Cumhurbaşkanı Erdoğan KOVİD-19'a karşı Ekonomik İstikrar Kalkanı paketini açıkladı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Ekonomik İstikrar Kalkanı adını verdiğimiz bir paketle, KOVİD-19 salgınının etkilerini azaltmak için toplamda 100 milyar liralık bir kaynak setini devreye alıyoruz' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2020-03-18 19:49:22

Güncelleme Tarihi: 2020-03-18 19:49:22

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ekonomik İstikrar Kalkanı adını verdiğimiz bir paketle, KOVİD-19 salgınının etkilerini azaltmak için toplamda 100 milyar liralık bir kaynak setini devreye alıyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Korona Virüsle Mücadele Eşgüdüm Toplantısı'na başkanlık etti. Çankaya Köşkü'nde yaklaşık 4 saat süren toplantının ardından açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz 'önce insan' diyen öyle bir medeniyetin, 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' diyen bir kültürün mensuplarıyız. Bunun için aldığımız her tedbir insanlarımızın hayatını ve geleceğini korumaya yöneliktir. Bu tür hastalıklar pek çok insanın farkında olmadan virüse maruz kalması ve virüsü başkalarına bulaştırmasıyla yayılıyor. Sağlıklı insanlar hastalığı rahatça atlatırken herhangi bir rahatsızlığı olan, bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler ölümcül sonuçlarla karşı karşıya kalıyor. Henüz aşısı ve kesin tedavisi olmayan bu hastalıktan en iyi korunma yolu virüsün bulaşmasını engellemektir. Alınan ve tavsiye edilen tedbirlerin tamamı hem kendimizin hem de diğer insanların sağlığını koruma amaçlıdır. KOVİD-19 hastalığından en iyi korunma yöntemi herkesin kendi kendine alacağı tedbirlerdir. Hiç kimse bencilliği veya özensizliği sebebiyle tüm toplumun sağlığını tehlikeye atma hakkına sahip değildir. Toplumun tamamının sağlığı ve huzuru için bireyler olarak her birimizin fedakarlıkta bulunma sorumluluğu var" ifadelerini kullandı.

Dünyadaki diğer ülkeler gibi Türkiye'deki tedbirlerin de salgın riski ortadan kalkana kadar geçici olarak uygulanacağını kaydeden Erdoğan, "Açıklanan tedbirlere hep birlikte hassasiyetle riayet edersek evde kalma süresini 3 hafta ile sınırlı tutabiliriz. Bu süreçte en çok hassasiyet göstermemiz gereken husus, bireysel temizliğimize ve diğer insanlarla olan mesafemize dikkat etmektir. Bilim insanları virüse karşı en etkili tedbirin temizlik olduğu konusunda hemfikirler. Hem inancımızda hem kültürümüzde kalp temizliği yanında vücut temizliği de çok büyük önem taşır. Temizliğin imandan geldiği öğüdüne uygun şekilde günde 5 vakit ellerini, kollarını, yüzünü, başını, ayaklarını yıkayan kişi İslami olarak da tıbbi olarak da en ideal temizliği yapan kişidir. Kültürümüzde musafahalaşmak, sarılmak, küçüklerin yüzlerinden büyüklerin ellerinden öpmek elbet önemli bir yer tutar. Zira sevgisini dokunarak göstermeyi seven bir milletiz ancak yaşadığımız süreç bir müddet buna ara vermemizi gerektiriyor. Salgın tehlikesi tamamen ortadan kalkana kadar sevgimizi yüreğimizle göstermekle ve dilimizle ifade etmekle yetineceğiz. Onun için gönül selamı. Peygamber Efendimiz 'veba olan yere gidilmemesini, veba olan yerden de çıkılmamasını' tavsiye ediyor. Bugün bize düşen de Hadis-i Şerife uygun bir şekilde virüsün bulaşma ihtimali olan yerlerden uzak durmak, virüse maruz kalmışsak da iyileşene kadar diğer insanlarla teması kesmektir. Hz. Ömer Şam'a gitmek üzere yıla çıkacakken orada bir salgın hastalık başladığının haberini alıyor ve yolculuktan vazgeçiyor. Bunun üzerine sahabeden birisi Hz Ömer'e, 'Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun?' diye soruyor. Hz. Ömer'in bu soruya cevabı çok manidardır, 'Evet, Allah'ın kaderinden yine Allah'ın kaderine kaçıyoruz.' Bugün bize düşen görevde gereken her türlü tedbiri alarak takdiri Allah'a bırakmaktır. Bu anlayışla ülkemizin de maruz kaldığı bu virüs tehdidinin en kısa sürede bertaraf edilmesi için devlet olarak tüm imkanlarımızı seferber ettik. Bu süreçte en büyük görev fert fert milletimize düşüyor. Milletimin her bir ferdinden ricam KOVİD-19 tehdidi geçene kadar mümkün olduğu kadar evlerinden çıkmamalarıdır. Kontrol altında tutamayacağımız her türlü temas bizi virüs taşıyıcısı haline getirebilir. Kendimiz zarar görmesek de taşıdığımız virüsü sevdiklerimize bulaştırarak hastalanmalarına hatta ölümlerine yol açabiliriz" açıklamasında bulundu.

