Oktay, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) devlet kanalı Bayrak Radyo Televizyonu'nda (BRT) katıldığı canlı yayında, soruları yanıtladı.
Kapalı Maraş'la ilgili şubat ayında ortaya konan hedefler için yakın zamanda bir açılımın olup olmayacağı sorusu üzerine Oktay, buranın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin toprağı olduğunu ve Türkiye'yi de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden ayrı düşünmediklerini söyledi.
Oktay, bir toprağın 45 yıl kapalı tutulmasının mümkün olmayacağına dikkati çekerek şunları kaydetti:
"Hemen yanı başındaki Mağusa'daki insanları, çocukları düşünün, onların suçu günahı ne? Buradaki denizden onların faydalanma imkanı yok mu? Oradaki otel işletmecilerinin suçu ne? Düşünün burası, Kıbrıs'ın ekonomik can damarıydı. Siz, bu ekonomik can damarı kapatacaksınız, ondan sonra ambargo uygulayacaksınız, onun da ötesinde temel insan haklarından, bakın temel insan haklarından bahsediyorum, başka bir şeyden de değil, ulaşım hakkı temel özgürlüklerdendir, bunu bile sınırlayacaksınız ondan sonra diyeceksiniz ki 'Sen toprağını kapalı tutmaya devam et, bir gün benim aklıma eserse hele oturur bir anlaşırız.' Se ne yapacaksın? Avrupa Birliği'nin üyesi olacaksın Avrupa Birliği illegal boyutta, bir şımarık çocuk olarak yasal olmayan yollarla üye olarak kabul edecek. Ondan sonra da bu tarafta kuzeydeki Kıbrıs Türk'ü bekleyecek, beyefendilerin hanımefendilerin keyfi yeterse bir dönüp de bakarlar da ilgilenirler diye."
Maraş konusunun Türkiye için önemli olduğunu vurgulayan Oktay, "Bizim arzumuz, Maraş'ın KKTC hükümetinin de ifade ettiği şekilde, Sayın Başbakanın da ifade ettiği şekilde, bir an önce tekrar ekonomiye kazandırılması, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ekonominin can damarlarından biri olan o potansiyelinin tekrar hayata geçirilmesi ve çocukların geleceğinin daha aydınlık olmasıyla alakalı bu fırsatın değerlendiriliyor olması. Bir an önce olmasında fayda var. Yarın da demiyoruz bugün. Bu kadar da net söylüyoruz." diye konuştu.
- Doğu Akdeniz
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Doğu Akdeniz'de Rum tarafı adına hidrokarbon araştırmaları yapan yabancı firmaların çalışmalarının 2020 ortalarına kadar durduklarının hatırlatılması ve Türkiye'nin bu alanda hangi faaliyetler içinde olduğunun sorulması üzerine, dün hangi faaliyet içindelerse bugün de aynı faaliyetler içinde olduklarını, faaliyetleri durdurmadıklarını söyledi.
Bir zenginlik varsa bunun orada yaşayan topluma ait olduğunu ve orada adil şekilde paylaşılması gerektiğini belirten Oktay, Rum kesiminin oradaki hidrokarbon kaynaklarının keşfi ve tüm dünyanın ilgisinin oraya odaklanmasından sonra bir tavır değişikliğine gittiğini aktardı. Oktay, özellikle Avrupa Birliği üyesi olduktan sonra Rum kesiminin "Ben bunu bulurum, ben bunu çıkarırım ve bu da benimdir. Kıbrıs Türk'ünün de burada bir hakkının olduğunu düşünmüyorum." tavrı içinde olduğunu söyledi.
Buranın aynı zamanda Kıbrıs Türk'ünün hakkı olduğunu, bu nedenle payını alması gerektiğini vurgulayan Oktay, şöyle konuştu:
"Eğer siz ortak arama noktasında niyetli değilseniz, Rum kesimi için söylüyorum, bunu Kıbrıs Türk'üyle de paylaşmaya niyetli değilseniz o zaman biz, Türkiye olarak kendi imkanlarımızı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ekonomik çıkarları ve hakları doğrultusunda hiç gözümüzü kırpmadan bütün tecrübemizi oraya taşırız, paylaşırız, doğal zenginliklerin aramasını ve bulunduğu zaman da işletmesini de gerekirse birlikte yapmaya da razıyız dedik. KKTC hükümeti de buna sıcak yaklaşmıştır. Dolayısıyla Türkiye Petrolleri Ofisine de burada petrol arama izni vermiştir. KKTC, bizim resmen tanıdığımız bir ülkedir. Dolayısıyla aramızda yaptığımız anlaşmalar, uluslararası boyutta bizim için geçerli olan anlaşmalardır. Dolayısıyla bu anlaşmalara istinaden biz aramalarımızı yürütüyoruz."
Oktay, Rum kesiminin Kovid-19 gerekçesiyle 2021'e kadar çalışmalarına ara verdiğini hatırlatarak, "Arzu ederiz ki bu süreç onların bölgedeki gelişmeleri yeniden değerlendirmelerini sağlamaya bir fırsat verir siyasi, ekonomik, sosyal anlamda. Aklı selimle düşünürler ve dolayısıyla bölgedeki adanın kaynaklarını, doğal zenginliklerini yine adada yaşayan Kıbrıs Türk'ü dahil onlar kullanır." dedi.
