Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları'ndaki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada olay tarihinde üsteğmen olarak görev yapan Ömer Derelioğlu, Ankara Kara Havacılık Komutanlığında kara pilot olarak görev yaptığını, olay günü vardiya nöbetçi subayı olarak kışlada bulunduğunu anlattı.
Derelioğlu, rutin mesaisine devam ettiği sırada taarruz helikopter hangarında Bakım Taburu Komutan yardımcısı Binbaşı Ersel Ersoy ve harekat subayı Binbaşı Suat Akyaz'ın olduğu ortamda tabur komutanı Yarbay Murat Bolat'ın hangarda bulanan bütün helikopterlerin, AKKA (üye ülkelerin birbirlerinin silah ve araçlarının sayım müsaadesini sağlayan uluslararası anlaşma) denetlemesi çerçevesinde dışarı çıkartılmasını emrettiğini iddia etti.
Kısa süre sonra Albay Oğuz Yalçın'ın askeri araçla telaşlı şekilde kışlaya geldiğini, ardından Bolat'ın kendisini yanına çağırarak "seferberlik" ilan edildiğini söylediğini ileri süren Derelioğlu, "Odada otururken Yarbay Murat Bolat, seferberlik emirlerine harfiyen uyacağımızı, okul komutanı Ünsal Coşkun'un emri olduğunu söyledi. Sonra yüksek sesle 'Emre itaatsizlik edenler, cezalandırılacak haberiniz olsun' dedi." ifadelerini kullandı.
İlerleyen saatlerde, kuleden arandığını, arayan kişinin meydanda bulunan helikopterlerin motor çalıştırdıklarını ilettiğini aktaran Derelioğlu, "'Ne diyorsun sen?' deyip hemen pencereden helikopter pistini kontrol ettim. Skorsky tipi helikopterlerin motor sesini duydum. Hemen Kara Havacılık Harekat Merkezini aradım. Kara Havacılık Komutanlığı Harekat Subayı Kurmay Binbaşı Okan Kocakurt, 'Bizim haberimiz var, sen bir şeye karışma' dedi." şeklinde konuştu.
Darbe girişimini anladığı andan itibaren kışlada bu kalkışmaya katılanların hiçbir emrini yerine getirmediğini iddia eden Derelioğlu, "Helikopterle uçuş yapan Yarbay Murat Karakaş'ın aprondaki konuşmalarını dinledim. Karakaş gülerek, 'Toma'ya ateş açarken sivilleri de vurdum' dedi." ifadesini kullandı.
Derelioğlu, FETÖ üyesi olmadığını, darbe girişimine katılmadığını beyan ederek tahliye talebinde bulundu.
Sanık Ömer Faruk Türkmen de Kara Havacılık Komutanlığında teğmen olarak görev yaptığını, darbe girişiminin yaşandığı gün bölük komutanı Yüzbaşı Emre Erkan'ın tüm teğmenleri toplayıp tabur komutanın saat 21.00'de içtimaya geleceğini, herkesin hazır olmasını emrettiğini öne sürdü.
Türkmen, içtima alanında beklerken tabur komutanı Yasin Candemir'in koşarak içeri girdiğini, herkesi ayağa kaldırıp teğmenlere hitaben "Genelkurmay Başkanımız alındı. Diğer komutanlarımızı da alıyorlar, sırada bizim burası var." dediğini iddia etti. Ardından Candemir'in emriyle depoya inip silah aldıklarını, deponun önünde bekleyen bir personelin teğmenlere mühimmat dağıttığını kaydeden Türkmen, kendisinin de uçuş hattında görevlendirildiğini dile getirdi.
Gece saat 01.30 sularında televizyondan darbe girişimini öğrendiğini belirten Türkmen, "Sabaha kadar nöbet yerimde vukuatsız bekledim." savunmasını yaptı.
Türkmen, sabah gün aydınlandıktan sonra patlama sesleri duyduğunu, ardından aralarında Yurtta Sulh Konseyi Üyesi olduğu belirtilen eski Tuğgeneral Ünsal Coşkun'un da olduğu 10'dan fazla kişi ile helikoptere binerek Akıncı Üssü'ne gittiklerini anlattı.
Akıncı Üssü'ndeki olaylardan ötürü kendisinin suçlanamayacağını savunan Türkmen, buradan tel örgüden atlayıp kaçtığını daha sonraki günlerde birliğine gidip yaşadıklarını komutanlarına anlattığını belirtti.
Türkmen, FETÖ üyesi olmadığını, 16 aydır tutuklu bulunduğunu belirterek tahliyesini talep etti.