Depremde yitirdikleri evlatlarının acısını unutamıyorlar
Depremde yitirdikleri evlatlarının acısını unutamıyorlar

Oluşturma Tarihi: 2016-08-17 17:53:21

Güncelleme Tarihi: 2016-08-17 17:53:21

Sakarya'da, 17 Ağustos 1999'da meydana gelen Marmara Depremi'nin 17. yılı dolayısıyla aileler felakette kaybettikleri evlatlarını mezarları başında andı.

Depremde kızını, damadını ve torununu kaybeden Binnaz Bayram, gazetecilere yaptığı açıklamada, evlatlarının enkaz altında kaldığını söyledi.

Evlerinin bulunduğu iki katlı binanın üzerine 5 katlı bina yıkıldığını anlatan Bayram, "Bizim için büyük bir acı. O acı bitmiyor, devam ediyor. O gece hemen oraya gittim. Evi göremedim, binaların altında kalmış. Bir gece enkazda kaldılar ancak ikinci gece çıkarıldılar." dedi.

Evladını yitiren Ayşe Sert de 15 yaşındaki kızı Sema'nın enkaz altında kaldığını aktardı.

Kendisinin de enkaz altında kaldığını söyleyen Sert, "Bizi çıkardılar ama onu kurtaramadık. 5 katlı binanın en alt katındaydık. Allah bu acıları kimselere tattırmasın. Seneler geçti. Unutulacak zannediyoruz ama bu acı asla geçmiyor, daha çok tazeleniyor. Allah kimselere evlat acıları vermesin. Çok zor." diye konuştu.

Enkaz altında çok dar bir yerde kaldığını, Allah'a dua ettiğini dile getiren Sert, ikinci katın tavanından çıkarıldığını anlattı. İlk olarak kızını sorduğunu aktaran Sert, şöyle devam etti:

"Hastanede dediler. Meğer ölmüş yavrum. Enkaz altında toz, toprak yuttuk. Ağzımız, burnumuz kurudu, her an ölümü bekledik. Yapacak bir şey yok. Çocuklarımızı sayıkladık. 12 yaşındaki oğlumu, ablasının yanındaydı onu çıkarmışlar. Çıktık hepimiz şaşkındık, perişandık. Evlat acısı unutulmuyor, çok yakıyor. Her 17 Ağustos'ta, bir de bayramlarda çok yanıyorsun yapacak bir şey yok, emir büyük yerden. 15 Temmuz darbe girişiminde biz de şehit olabilirdik. Çok şeyler yaşadık o akşam."

- Kızının son sözü

Kucağında 13 aylık bebeğini ve 10 yaşındaki kızı Büşra'yı kaybeden Semra Yaman da 4 katlı binanın 3. katında oturduklarını ve binanın tamamen yıkıldığını ifade etti.

Felaketin üzerinden 17 yıl geçmesine rağmen aynı acıyı bugünkü gibi yaşadığını vurgulayan Yaman, "Mümkün değil unutmak. Allah bir daha kimseye böyle acı yaşatmasın ama unutmasınlar da... Unutulmak da en kötü şeymiş. Bakın etrafta, anne babalardan başka kimse yok. Biz anne ve babalar olarak evlatlarımızın yanına ölene kadar geleceğiz. Bütün ailelere başsağlığı, sabır diliyorum." ifadesini kullandı.

Yaman, 13 aylık yavrusunun emzirirken kucağında vefat ettiğini belirterek, 10 yaşındaki kızının ise enkazda "Babacığım kurtar beni." diye yalvardığını söyledi.

Didim'den tatilden dönerken Afyonkarahisar'daki deprem şehitliğini gören kızının kendisine, 'Depremde ölsem şehit olur muyum, anneciğim?' diye sorduğunu anlatan Yaman, "Olursun kızım, dedim. Çocuğumla son konuşmamdı. Hala bu sözleri unutamıyorum." dedi.

Yaman, şunları kaydetti:

"Tatilden gelmiştik, bebeğimle ilgileniyordum. Kızım da ilaç istedi onu yatağına gönderdim 'Kardeşini emzireyim getireceğim' dedim. Kızım yatağına giderken bir sarsıntı koptu. 'Eyvah kıyamet kopuyor' dedim. Aklıma ilk gelen kıyamet oldu. Kucağımdaki yavrumun üç kere inlediğini duydum. Bir daha sesini duymadım. Eşimin, kızımın sesini duymuyorum. Kızım da enkaz altında babasına 'Babacığım kurtar beni' diyormuş. Eşim hala televizyonda 'Babacığım kurtar beni sözü' geçen dizileri asla seyredemiyor. Bebeğim göğsümdeydi, dışarıdan sesler geliyordu. Deprem olduğunu anladım. Evimiz askeriyenin önündeydi, askerler geldi. Bir delikten ilk önce evladımı uzattım. Daha sonrasını hatırlamıyorum. Enkazdan beni 3 saat sonra, eşimi 7 saat sonra, kızımı da akşam 8 gibi çıkardılar. 13 aylık evladımı göremedim, son kez emzirdim o kadar."