Yıldırım, Diyarbakır Mitannia Regency Hotel'de sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve kanaat önderleriyle düzenlenen toplantıda katılımcılara hitap etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile açılışlarını gerçekleştirdiklerini eserler arasında yer alan uluslararası havalimanının Diyarbakır'a yakışır bir havalimanı olduğunu belirterek, hayırlı olmasını diledi.
Yıldırım, 2002-2003'te Diyarbakır'a geldiklerinde asker kontrolünden geçerek uçağa binebildiklerini hatırlatarak, "Bizim amacımız ülkemize, milletimize hizmet etmek. Bundan başka hiçbir derdimiz olmadı. 14 yıldır bunu yapıyoruz, bundan sonra da sizlerin duası, desteğiyle aynısını, daha fazlasını yapmanın gayreti içerisinde olacağız. Bizim yıkmakla, vatandaşın hayatını zorlaştırmakla hiçbir işimiz olmaz." dedi.
"Terör örgütü uzun süredir bölge başta olmak üzere ülkemizde vatandaşlarımızın canına, malına zarar vermeye devam ediyor" ifadesini kullanan Yıldırım, "Artık yeter, diyoruz. Buralar terörle yatıp, terörle kalkmak zorunda değil. Ben bu anlamda Diyarbakır sivil toplum örgütlerinin ortaya koyduğu irade, teröre karşı ortak duruştan dolayı hepinize çok teşekkür ediyorum. Beklediğimiz budur, teröre karşı tek yumruk, birlik, beraberlik, kardeşlik." diye konuştu.
Diyarbakırlı hastaların tedavi için Ankara, İstanbul gibi şehirlere gitmek zorunda kaldığını anımsatan Yıldırım, Diyarbakır'a sağlık alanında yapılan yatırımların bunu değiştirdiğini dile getirdi.
Yıldırım, şöyle devam etti:
"İcap ediyorsa hastalarımızı helikopterle, uçakla alıyoruz İstanbul'a, Ankara'ya götürüyoruz. Vatandaşına değer vermek budur. Vatandaşın, çukurlarda, el bombalarıyla hayatına kast etmek değildir vatandaşı tutmak, vatandaşı sevmek. Vatandaşı sevmek onu yüceltmektir, onu yaşatmaktır. Biz yaşatmak için varız. Vatandaşımızın hayatının kolaylaşması, hayat kalitesinin artması için yolları böldük, yolları böldük ama milleti böldürmeyiz, vatanı asla böldürmeyiz. Ekmeğimizi böleriz, paylaşırız, vatanımızı, ülkemizi bölmeyiz, paylaşmayız, kimseyle paylaşmayız. Yapacağımız iş basit, bir olacağız, beraber olacağız, iri olacağız, birlikte Türkiye olacağız.
İstikametimiz belli, bu topraklardan 33 tane medeniyet geldi geçti ama bu topraklar yine aynı. Bundan sonra da kıyamete kadar kardeşliğimize, birliğimize, beraberliğimize zarar vermek isteyen, bu milletin içine fitne tohumları, düşmanlık tohumları ekmek isteyen kim olursa olsun buna asla ve asla fırsat vermeyeceğiz. Bunu sadece biz yapmayacağız, beraber yapacağız, hep beraber sahip çıkacağız. Bunu özellikle sizlerden bekliyorum, sivil toplum kuruluşlarından, kanaat önderlerimizden bekliyoruz. Amaçlarının ne olduğu belli olmayan, gündemlerini bile kendileri belirleyemeyen, hakim güçlerin oyuncağı olan bu terör örgütlerinin hayatımızı karartmasına asla müsaade etmeyelim. Gün bugündür."
- "Gençlerimize buradan bir çağrım var..."
Diyarbakır meydanının "yeter artık Diyarbakır terörle anılmak istemiyor" dediğini söyleyen Yıldırım, "Peygamberler şehri, sahabeler şehri, huzur ve kardeşlik şehri, kadim şehir artık zaman kaybetmek istemiyor, gelişmesini ilerlemesini tamamlamak istiyor. Fidan gibi gençlerimizin toprağa düşmesini istemiyor, gençlerimizin Türkiye için üretmesini, milletimizi, ülkemizi en ileri seviyeye çıkarmasını istiyor. Onun için gençlerimize buradan bir çağrım var, bu çıkmaz yoldan bu karanlık yoldan vazgeçiniz, ananızın, babanızın, milletinizin o müşfik bağrına gelin, teslim olun. Hep beraber bu kutlu yürüyüşü sürdürelim. Genç yaşta hayatınızı karartan bu şer odaklarına asla ve asla prim vermeyin." çağrısını yaptı.
