İstanbul Hilton Oteli'ndeki konferansın "Kız Çocukların Sesi: Ünlülerin Buluşması, Gençlerin Katılımı ve Güçlü Nesiller" konulu son oturumunda birçok dizi ve filmde rol alan sanatçı Murat Yıldırım, sinema sektöründe edindiği tecrübeleri anlattı, gençlerin öz güven sahibi olmaları gerektiğini söyledi.
Türkiye'de şiddet denildiğinde insanların aklına öncelikle vurmak ve kırmak geldiğini, kimsenin psikolojik ve cinsel şiddeti konuşmaya yanaşmadığını belirten Yıldırım, "Gelişmemiş toplumlarda bunların hepsini bir arada görebiliyoruz. Fakat aydın toplumlarda, psikolojik ve cinsel şiddeti görebiliyoruz. Mesela bir iş yerine personel alınacağında öncelik erkeğe, işten çıkarılışta ise kadına veriliyor ne yazık ki. Terfilerde de aynı şekilde. Bizim işimizle alakalı durumda ne olursa olsun, bizim de görmediğimiz, bilmediğimiz bazı şeyler gerçekleşiyordur. Çünkü, kadına yönelik şiddet ne yazık ki, her yerde var." diye konuştu.
Rol aldığı dizilerde toplumsal mesajlara ve samimiyete dikkat ettiğini vurgulayan Yıldırım, "Mesela Suskunlar dizisi samimi yazılmıştı. Asla reyting amaçlı bir proje değildi. Şiddet gören cezaevindeki çocukların kurtarılması mesajını içeren bir diziydi. Tabii ki, sanat, sanat için yapılan bir şeydir ama sanat toplum için yapılması gereken bir şeydir. Eğer bir insan toplum için bir şey yaparsa kendisini daha iyi hisseder." ifadelerini kullandı.
Murat Yıldırım, kadının organizasyon ve yönetimde mükemmel olduğunun görüldüğünü dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bana göre problem erkeğin yetiştirilmesinde yatıyor. Hatta ta en başta başlıyor şiddet. Erkek çocuk olana kadar çocuk yapma, bir erkek çocuğa daha üç yaşındayken, 'benim oğlum büyüdüğü zaman çok canlar yakacak' diyoruz. Niye oğlunuz büyüdüğü zaman can yaksın ki? Can yakmasın. O çocuğa büyüdüğü zaman karşısındaki kız çocuğunun da kendisi gibi insan olduğunu anlatmak lazım. Onun için kadın erkek ayrımı daha çocuklukta başlıyor diyorum."
- "Dünyada savaş hiç eksik olmuyor"
UNICEF iyi niyet elçisi ve sanatçı Tuba Büyüküstün ise çocukların kendi kontrollerinde olamayan olaylara maruz bırakıldıklarını söyledi.
"Dünyada savaş hiç eksik olmuyor" diyen Büyüküstün şunları söyledi:
"Çocuklar bir şekilde orada, burada, şurada dünyanın farklı yerlerinde doğmak, büyümek, ergenliğe geçmek zorunda kalıyorlar. 18 yaşına gelene kadar BM'nin çocuk hakları sözleşmesine göre çocuk sayılıyor. Biz şu anda burada konuşurken, çok uzakta ya da çok yakınımızda bir kız çocuğu şiddet yüzünden hayatını kaybetmiş olabilir. Dünyada yapılan bir istatistiğe göre her 10 dakikada bir, bir genç kız şiddet yüzünden hayatını kaybediyor. Bu farkında olunması gereken bir şey. Bunun birazcık farkında olmasını sağlıyorsam, bir kız çocuğunun gözünde ufak bir pırıltı yaratabiliyorsam, birazcık etkim varsa benim için bu çok değerli."
Bir zamanlar kendisi ve akranlarının da bir çocuk olduklarını unutmamayı sağlamak istediğini aktaran Büyüküstün, "Kendi kararlarımızı vermek için bize izin verilmediği, konuşmak istediğimizde konuşturulmadığımız zamanlardaki duygularımızı hatırlayıp, bunu çocuklarımıza yapmamayı, kendi tercihlerini yapabilmelerini, bu hayatın onlara ait olduğunu, onların bir birey olduğunu fark edip, onlara izin vermek isterdim. Biz onların ifade özgürlüklerini elinden alamayız. Biz o kadar önemli değiliz. Biz sadece yapan kişiler olabiliriz. Onların yapmak istediklerini yerine getiren, onların nasıl yapacağına yol gösteren insanlar olabiliriz." şeklinde konuştu.
Baskılar nedeniyle kız çocuklarının hep arka planda kalmayı öğrendiklerini dile getiren Büyüküstün, "Sonuç olarak öz güvenleri eksik büyüyorlar. 15-19 yaş aralığında genç kızların yüzde 44'ü bir erkeğin partnerine ya da eşine gösterdiği fiziksel veya psikolojik şiddeti haklı görüyor. Bir genç kız, şiddeti hak ettiğini düşünüyor. Bu çok ağır bir şey. Öz güven eksik olunca, kendi potansiyelini fark edemiyor. Ondan beklenen tek şey büyümesi veya evlenmesi ve çocuk yapması, o kadar." değerlendirmesi yaptı.
Panel, ilk FİFA kokartlı kadın hakem, futbol oyuncusu ve teknik direktör Lale Orta, jimnastikçi Aşye Begün Onbaşı'nın da birer sunum yapmasıyla sona erdi.