İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu, DHKP/C terör örgütünün Halkın Hukuk Bürosu yapılanması ve faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik yürüttüğü soruşturmayı tamamladı.
- 3 şüpheliye "örgüt yöneticiliği" suçlaması
Büro savcılarından Can Tuncay tarafından hazırlanan iddianamede, avukatlık yapan 17'si tutuklu 2'si firari 20 şüpheliyle ilgili suçlamalar sıralandı.
Hakkında yakalama kararı bulunan firari şüpheli O.A. ile tutuklu şüpheliler B.T. ve Ö.Y'nin "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan 15 yıldan 22 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan eski Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı S.K. ile firari G.D'nin de aralarında bulunduğu 17 şüphelinin ise "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
İddianamede, şüphelilerden S.K, B.T, E.T, O.A, G.D, N.D, Ş.E. ve Ö.Y'nin halen İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı belirtilerek, örgütsel devamlılığın tespiti açısından şüphelilerle ilgili bilgi mahiyetinde evrak ve tespitlerin soruşturma dosyasına eklendiği kaydedildi.
Şüphelilerin evlerinden, üstlerinden ve üyesi oldukları Halkın Hukuk Bürosu (HHB) kurumlarından ele geçirilen materyallerin de incelendiği anlatılan iddianamede, DHKP/C terör örgütünün kuruluş kongresinde örgüt üyeliği hakkında belirtilen ifadelerin de bir bütün olarak değerlendirildiği bildirildi.
İddianamede, şu ifadelere yer verildi:
"Devrimci Halk Kurtuluş Partisi Cephesi (DHKP/C) terör örgütünün alt yapılanmalarından olan Halkın Hukuk Bürosu'nun, örgütün 'Merkezi Komite' olarak adlandırılan yurtdışındaki üst yönetiminin talimatıyla kurulduğu ve mensuplarının yurtdışında bulunan örgütün üst düzey yöneticilerinin talimatlarıyla hareket ettikleri, HHB dahilinde faaliyet gösteren avukatların örgüt içerinde 'sporcular' kod ismiyle anıldığı, örgüt mensupları gözaltına alındığında veya tutuklandığında avukatlığını üstlendikleri, yanlarına gelip gittikleri, örgütün talimatları doğrultusunda şahıslara, 'gözaltında, mahkemede, cezaevinde nasıl hareket edeceklerinin' talimatını verdikleri, cezaevinde tutuklu veya hükümlü örgüt üyeleriyle örgüt yöneticileri arasında aracılık (kuryelik) işlemi yaptıkları, örgütün üst düzey yöneticilerin bu avukatlar kanalıyla cezaevlerindeki örgütün sorumlularına örgütün talimatlarını aktardıkları, bu sorumlularında gelen talimatları cezaevlerindeki diğer örgüt üyelerine aktardıkları, örgütün legal alanında faaliyet gösteren şahıslar hakkında aranmaları veya hapis cezaları kesinleştiğinde HHB'ye mensup şüpheliler tarafından öğrenilerek ülke içerisindeki terör örgütünün genel komitesine bildirildiği, örgüt mensuplarının da bu sayede illegal alana geçtikleri ya da örgüt tarafından yurtdışına kaçırıldıkları anlaşılmıştır."
- "Örgütsel gizlilik için kod isim kullandılar"
İddianamede, Halkın Hukuk Bürosu üyesi olan şüphelilerin, terör örgütlerinin işleyiş ve gizliliğe riayet kuralına uygun olarak kod isim aldıkları savunularak, şüphelilerden S.K'nin "ODTÜ'lü", O.A'nın "Onur", B.T'nin "Saadet", B.A'nın "Eser", E.G'nin "Deniz" ve Ö.Y'nin de "Mahir" kod isimlerini kullandıklarının tespit edildiği anlatıldı.
Şüpheliler O.A, B.T. ve Ö.Y'nin, Halkın Hukuk Bürosu bünyesinde, terör örgütüne organik bağlı olarak, çıkar ve amaçları doğrultusunda süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren faaliyetlerde bulundukları ifade edilen iddianamede, bu şüphelilerin örgüt mensupları arasında kuryelik yaptıkları, örgüt içi iletişimi sağladıkları, örgütün yönetici kadrosundan aldıkları talimatları tutuklu/hükümlü bulunan veya dışarıda faaliyet gösteren örgüt mensuplarına ilettikleri iddia edildi.
- "Örgüt üyelerine emir verme ve idare yetkisine sahipler"
Bu şüphelilerin ayrıca örgütün amacına uygun biçimde işleyişini sağlayan, örgüt üyelerine görev veren, emir ve idare yetkisine sahip olan, konumlarına göre örgüt faaliyetlerini düzenleme ve görevlendirme yetkisini haiz "yönetici" vasfında oldukları da iddianamede vurgulandı.
İddianamede, S.K'nin de aralarında bulunduğu diğer avukat şüphelilerle ilgili ise Halkın Hukuk Bürosu bünyesinde terör örgütüne organik bağlı olarak, çıkar ve amaçları doğrultusunda süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren faaliyetlerde bulunarak "üye" konumunda oldukları, bu kapsamda örgüt mensupları arasında kuryelik yaptıkları, örgüt içi iletişimi sağladıkları, örgütün yönetici kadrosundan aldıkları talimatları tutuklu/hükümlü bulunan veya dışarıda faaliyet gösteren örgüt mensuplarına ilettikleri iddiaları sıralandı.
Hazırlanan iddianame Başsavcılık onayından sonra, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.