"Sosyal mesafeyi ne kadar korur ve sosyal hareketliliği ne kadar azaltırsak virüsün yayılma hızını, dolayısıyla yol açtığı tehdidi o derece düşürürüz. Toplu ulaşım araçları ve kapalı mekanlar başta olmak üzere insanların çok yakın mesafede bulundukları ortak kullanıma açık her yer virüsün potansiyel yayılma alanlarıdır" diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bakın birer koltuk ara verdik. Bu hassasiyetimizin önemi. Dikkat edeceğiz. Başka çaremiz yok. Herhangi bir şekilde virüse maruz kalmış tek bir kişinin ikazları dinlemeyip gereksiz yere dışarıda dolaşması halinde gün içinde yüzlerce kişiye bunu bulaştırma ihtimali vardır. Halbuki vakit gönlümüzce gezme değil tedbir tefekkür tevekkül okuma dinginlik vaktidir. Vakit yapabileceğimiz her şeyi evimizden yapma dış dünya ile fiziki irtibatımızı asgariye indirme vaktidir. Vakit sevdiklerimiz başta olmak üzere toplumun tamamı için kendimizden fedakarlık etme vaktidir. Mecburiyeti olmayan hiçbir vatandaşımız tehdit ortadan kalkana kadar evinden çıkmamalı kimseyle temas etmemelidir. İşlerine giden vatandaşımız mesai bitimiyle birlikte hemen evlerine dönmeli kapıdan girer girmez de kimseyle temas etmeden ilk iş sabunla ellerini, yüzünü yıkamalıdır. İster kamu ister özel olsun, iş yerlerinde de virüsün yayılma ihtimalini en aza indirecek tedbirlerin tamamı alınmalıdır. Çocuklarımızdan dışarıya çıkmadan evde kitap okuyarak, derslerini çalışarak vakitlerini değerlendirmelerini istiyoruz. En büyük risk gurubunu oluşturan yaşlılarımızın sadece evden çıkmamakla yetinmeyerek bir süre ailenin dışarıyla irtibatı olan diğer fertleriyle de mesafeli şekilde hayatlarını sürdürmeleri daha doğru olacaktır. Kimi Avrupa ülkelerinin dezavantajlı grupları özellikle de yaşlıları adeta gözden çıkartan anlayışlarına asla katılmıyoruz. Tam tersine bizim kültürümüzde yaşlılarımızı el üstünde tutmak, dünya ve ahiret saadetinin temel şartlarından biri olarak kabul edilir. Bunun için yaşlılarımızı koruyacak ve kollayacağız. Bilim Kurulumuzun önerisi ile önce İstanbul ve Ankara'da başlatılacak bir çalışmayla 65 yaş üzerindeki tüm yaşlılarımıza koruyucu maske ve kolonya dağıtacağız. Yalnız yaşayan 65 yaş üzeri vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının karşılanmasında devlet kadar yakınlarına ve komşularına görev düşüyor. Bu insanlarımıza hep birlikte yardımcı olarak süreci suhuletle geçirmelerini temin etmeliyiz. Kamu bankalarımız 76 yaş üzeri emeklilerimizin maaş ödemelerini isterlerse evlerinde yapacaklardır. Huzur evlerimizdeki doktor sayısını da artırarak yaşlılarımızın sağlığını daha yakından takip edeceğiz."

