları, Sincan'da milyonlarca Uygur'un "yeniden eğitim" gerekçesiyle toplama kamplarında tutulduğunu bir süredir uluslararası toplumun gündemine getirmeye çalışıyordu.

BM Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi'nin Çin'de ayrımcılığa uğrayan topluluklarla ilgili İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlediği toplantıya katılan insan hakları kuruluşları, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yerel yöneticilerin siyasi olarak sakıncalı tutumlar içinde olduğunu iddia ettiği bireyleri siyasi eğitim merkezlerinde alıkoyduğunu öne sürmüştü.

Örgüt temsilcileri, toplantıda yaptıkları sunumlarda, herhangi bir yargı kararına dayanmadan hürriyetinden alıkonulan kişi sayısının 3 milyonu bulduğunu iddia etmişti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) bir süre önce yayımladığı raporda, son iki yılda Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde çok sayıda kişinin "önleyici polisiye tedbiri" adı altında suçsuz yere alıkonulduğu ve siyasi açıdan tehlikeli olarak değerlendirilen bireylerin herhangi bir yargı kararı olmaksızın "siyasi eğitim merkezleri" denilen gözaltı merkezlerine gönderildiği iddialarına yer vermişti.​

Avrupa Birliği (AB), Çin ile yapılan İnsan Hakları Diyaloğu toplantısında Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki "siyasi eğitim merkezleri"nin endişe kaynağı olduğunu vurgulamıştı.​

Eğitim kamplarının varlığı konusunda yurt dışından gelen sert eleştirilere yanıt veren Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüleri, farklı dönemlerde bu kampların varlığını kesin dille yalanlayan açıklamalarda bulunmuştu. Pekin yönetimi söz konusu kampların "mesleki eğitim" için kullanıldığını ileri sürüyor.