Bakan Çavuşoğlu, Keşan ilçesinde bir otelde iş adamları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve muhtarlarla istişare toplantısında bir araya geldi. Davul zurnayla karşılanan Çavuşoğlu, gelişi dolayısıyla kesilmek için hazırlanan kurbanın kesilmemesini isteyerek, bağışladı.
Çavuşoğlu, burada yaptığı konuşmada, sadece Avrupa'da değil dünyanın her yerinde zorlukların yaşandığını söyledi.
Dünya halklarının doğal afetler, savaşlar, terör, ekonomik kriz ve yoksullukla karşı karşıya kaldığını belirten Çavuşoğlu, "Ülkeden ülkeye farklı durumlar var. Avrupa'da da görüyorsunuz özellikle göçmenlere uygulanan insanlık dışı tavırlar. Göçmenlere uygulanan insanlık dışı tavırlar, o ülkede vatandaş olan, o ülkede oturma izni olan, o ülkede iş yeri izni olan, onların tabiriyle 'yabancılara' da zulümler başladı." diye konuştu.
Dünyanın baskıcı uygulamalara doğru gittiğini aktaran Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bunun da sebebi Avrupa ve Batı'da artan aşırı milliyetçilik, ırkçılık. Milliyetçilik de demeyelim artık. Milliyetçilik; vatanını seversin, vatanını korursun, kollarsın ama başkalarına karşı da nefret içerisinde olmazsın, insanı insan olduğu için seversin, yaratılanı, yaratandan dolayı seversin. Vatanını sevmenin hiçbir mahsuru da yoktur ama bu milliyetçiliğin de ötesinde ırkçılık, yabancı düşmanlığı. İslam karşıtlığı, kendisinden olmayan herkese, her şeye hoşgörüsüzlük, tahammülsüzlük. Hele hele böyle rekabet içerisinde gördüklerine de saldırı. Son zamanlarda Avrupa'da ve dünyada moda olmaya başladı. Özellikle güçlü iktidarlar iş başındaysa bir ülkede ve sağ iktidarlar varsa topyekün saldırı. Macaristan'da mesela sağ parti iktidarda halk da destekliyor. İşte Trump seçiliyor. Türkiye'de AK Parti, Recep Tayyip Erdoğan, merkez sağ iktidarda, topyekün saldırı. Saldırının dozajı da sürekli artıyor, yöntemler farklı. Özellikle medyayı çok iyi kullanıyorlar. İnsanların kolay satın alabileceği retoriği kolay kullanabiliyorlar ve Soros gibi birçok kurumlar, kişiler devreye sokuluyor, istihbaratlar devreye sokuluyor, darbeler düzenleniyor. Türkiye'de 15 Temmuz'da olduğu gibi."
İnsanların umutsuz olmaması gerektiğini ifade eden Çavuşoğlu, sorunların çözümü için çaba gösterilmesi gerektiğini dile getirdi.
- "Yetki kavgası olduğu zaman krizler olur"
Türkiye'nin 16 Nisan'da önemli bir seçim yapacağına dikkati çeken Çavuşoğlu, tarihte birçok başbakan ve cumhurbaşkanının çeşitli konularda karşı karşıya geldiğini ve sorunlar yaşadığını aktardı.
AK Parti döneminde başbakan ve cumhurbaşkanı arasında bir sorun yaşanmadığını, bunun da kardeşlik hukukundan kaynaklandığını ifade eden Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kılıçdaroğlu, 'yarın farklı partiden başbakan ve cumhurbaşkanı olduğu zaman ülke birbirine girer, kriz olur, o yüzden hayır verelim' dedi. Bilmeden, aslında bizim yaptığımızı savundu. O başbakanlık sisteminin kalacağını düşünüyormuş. Bir şey demeyeceğim ama gerçekten söylediği doğru ama anayasada bizim getirdiğimiz pakette öyle bir sistem yok. Çünkü bu sistemde yetki kavgası olur. Yarın koalisyonlar olur. Yetki kavgası olduğu zaman krizler olur. Neden 'en muhlis' diye getirdikleri Anayasa Mahkemesi Başkanı Sezer, bugüne kadar gelmiş geçmiş bana göre en pasif kişi cumhurbaşkanı. Yurtdışına bile doğru dürüst gitmiyordu. Yurtdışından gelen devlet başkanlarını bile ağırlamak istemiyordu. O kadar içine kapanık ve yetkisini kullanmayan ama neden kavga ettiler, anayasa paketçiği neden geldi gitti. Çünkü onu getiren hükümet yani beş parti ve rahmetli Ecevit, 'senin böyle bir yetkin yok karışamazsın' dedi. O da 'al anayasa bak benim yetkim var' dedi. Faiz 7 bin 500 gecelik. Aylık değil, yıllık değil, bir gecelik. Dolar uçtu, elli banka battı. Türkiye bir günde yüzde 50 fakirleşti. Sadece cumhurbaşkanı ve başbakan arasındaki anayasadaki yetki kavgasından oldu bu. Bedelini halen ödüyoruz."
- Cumhuriyetin 100. yıl hedefleri
Suçlamalara ve karalamalara girilmemesi gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Doğruları konuşalım, doğruları söyleyelim, yine de fikrimizi söyleyelim. Efendim, 'cumhuriyet gidiyor elden.' Nereye gitmiş? Cumhuriyetin tanımı anayasada var. İlk dört madde değiştirilemez. Cumhuriyet nereye gidiyor, hangi elden gidiyor? Cumhuriyet gidiyor da 100. yılına doğru emin emin gidiyor. Cumhuriyet, güçlü gidiyor, koşarak gidiyor. Doğru, cumhuriyet 100. yılına gidiyor. Bana geliyor, 'cumhuriyet elden gidiyor. Mevlüt Bey sizi severiz, yakışmadı.' Nerede gidiyor ya bir sor. Dönüyorum, 'senin cumhuriyete bugüne kadar hiçbir hizmetin oldu mu arkadaş?' diyorum. 'Ya benim elime yetki geçmedi ki' diyor. Tamam geçmemiştir. Peki, '100. yılla ilgili ne hedefin var' diyorum. 'Kem küm...' Ne hayalin var? 'Kem küm...' 'Cumhuriyetin ilerlemesi için 100. yıl hedefleriyle ilgili hiç rüya gördün mü?' diyorum. 'Kem küm...' Kusura bakma sen sadece cumhuriyetten geçiniyorsun. Olmaz. Önce cumhuriyete bir hizmet et, hedeflerin olsun. Benim cumhuriyetle ilgili hedeflerim, hayallerim var. Atatürk'ün gösterdiği hedefler var cumhuriyetle ilgili ben onu ulaştırmak için çalışıyorum gece gündüz. Cumhurbaşkanımız Türkiye'yi muasır medeniyetlerin üzerine çıkarmak için çalışıyor. Her lafında da bunu söyler. Kim koydu bu hedefleri? Atatürk koydu.
Onuncu Yıl Marşı yazdık, Türkiye'nin her yerini demir yollarla ördük, donattık. Onuncu Yıl Marşı'nda kaldı bu. Niye yapılmadı bugüne kadar? Şimdi biz yapıyoruz Edirne-Kars hızlı tren yolunu, biz açıyoruz, boğazın altından tünelleri, boğazın üstünden tünelleri biz yapıyoruz. Bir tünel daha yapıyoruz. İkisinden araç geçecek, birinden tren geçecek."
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, iki ay sonra Bakü-Tiflis-Kars demir yolunun açılacağını anlatarak, dostluk ve kardeşliğin lafla olmadığını, kardeşliğin demir yoluyla bağlanacağını kaydetti.