Sağlık kuruluşlarının üzerine binecek yükün hafifletilmesi gerektiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vatandaşlarımızdan hayati olmayan sağlık sorunlarına mümkün olduğu kadar aile hekimleri vasıtasıyla çözüm aramalarını özellikle rica ediyorum. Salgın hastalıklar durumlarında hastaneler aynı zamanda virüs bulaşma ihtimali en yüksek yerler haline gelmektedir. Yüksek ateş, kuvvetli öksürük ve nefes darlığı gibi hastalık belirtileri ortaya çıkan vatandaşlarımız paniğe kapılmadan öncelikle sağlık bakanlığımızın ALO 184 hattını aramalıdır. Buradan yapılacak yönlendirmeye göre hareket edilmesi halinde sağlık kurumlarımızdan en yüksek verimle istifade edebiliriz. Bu vesileyle takdire şayan bir fedakarlıkla ve sabırla görev yapan tüm sağlık personelimize şükranlarımı sunuyorum" dedi.

KOVİD-19 hastalığına karşı aşı ve ilaç geliştirme çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiğine dikkat çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Araştırma geliştirme çalışmalarını yürüten sanayi ve teknoloji bakanlığımız bu konudaki tüm önemli araştırmacıları ve kurumları bir araya getirdi. Tanı kiti konusunda çok iyi bir üretim potansiyelimiz var. Önceki gün Almanya, Fransa, İngiltere liderleri ile dün de İtalya Başbakanı ile yaptığım telefon görüşmesinde ülkemizin bu salgın hastalık konusunda muhataplarına yapabileceği katkıları ele aldık. Salgın ilk başladığında Çin'e de tıbbi malzeme desteği vermiştik. Aynı şekilde Türkiye olarak biz de bu ülkelerin tecrübelerinden istifade edeceğiz. Ülkemizin bayrak taşıyıcı kurumu olan Türk Hava Yolları hem dünyanın çeşitli yerlerindeki vatandaşlarımızın ailelerine kavuşturulması hem de kargo taşımacılığını kesintisiz sürdürerek temel ihtiyaçların karşılanması konusunda çok büyük gayret gösterdi. Krizden en çok etkilenen kuruluşların başında gelen Türk Hava Yolları'na gereken desteği vereceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, virüs salgınının ilk ortaya çıktığı günlerden itibaren Türkiye olarak hızlı kararlar aldıklarını ve süratle uygulamaya geçirerek Türkiye'nin bu krizden en az şekilde etkilenmesi için ellerinden geleni yaptıklarını, yapmaya da devam ettiklerini belirterek, "Çevremizdeki ülkelerde çok yoğun görülmesine, ciddi kayıplara yol açmasına rağmen virüsün ülkemize sirayeti oldukça geç ve sınırlı olmuştur. Aldığımız tedbirlerin etkisi ile ortaya çıkan bu olumlu görüntüyü sürdürmekte kararlıyız. Bunun için tehlikenin kapımızı çalmasını beklemeden sürekli yeni ve etkili tedbirler alıyor uygulamaya geçiriyoruz. Bu çerçevede biraz önce de bakanlarımızın, iş dünyasından temsilcilerimizin, resmi sivil ilgili tüm kurumlarımızın temsilcilerinin katılımıyla kapsamlı bir değerlendirme toplantısını gerçekleştirdik. Özellikle yaşadığımız sürecin ekonomimize, piyasaya, üretime, istihdama olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla çok önemli kararlar aldık. Esasen hastalığın çıktığı ilk günden itibaren arkadaşlarımız sürecin diğer boyutlarının yanı sıra ekonomik etkilerini yakından takip ediyorlar. Ülkelerin aldığı önlemleri, yaşanan ekonomik türbülansa karşı geliştirdikleri yöntemleri tek tek analiz ediyorlar. Özellikle de ekonomi yönetimimiz ve ilgili bakanlarımız, kurumlarımız, tüm iş dünyasının taleplerini ve öngörülerini toplayarak hazırlıklarını yaptı. Karşımızdaki fotoğrafa göre bir yol haritası belirledik. Son yıllarda ekonomimizi hedef alan saldırılara karşı verdiğimiz mücadele sayesinde küresel türbülanslara güçlü bir bağışıklık sistemini geliştirerek biz oraya hedefimizi koyduk ve yolumuza böyle devam ettik. Bu iki aylık direnme sürecini de en iyi şekilde atlatacağımıza inanıyorum. Daha önce örneği görülmemiş bir süreç yaşıyor ve bundan dolayı da hasarın boyutları kestirilemiyordu. Bunun için bizim tüm senaryolara hazırlıklı olmamız gerekiyor. Ancak bu dönemde de gelişmekte olan ülkeler arasında pozitif ayrışan bir ülke konumunda bulunduğumuz bir gerçektir. Hindistan borsasının yüzde 18, Japonya'nın yüzde 20, Amerika'nın yüzde 21, İngiltere'nin yüzde 22, Almanya'nın 26, İtalya'nın yüzde 32 değer kaybettiği 28 Şubat-16 Mart tarihleri arasında bizim kaybımız yüzde 17'de kaldı. Aynı tarihlerde Türk Lirası olarak da gelişmekte olan ülkelerin hepsinden daha iyi bir direnç gösterdik" diye konuştu.

