Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde esnaf ve vatandaşlarla iftarda bir araya geldi.
İftar sonrası yaptığı konuşmaya "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne, milletin evine, evinize hoşgeldiniz" diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm davetlilerin gelecek Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramını tebrik etti.
"Bugün sizlerle biraz dertleşmek istiyorum" şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti'ni 600 yıllık bir çınarın dört bir yandan gelen saldırılar sonunda devrilmesinin ardından, taze bir filizi toprakla buluşturmanın heyecanıyla kurduk." dedi.
Osmanlı Devleti'nin son döneminde topraklarının büyüklüğünün yaklaşık 5 milyon kilometrekare olduğunu anımsatan Erdoğan, Türkiye'nin sonradan anavatana katılan Hatay ile 780 bin kilometrekare vatan toprağı üzerinde kurulduğunu ifade etti.
- "Milletimiz her fırsatta sözün de yetkinin de kendisinde olduğunu gösterdi"
Cumhuriyet kurulurken Osmanlı'nın son döneminde yaşanan kırılmalardan kaynaklanan endişelerin etkisini tüm ağırlığıyla sürdürdüğünü ve devletin mimarisi ve yönetim anlayışının bu şartlar altında şekillendirildiğini dile getiren
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gerçekten çok büyük fedakarlıkla İstiklal Savaşını zafere ulaştıran bu aziz millet maalesef yeni devletimizin yönetiminden tek parti, milli şef formülüyle adeta dışlandı. Zaman zaman teşebbüs edilen çok partili hayata geçiş denemeleri, esasen milletin yeni devletinin yönetiminde söz sahibi olma talebindeki ısrarının bir sonucuydu. 1950 yılına gelindiğinde Türkiye Kurtuluş Savaşı sırasında hazırlanan ilk anayasamızda ifade edilen, 'Hakimiyet kayıtsız, şartsız milletindir' ifadesini uzun bir aradan sonra nihayet tam olarak faaliyete geçirebildi. Daha sonra kimi zaman darbelerle kesintiye uğratılsa bile milletimiz her fırsatta sözün de yetkinin de kendisinde olduğunu gösterdi."
"Cumhurbaşkanının doğrudan sizlerin, yani milletin oyuyla seçilmesi ülkemizdeki son vesayet kurumunun da tasfiyesi anlamına gelmektedir." şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Çünkü darbe dönemlerinde hazırlanan anayasalarda bu makam milli iradenin üzerinde bir çeşit vesayet mekanizması olarak şekillendirilmiştir. Evet, adını doğru koymak lazım, cumhurbaşkanlığı makamı 10 Ağustos 2014 tarihinden beri artık doğrudan milletin makamıdır, cumhurbaşkanılığı da doğrudan milletin evidir. Cumhurbaşkanlığının Çankaya Köşkü'nden Beştepe Külliyesi'ne taşınmasının asıl sebebi işte budur. Bunu sıradan yapmadık, bilerek yaptık. Çankaya Köşkü sadece bir kişiye ve onun protokol görevlilerine göre tasarlanmış bir mekandı.Orada milletimizle birlikte böyle geniş toplantılar yapma, bir araya gelip hasbihal etme, hasret giderme imkanı yoktu."
Kendilerinin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde her ay farklı meslek gruplarıyla, muhtarlarla, işadamlarıyla, bilim adamlarıyla, kadın ve çocuklarla buluştukları toplantılar gerçekleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, iftarın da dışarıda verileceğini ancak yağmur yağacağına ilişkin raporlar nedeniyle içeriye alındığını bildirdi.
İstanbul'da katıldıkları ve verdikleri iftarların haricinde sadece ramazanda, şehit yakınları ve gazilerle başlayan bu tarz iftar yaptıklarını belirten Erdoğan, "Her gün milletimizle birlikteyiz Elhamdülillah." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Külliyede yapılan 400-500 kişilik toplantıların artık kendilerine yetmediğini ifade ederek, bundan sonraki buluşmalarını Millet Camisi'nin yanında inşaatı devam eden ve yakında açışılışını gerçekleştirecekleri kongre ve kültür merkezinde 2 bin 200 kişilik gruplar halinde gerçekleştireceklerini bildirdi.
Erdoğan, kongre ve kültür merkezinin alt tarafına 5 milyon ciltlik kitabıyla Türkiye'nin en büyük kütüphanesinin ve aynı anda 2 bin kişiye yemek verilebilecek, geniş sergi alanlarının bulunacağı bir çok amaçlı salon yapılacağını kaydetti.
- "Cumhurbaşkanının kendisi de makamı da mekanı da milletle içiçedir"
Kütüphanedeki eserlerin dijital ortama da taşınacağını ifade eden Erdoğan, "24 saat orası açık olacak. Bütün gençler gelip orada araştırmalarını yapabilecek, çalışmalarını, derslerini yapabilecekler. Niye? Burası milletin evi, onun için, Burası külliye, onun için. Bunları şunun için anlatıyorum, bugün artık cumhurbaşkanının kendisi de cumhurbaşkanlığı makamı da cumhurbaşkanlığı mekanı da milletle içiçedir, milletle beraberdir, millete aittir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ama bu fiili bir durumdur, anayasaya aykırı hiçbir fiilimiz, hiçbir eylememiz söz konusu değildir. Bununla birlikte mevcut durumun anayasada tarif edildiğini söyleyebilmek de çok mümkün değildir. Biz milletimizden aldığımız güçle, milletimizin bizden beklentilerini hayata geçirmenin çabası içerisindeyiz. Aynı siyasi gelenekten geldiğimiz bir hükümet işbaşında bulunduğu için, başbakanımız ve bakanlarımızla yakın mesai içinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Fakat bu uyumlu çalışma görüntüsü bugüne mahsus bir durumdur. Yarın farklı anlayışlarda bir cumhurbaşkanı ve hükümetin işbaşına gelmesi durumunda herhalde işler bu kadar kolay yürümeyecektir.
Ülke ve millet olarak 10 Ağustos 2014 tarihi itibarıyla girdiğimiz bu yeni yol bizi yeni anayasayla birlikte yeni yönetim sistemini tartışmaya zorluyor. Çünkü mevcut halde cumhur, halk kendi başkanını seçiyor olmakla birlikte yine seçimle gelen bir hükümetin de bulunması ister istemez iki başlılık endişesini beraberinde getiriyor. Bu meseleyi kendi mecrasından çıkartarak günlük siyasi tartışmaların mezesi haline getirenler ülkeye de millete de kötülük yapıyorlar. Her alanda değişen, dönüşen, ileriye giden Türkiye'nin bu konuda kısır tartışmaların içine hapsolup kalmasını biz asla kabul edemeyiz."
(Sürecek)