Samancı, Öz Finans İş Sendikası tarafından kentteki bir otelde düzenlenen "Cumhurbaşkanlığı ve Yeni Hükümet Sistemi ile Güncel Ekonomik Gelişmeler" konulu toplantıda yaptığı konuşmada, "Bizler 2014 itibarıyla cumhurbaşkanımızı kendi irademizle seçmiş olduk." ifadesini kullandı.
Katılımcılara "Bu yeterli oldu mu?" sorusunu yönelten Samancı, şöyle devam etti:
"Aslında hükümet sistemine buradan bir bakmak zorundayız. Bizdeki mevcut sistem, parlamenter sistem. 2010 referandumuyla biz aslında yarı başkanlık sistemine fiilen geçmiş olduk. Yarı başkanlık demek, cumhurbaşkanının bizzat halk tarafından seçilmesi demek. Peki bunu yaptık ama anayasada gerekli diğer değişiklikler yapılabildi mi? Hayır, yapılamadı. Sadece o anda yapılacak olan referandum, krizin önlenmesi ve cumhurbaşkanının seçilmesine yönelikti ve topal aksak yürüyen bir sistem söz konusuydu. Şu anda inşallah 16 Nisan'da bu topal aksak giden sistemi de tamamen ortadan kaldırarak, hükümet sisteminde, milletin iradesinin güçlü bir şekilde temsil edildiği sisteme doğru geçmiş olacağız."
Samancı, koalisyon dönemlerine ilişkin, "Tamamen istikrarsızlığın, istikrarsızlık neticesinde de ekonomik buhranın, sıkıntının, kaosun, terörün daha fazla azgınlaştırıldığı dönemler olarak hafızamızda yer alır. Koalisyon dönemlerinde Meclisin bizleri nasıl itibarsızlaştırdığını, milletin iradesinin hakim olduğu iktidarlar döneminde vesayetin, bürokrasinin, medyanın ve iş birlikçi iş dünyasındaki zihniyetlerin, hükümetleri itibarsızlaştırarak nasıl düşürdüklerini ve istedikleri kişilere nasıl hükümeti kurdurduklarını hepimiz çok iyi biliyoruz." diye konuştu.
Koalisyon dönemlerinde ülkenin yaşadığı sıkıntılardan örnekler veren Samancı, "Siyasi istikrarsızlıklar, ekonomik istikrarsızlığı da beraberinde getirir. Bunları hepimiz biliyoruz." ifadelerini kullandı.
Samancı, o dönemlerin bedelini herkesin ödediğine dikkati çekerek, "İstikrarsızlığın getirmiş olduğu sonuçlar, aslında yukarıda birileri koltuk kavgası yaparken, altta bizler bunun bedelini ödedik. Şu anda cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde artık bundan sonra koalisyon dönemleri ve bu dönemin getirmiş olduğu istikrarsızlıklar tamamen ortadan kalkacak ve istikrarlı bir yönetim sayesinde artık ülkemiz daha da güçlenmiş olarak yoluna devam edecek." dedi.
"Bu sistem aslında birliğimizi ve beraberliğimizi pekiştirecek olan bir sistemdir." değerlendirmesinde bulunan Samancı, "Oraya oturacak olan kişi bizleri düşünmek zorunda. Bizlerle beraber yürümek zorunda. Çünkü parlamenter sistemdeki gibi artık bu memlekete hizmet edecek olanlar milletvekillerinin arasından değil, bizzat asil tarafından, sizler tarafından, kullandığınız oylarla seçilmiş olacak." şeklinde konuştu.
- "Türkiye bağımsız bir devlet olmak zorunda"
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İhsan Şener de mevcut sistemde, halkın iradesiyle arzuladığı yönetimin oluşmasını engelleyecek birtakım kaçaklar olduğunu ifade etti.
"Önümüzdeki değişiklik üç ana istikrar sağlayacaktır." diyen Şener, şunları kaydetti:
"Seçimin akşamında biz kiminle yönetileceğimizi göreceğiz. En yakın tarihte 7 Haziran 2015 seçimlerinde, herhangi bir parti TBMM'de çoğunluğu sağlayamadığı için koalisyon görüşmeleri 3 ay süresince sonuç vermedi ve Meclis feshedildi. Cumhurbaşkanının şu andaki sistemde Meclisi feshetme yetkisi vardır ama gelecek olan sistemde Meclisi feshetme yetkisi yok. Bunlar kara propaganda. Bunların altını çizeceğim. Türkiye Büyük Millet Meclisi ile yürütme arasında yani cumhurbaşkanlığının kurduğu hükümet arasında bir anlaşmazlık olursa, cumhurbaşkanının seçimleri yenilemeye karar verme hakkı var."
İhsan Şener, şöyle devam etti:
"Hem kendi seçimleri yenilenmiş oluyor, görevi sona eriyor hem de Türkiye Büyük Millet Meclisinin. Türkiye Büyük Millet Meclisi de sonsuz defa seçimlerin yenilenmesine 5'te 3 çoğunlukla karar verebilir. Dolayısıyla cumhurbaşkanı eğer birinci döneminde seçimleri yenilemeye karar verirse, yeniden aday olabilir ama ikinci dönemde karar verirse yeniden aday olamaz. Hangi cumhurbaşkanı kendi görev süresi varken, önünde seçimleri yenilemeye karar verir. Dolayısıyla bu kara propagandaları bir tarafa bırakmamız gerekiyor, doğru anlamamız için."
Şener, mevcut anayasadaki cumhurbaşkanının yetkileri hakkında bilgi vererek, "Şu andaki anayasa cumhurbaşkanına sonsuz yetkiler verir. Peki bundan dolayı siyasi ve bireysel sorumluluğu var mıdır ? Yoktur. Hiçbir suçla ilgili, cumhurbaşkanı şimdiki anayasaya göre asla sorgulanamaz, sorumlu tutulamaz." diye konuştu.
Mevcut sistemin kendi ürettiği sorunlar olduğuna dikkati çeken Şener, Türkiye'nin bağımsız bir devlet olma zorunluluğu bulunduğuna işaret etti.
Şener, yeni sistemle ilgili, "Bu değişikliğin esasında özeti şu, Türkiye'de iki başlılığı, iki yetkiyi ortadan kaldırıyor. Yasamayı ve yürütmeyi direkt halkın iradesiyle seçme imkanı sağlıyor. Başbakanlık müessesesinin bütün yetkilerini cumhurbaşkanlığı makamına giydiriyor ve cumhurbaşkanını sorumsuz halden, sorumlu cumhurbaşkanı haline getiriyor." dedi.
Ekonomi Bakanlığı Müşaviri Sevde Bayazıt Kaçar da cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin en önemli yararlarından birinin, mevcut sistemin zaafiyetlerini ortadan kaldırması olacağını ifade etti. Kaçar, ekonomi alanındaki veriler hakkında bilgi verdi.
Toplantıya, Öz Finans İş Sendikası Genel Başkanı Ahmet Eroğlu, AK Parti İl Başkanı Haydar Revi, AK Parti İl Kadın Kolları Başkanı Bahar Ayvazoğlu ile çok sayıda dernek üyesi katıldı.