- "Kardeşliğimiz olmazsa olmazımız"
Terör olaylarının başladığı 23 Temmuz'dan bugüne kadar terörle mücadelenin devam ettiğini, bir yandan da mağduriyet yaşayan Diyarbakırlıların yaralarını sarmayı ihmal etmediklerini ifade eden Yıldırım, yapılan yardımlar hakkında bilgi verdi.
Yıldırım, şunları söyledi:
"Bu destekleri yapacağız, ne zamana kadar? Artık her şey sakinleşip, huzur ve güven mutlak sağlanıncaya kadar, hayat normale dönünceye kadar bu destekler sürecek ama bir yandan da hemen Sur başta olmak üzere bölgedeki bütün terör örgütlerinin, teröristlerin yerle bir ettiği, çukurlar açtığı ilçelerimiz hepsi, Şırnak, Cizre, Silopi, Nusaybin, Sur bunlar elden geçecek. Bakın. giden mal geri gelir ama giden can geri gelmez. Onun için kardeşliğimiz olmazsa olmazımız. En güzelini yaparız, binaların, fabrikaların, okulların en iyisini yaparız ama her toprağa düşen fidan yüreğimize kor ateş gibi yer ediyor. O genç yavrularımız, o genç polislerimiz, askerlerimiz, korucularımız onların suçu ne? Onların suçu yok. Onlar bu bayrağın dalgalanması için bu ezanların dinmemesi için göğüslerini siper ettiler, toprağa düştüler. Onlara Allah'tan rahmet diliyorum."
65. Hükümet olarak yarın TBMM'den güvenoyu isteyeceklerine anımsatan Yıldırım, kısa süre içerisinde Diyarbakır'a iki defa geldiğini, ilk gelişinde Tanışık köyüne gittiğini hatırlattı. Yıldırım, "Dürümlü mezrasında hunharca katledilen 16 Diyarbakırlı kahraman vatandaşımızın acılarını paylaştık. Onlar büyük bir felaketin önlenmesi için kendi göğüslerini teröre karşı siper ettiler, 15 ton patlayıcıya karşı siper ettiler ve hayatlarıyla bunu ödediler, büyük faciayı engellediler." dedi.
Yıldırım, "Türkiye artık ayağına bağ olan, ilerlemesini yavaşlatan, enerjisini tüketen bu terörle yoluna devam edemez. Bundan sonra hizmetlerimize kaldığımız yerden aynı kararlılıkla, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde devam edeceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bizi birbirimizi düşürmeye çalışan, aramıza nifak sokmaya çalışanlara asla ve asla fırsat vermeyeceğiz. Terör örgütleri onları içeriden ve dışarıdan destekleyenler günü gelecek bu milletin yüzüne bakamayacaklar, yaptıklarından dolayı bin pişman olacaklar. Yapacak çok işimiz var." diye konuştu.
Diyarbakır'a yapılan yatırımlar hakkında bilgi veren Yıldırım, terör örgütünün Silvan Barajı'nın yapımına engel olduğuna dikkati çekerek şunları söyledi:
"Niye engelliyorlar? Çünkü onların kaynağı kuruyacak, Silvan Barajı 7 katrilyon yatırım olacak, 2,4 milyon dönüm arazi suyla buluşacak, 1 milyar 100 milyon kilovatsaat enerji üretilecek. 300 bin insan iş, aş sahibi olacak, bu tabii terör örgütünü telaşlandırır, tabii onları panikletir, tabii ki engellemek isterler. Çünkü Diyarbakır kalkınınca, Güneydoğu kalkınınca bunların piyasası azalıyor, piyasası yok oluyor. Terörün yaşam alanı yok oluyor, onların yaşam alanını bu ülke sınırlarının içinde hiçbir yerde bırakmayacağım. İnşallah, Sayın Cumhurbaşkanım, Diyarbakır'la, Güneydoğu'yla, Doğu'yla, Batı'yla, el ele, kol kola, kardeşçe, bir olarak, beraber olarak bu ülkeyi, ecdadımızın bize emanet ettiği bu toprakları, torunlarımıza aynı şekilde tek bir karışına halel gelmeden teslim etmek boynumuzun borcudur diyorum. Bir kez daha Sayın Cumhurbaşkanımıza, buraya gelerek sizlere, bizlere güç verdiği için kardeşliğimiz, birliğimiz, beraberliğimiz için bize gösterdiği liderlikten dolayı çok teşekkür ediyorum."