- Turizmde sertifikalandırma sistemi
Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti turizmi için ne tür stratejik planları olduğunun sorulması üzerine Oktay, Türkiye'de, Kovid-19 süreci nedeniyle durma noktasına gelen hizmet sektörü çarklarını döndürmeye çalıştıklarını ve duran turizmi hareketlendirmek için de çalışmaları başlattıklarını anlattı.
Oktay, Türkiye'yi ziyaret etmek isteyen birinin bilet aldığı andan, yaptığı yolculuk, havalimanındaki testler, kontroller, oteline kadarki ulaşım, ziyaret edeceği tüm alanların tamamında uçtan uca bir sertifikalandırma sistemini devreye soktuklarını belirterek, "Dolayısıyla şu anda KKTC hükümeti, Sayın Başbakan ve ilgili bakanlarla da konuştuğumuz şey, Türkiye'deki bu tecrübeden ciddi şekilde KKTC'de de faydalanabileceği şeklinde." ifadelerini kullandı.
Türkiye'den Kıbrıs'a gelen Su Temin Projesi'nde patlayan boruların tamiri çalışmalarının hangi aşamada olduğu ve ne zaman su akışının sağlanacağının sorulması üzerine Oktay, bu konunun yakinen takipçisi olduklarını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bunun üzerinde önemle durduğunu bildirdi.
Teknik olarak, boruların patlamasıyla alakalı denizin altında olağanüstü bir durumun yaşandığını aktaran Oktay, "Bunun tekrar yaşanmaması çerçevesinde de tedbirler alınıyor. Onun için biraz proje boyutu da daha fazla sürdü. İhalesi yapıldı, boruların üretimine de geçildi. Kısmet olursa bize verilen tarih ve bizim de ısrarla bu sürede bitirilmesi gerekiyor dediğimiz tarih zannediyorum 2-3 ay içinde bitmesi gerekiyor. Zaten KKTC tarafında bunun çok ötesinde yetecek bir su rezervi bulunmakta. Herhangi bir sıkıntı yok. Yani KKTC vatandaşlarını, oradaki Kıbrıs Türk'ünü ilgilendirebilecek boyuta bakarsak, susuz kalmayacaklar." dedi.
KKTC'de ekim ayında cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağının hatırlatılması üzerine Oktay, seçimlerde KKTC vatandaşlarının karar vereceğini söyledi.
Türkiye'deki vatandaşların Kıbrıs Türk'üyle olan gönül bağları güçlü olduğu oranda Kıbrıs'ın geleceğinin de aydınlık, parlak ve güvenli olacağına işaret eden Oktay, hükümetlerin birbirleriyle yakın çalışmasıyla, gönül bağıyla bağlı olmasıyla farklı alanlarda projelere, yatırımlara katkı sağlayacağını belirtti.
KKTC'nin her şeyin üzerinde olduğunu, birlik ve beraberliğin daim olacağını vurgulayan Oktay, gönül birliği ve birlikte çalışılabilecek yapının olmasının önemine dikkati çekti.
- Dijital dönüşüm alanında yapılanlar
Türkiye'de dijital dönüşüm alanında yapılanların anımsatılması üzerine Oktay, dijital dönüşümün vazgeçilmez konular arasında bulunduğunu dile getirdi.
Oktay, "Her bir iş için kamu dairelerine, kamu kurumlarına gitme dönemi bitmiştir, bu eskimiştir. Vatandaş evinde otururken, çayını yudumlarken, işinde, saat farkı gözetmeksizin işini istediği zaman yerinden yapabiliyor olmalı. Dijital dönüşüm dediğimiz bu. Kamunun vatandaşına verdiği tüm hizmetleri sanal ortamda veriyor olması." ifadesini kullandı.
Türkiye'de dijital dönüşüm alanında önemli adımlar atıldığını bildiren Oktay, e-Devlet çalışmalarının yeniden yapılandırıldığını anlattı. Oktay, vatandaşların birçok hizmeti e-Devlet üzerinden alabildiğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi'nin de önemli çalışmalar yürüttüğünü belirten Oktay, bu konuda yeni hedeflere odaklanıldığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, yerel yönetimlerin yanı sıra özel sektörün de dijital dönüşüme dahil edileceğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dijital dönüşüm çalışmalarını yakından takip ettiğini söyledi.
Oktay, Türkiye'de olanın, geliştirilenin aynı zamanda KKTC'ye de ait olduğunu belirtti.
Türkiye'nin sağlık alanında destan yazdığını ifade eden Oktay, havacılık ve savunma sanayisinde de önemli adımlar atıldığını vurguladı.
Oktay, koronavirüs nedeniyle ülkelerin maske savaşına girdiğini, Türkiye'nin ise bu süreçte 102 ülkeye tıbbi yardımda bulunduğunu sözlerine ekledi.
(Bitti)