Erdoğan, Hasan Kalyoncu Üniversitesi tarafından kendisine verilen Fahri Doktora takdim ve 2015-2016 akademik yılı açılış törenine katıldı.
Öğrencilere, akademik ve idari personele 2015-2016 akademi yılının hayırlı olması temennisinde bulunan Erdoğan, "Ülkemize ve Gaziantep'e büyük hizmetleri olan, geçmişte ne söylediysek şimdi de onu söylüyoruz, merhum Hasan Kalyoncu abime bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum" ifadesini kullandı.
Hasan Kalyoncu'nun, hayatı boyunca devletin bekasının siyasetle, milletin bekasının bilgiyle sağlanabileceği anlayışıyla ilme, eğitime ve gençliğe büyük önem verdiğini belirten Erdoğan, "Maneviyatı olmayan toplumların, vicdansız hale geleceğini, fikriyatı olmayan toplumların ise iddialarını kaybedeceğini bilen merhum Hasan Kalyoncu, gençliği her iki alanda da teçhiz etmek için gayret göstermiştir" diye konuştu.
Kendi adını taşıyan bu üniversitenin, onun vizyonunu, hayallerini hayata geçireceğine inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ondaki ilme yönelik heyecanı bir kenara koymamız mümkün değil. Çok yakın ki burada çok samimi olan arkadaşları da var, onun bu noktadaki hassasiyetlerini hep birlikte yaşadık, biliyoruz. Bugün 6 fakülte, 2 yüksekokul, 1 meslek yüksekokulu, 3 enstitüsü ile hizmet veren ve öğrenci sayısı 6 bine ulaşan, öğretim kadrosu 300'e varan üniversitemizin haziran ayında ilk mezunlarını verdiğini memnuniyetle öğrendim. Burada öğretim üyesi ve öğrenci olarak bulunan her bir kardeşim akademik çalışmaya, eğitime, öğretime, bilime, teknolojiye, inovasyona yaptıkları katkılarla aynı zamanda rahmetli Hasan Kalyoncu'nun da ruhunu şad etmektedirler.
Bizim değerlerimizde, insan öldükten sonra kalıcı olan nedir? İşte bir tanesi de budur. Burada her öğrencini yetişmesi, her öğrencinin varlığı, her öğrencinin bu ülkeye, gerek millete gerekse dinimize olan katkı, onun amel defterine hep kaydolacaktır."
Erdoğan, üniversitenin kısa sürede çok ciddi bir mesafe katederek bölgenin ve ülkenin en önemli yükseköğretim kurumlarından biri haline gelmesine katkı sağlayan Mütevelli Heyeti Başkanı Cemal Kalyoncu ve ailesi ile üniversite yönetimine de teşekkür etti.
Gaziantep'in tarih boyunca daima önemli bir kültür, ticaret, üretim şehri olduğunun altını çizen Erdoğan, "Şunu da açıkça ifade etmem lazım, devletten beslenerek değil, kendi keseleriyle, kendi gayretleriyle bunu başarmıştır. Bu şehrin çalışkan, fedakar, idealist insanları, Gaziantep'i Cumhuriyet döneminde de ülkemizin cazibe merkezlerinden biri haline dönüştürmüştür" değerlendirmesinde bulundu.
- "Geçmişimizi doğru şekilde öğrenmeden geleceğimizi kuramayız"
Son zamanlar yaşanan sıkıntıların hem yeni fırsatları hem de yeni birtakım sıkıntıları beraberinde getirdiğini vurgulayan Erdoğan, "Geçmişimizi doğru şekilde öğrenmeden ve doğru şekilde konumlandırmadan, geleceğimizi kuramayız. Ülkemizde ve özellikle Gaziantepimiz'de bir süredir yaşadığımız hadiseler doğru değerlendirmemiz halinde bize geçmişimizle geleceğimiz arasında yeni ve çok güçlü köprüler kurma imkanı vermektedir" dedi.