Ekonomi için koruma kalkanı olacak bir paketi devreye aldıkları müjdesini paylaşan Erdoğan, "Dün, Merkez Bankası piyasalar açısından oldukça önemli bazı adımları atarak likidite sıkıntısı yaşanmayacağının garantisini ortaya koydu. Bu kapsamda Merkez Bankası, ihracatçımız için de çok önemli uygulamalar başlattı. Nisan-Mayıs ve Haziran ayı vadeli açık reeskont kredi ana para ve faiz ödemeleri Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ertelenerek azami vade bir yıl uzatıldı. Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında vadesi dolan reeskont kredilerinin taahhüt kapama süresi de yine bir yıl uzatıldı. Böylece, ihracatçımız bu süreçteki belirsizliği böylece rahat bir şekilde atlatabilecek. En büyük önceliğimiz üretim ve istihdamın sekteye uğramamasıdır. İnşallah bu süreçten, kamu-özel sektör dayanışması ile daha da güçlenerek çıkacağız. Birazdan açıklayacağımız paketteki imkanlardan istifade edecek firmalar için ön şartımız, istihdam kaybına yol açmamalarıdır. Finansal kurum ve kuruluşlarda kredi limiti olan firmaların, likidite ve nakit ihtiyacına yönelik taleplerinin hızlıca karşılanması, ayrıca kredi limitlerinin kullandırılmasında kısıtlamaya gidilmemesi önemlidir. Finans kuruluşlarından, bu ortamda istihdamın muhafazası ve ekonomik büyümenin sürdürülmesi için kredi şartlarının esnetilmesine yönelik adımlar bekliyoruz. Tüm finans kuruluşlarının; kredi geri çağırma, mevcut kredi limitini kullandırmama, fiyat artırma, teminat şartlarını zorlaştırma uygulamalarından özenle kaçınmasını istiyoruz. Bunun yanında, kurumsal firmaların, KOBİ'lerin, bireysel kesimin, geçici iş ve ciro kaybı veya benzeri nedenlerle gelir kaybı yaşayanların, kredi borçlarıyla ilgili taksit, öteleme, yapılandırma, düzenleme taleplerine süratle ve olumlu cevap verilmelidir" ifadelerini kullandı.