Gaziantep'in üstlendiği yükleri çok iyi bildiklerini ifade eden Erdoğan, "Bugüne kadar şehrin ve burada yaşayan kardeşlerimizin yaptıkları fedakarlıkları, gösterdikleri sabrı çok iyi biliyoruz. Sizde bir ensar sabrı olduğunu görüyorum, biliyorum ve bundan dolayı da sizleri alkışlıyorum. Bu sınavı başarı ile verdikleri için her bir Gaziantepli kardeşimize şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu.
- "Er veya geç bizim tezimize gelmek durumundalar"
Suriye meselesinin uluslararası toplumun gündeminde her gün daha üst sıralara tırmandığını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin başından beri savunduğu terörden arındırılmış bölge, uçuşa yasak bölge, eğit-donat uygulamalarının gerekliliği her geçen gün daha iyi anlaşılmaya başlanıyor. Ama dert başka. Dert aslında Türkiye'yi bölmek, atılan adım bunun için. Şu anda 911 kilometre Suriye'ye sınırı olan, öbür tarafta Irak'a 350 kilometre sınırı olan bir ülke, akrabalık bağları olan bir ülkeden bu gelişmeleri daha iyi değerlendirebilecek birileri olabilir mi? Ama birileri adeta 'Bu işi biz daha iyi biliriz, daha iyi değerlendirebiliriz' mantığıyla öne geçmenin gayreti içindeler. Bundan dolayıdır ki başaramadılar, başaramıyorlar ve başaramayacaklar. Er veya geç bizim tezimize gelmek durumundalar. Aksi takdirde biz adımımızı atmak durumundayız."
-"PYD terör örgütüdür"
"Şu andaki gelişmelere baktığımız zaman, son gelişmelerde çok açık ve net hep söyledim söylüyorum. Nedir o söylediğim, 'PYD bir terör örgütüdür.' Ama bunlar ne söylüyorlar, (Hayır, PYD siyasi organizasyondur)" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Halbuki olay hiç de öyle değil, tam aksine bunlar PKK'nın Kuzey Suriye'deki uzantılarıdır. Bunu bir defa bilmemiz lazım. Bu adımı da zaten birbirleriyle organize atıyorlar. Şu anda PYD'nin içinde bin 400 PKK mensubu var. Bunu gözden kaçırmanın hiçbir anlamı yok. Bu bir vakıa, bir gerçek. Ama bunu maalesef bize dost görünen ülkelerin hepsi de tam aksi istikamette ifade etmeye çalışıyorlar. Bunlara silah yardımı geliyorsa bunlardan geliyor ve bu silahların hangi ülkelerin silahları olduğunu da gayet iyi biliyoruz. Kendileriyle ikili görüşmelerimizden bunu söylüyoruz. Bakın diyoruz, şuraya şu silahı gönderdiniz, buraya bu silahı gönderdiniz. Artık dünyada hiçbir şeyi gizlemek mümkün değil. Eğer Türkiye şu anda bulunduğu konum itibariyle bir NATO ülkesi olduğu için bütün bu envanterlerdeki hareketliliği, onlar bizim envanterimizde ne varsa bunu bildiklerine göre, biz de onların envanterinde ne varsa bunu biliyoruz. Ne giriyor, ne çıkıyor hepsini biliyoruz ve şu anda da gelişmeler onu gösteriyor."
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in Moskova ziyaretini de eleştiren Erdoğan, "İşte en son Rusya'daki görüşme. Düşünebiliyor musunuz? 370 bin insanın kanına giren bir kişiyi kırmızı halıyla karşılamanın devlet arası diplomaside yeri olabilir mi? Maalesef insanlık bunu da gördü. Görüşmelerimizde farklı konuşup, farklı uygulamalara girenleri gördük. Aynı şeyi Kuzey Suriye'deki gelişmelerde görüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
(Sürecek)