Ekonomik İstikrar Kalkanı paketiyle KOVİD-19 salgınının etkilerini azaltmak için toplamda 100 milyar liralık bir kaynak setini devreye aldıklarına dikkat çeken Erdoğan, devreye sokulacak tedbirleri şöyle sıraladı:

"Perakende, AVM, demir-çelik, otomotiv, lojistik-ulaşım, sinema-tiyatro, konaklama, yiyecek-içecek, tekstil-konfeksiyon ve etkinlik-organizayon sektörleri için muhtasar ve KDV tevkifatı ile SGK primlerinin Nisan, Mayıs ve Haziran ödemelerini 6'şar ay erteliyoruz. Konaklama vergisini Kasım ayına kadar uygulamayacağız. Otel kiralamalarına ilişkin irtifak hakkı bedelleri ve hasılat payı ödemelerini Nisan, Mayıs ve Haziran ayları için 6 ay süreyle erteledik. İç havayolu taşımacılığında 3 ay süreyle KDV oranını yüzde 18'den yüzde bire indiriyoruz. KOVİD-19 salgınıyla ilgili tedbirlerden etkilendiği için nakit akışı bozulan firmaların bankalara olan kredi anapara ve faiz ödemelerini asgari 3 ay öteleyecek ve gerektiğinde bunlara ilave finansman desteği sağlayacağız. İhracattaki geçici yavaşlama sürecinde kapasite kullanım oranlarının korunması amacıyla ihracatçıya stok finansmanı desteği vereceğiz. Bu dönemde işlerinin olumsuz etkilendiğini beyan ederek talepte bulunan esnaf ve sanatkarların Halkbank'a olan kredi borçlarının, Nisan, Mayıs ve Haziran anapara ve faiz ödemelerini 3 ay süreyle ve faizsiz olarak erteleyeceğiz. Kredi Garanti Fonu limitini 25 milyar liradan 50 milyar liraya çıkartacak, kredilerde önceliği gelişmelerden olumsuz etkilendiği için likidite ihtiyacı oluşan ve teminat açığı bulunan firmalar ile KOBİ'lere vereceğiz. Vatandaşlarımız için uygun ve avantajlı şartlarda sosyal amaçlı kredi paketleri devreye alınmasını teşvik edeceğiz. 500 bin liranın altındaki konutlarda kredilendirilebilir miktarını yüzde 80'den yüzde 90'a çıkartacak, asgari peşinatı yüzde 10'a düşüreceğiz. Virüsün yayılmasına karşı alınan tedbirlerin etkisiyle Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında temerrüde düşen firmaların kredi siciline "mücbir sebep" notu düşülmesini sağlayacağız. Stopaj gibi kaynağında yapılan kesintilerin ödemelerini içeren muhtasar beyannamelerin sürelerini 3 ay erteliyoruz. Asgari ücret desteğini devam ettireceğiz. Mevzuatımızdaki esnek ve uzaktan çalışma modellerinin daha etkin hale getirilmesini temin edeceğiz. Kısa Çalışma Ödeneğini devreye alacak, bundan faydalanmak için gereken süreçleri kolaylaştırılacak ve hızlandıracağız. Böylece faaliyetine ara veren iş yerlerindeki işçilere geçici bir gelir desteği verirken, işverenlerin de maliyetini azaltmış olacağız. En düşük emekli maaşını bin 500 liraya yükseltiyoruz. Emeklilerin bayram ikramiyesini Nisan ayı başında ödüyoruz. Yine emeklilerimizin maaş promosyon ödemelerinin de, şubelere gitmelerine gerek kalmaksızın, doğrudan hesaplarına yatırılmasını sağlıyoruz. Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın belirlediği kriterlere göre ihtiyaç sahibi ailelere yapılacak nakdi yardımlar için ilave 2 milyar liralık bir kaynak ayırıyoruz. İstihdamdaki sürekliliği temin etmek amacıyla 2 aylık telafi çalışma süresini 4 aya çıkartıyoruz. Küresel tedarik zincirlerindeki aksama ihtimaline karşı hem üretimde, hem de perakende de belirlediğimiz önceliklere göre alternatif kanallar geliştireceğiz. Tek başına yaşayan 80 yaş üstü yaşlılarımız için, sosyal hizmet ve evde sağlık hizmetlerinden oluşan periyodik takip programını devreye alıyoruz. Alınan kararların milletimize ve ekonomimize hayırlı olmasını dilerim."