'Engelleri Aşanlar 2017' programı
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan: (2)- 'İslam'ı kendi medeniyetinin kaynaklarından değil de dünyanın başka köşelerindeki yanlış uygulamalardan öğrenenler, dönüp dolaşıp ya DEAŞ, El- Kaide, Boko Haram gibi eli kanlı örgütlerin ağına düşer ya da mezhepçilik fitnesine odun taşır. Biz, meselelerin çözümünü kendi medeniyetimizde, kendi tarihimizde arayacağız'- 'Asırlar önce engellile

Oluşturma Tarihi: 2017-12-04 16:34:31

Güncelleme Tarihi: 2017-12-04 16:34:31

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İslam'ı kendi medeniyetinin kaynaklarından değil de dünyanın başka köşelerindeki yanlış uygulamalardan öğrenenler, dönüp dolaşıp ya DEAŞ, El- Kaide, Boko Haram gibi eli kanlı örgütlerin ağına düşer ya da mezhepçilik fitnesine odun taşır. Biz, meselelerin çözümünü kendi medeniyetimizde, kendi tarihimizde arayacağız." dedi.

Erdoğan, AK Parti Sosyal Politikalar Başkanlığınca parti genel merkezinde düzenlenen "Engelleri Aşanlar 2017" programına katıldı.

Divan şairi Şeyh Galip'in "Ey dil, ey dil, neden bu makamda gam dolusun sen? Gerçi virane isen de tılsımlı bir definesin sen. Meleklerin secde ettikleri mükerrem varlıksın sen. Bildiğin gibi değil, cümle vardan üstünsün sen. Hoşça bak zatına, zübde-i alemsin sen. Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen." dizelerini okuyan Erdoğan, engelli ya da engelsiz olmanın değil insan ve adem olmanın önemli olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanı, eşref-i mahlukat olarak kabul eden Yunus'un ifadesiyle "Yaradılanı severiz Yaradan'dan ötürü." diyen bir medeniyetin, insanlar arasında böyle ayrımlar yapmasının mümkün olmadığını belirterek, "İyiliği gösterişte, adaleti yollarda, sevgiyi sosyal medyada aralayanlar, elbette medeniyetimizin bu derin sırrına eremezler." diye konuştu.

Geçen 15 yıl içinde önce insan diyerek, iyilikte ve hayırda yarışmanın faziletine inanarak, adeta ilmek ilmek örerek bir sosyal devlet inşa ettiklerini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"İktidarlarımız döneminde engellilerimize, çocuklarımıza, kadınlarımıza, yaşlılarımıza, gariplerimize, şehit yakınlarımıza, gazilerimize, tüm ihtiyaç sahiplerimize hizmet için 235 milyar liralık bir kaynak kullandık. Tarihimize ve kültürümüze sahip çıkarken milletimizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkartmanın mücadelesini verirken işte bu şekilde gönül medeniyetimizi de ihya etmenin gayreti içinde olduk.

İşin özüne baktığımızda önce kendimize şu soruyu sormamız gerekir. Görememek, duyamamak, konuşamamak, yürüyememek, algılayamamak bir eksiklik midir? Asla, değildir. Şimdi bazı tespitler yapıyorum. Işığı kapattığımızda biz de göremeyiz, duvarları yalıtılmış bir odaya girdiğimizde biz de duyamayız, yabancı bir ülkeye gittiğimizde biz de lal oluruz, ayaklarımız uyuştuğunda biz de yürüyemeyiz. Uykuya daldığımızda biz de çevremizde irtibatımızı kaybederiz. Daha da önemlisi yarın hangimizin bu engellerle sürekli yaşamak zorunda kalmayacağının garantisi var mıdır?"

- "Meselelerin çözümünü kendi medeniyetimizde, tarihimizde arayacağız"

Her engellinin doğuştan bir engelle dünyaya gelmediğine işaret eden Erdoğan, kiminin Aşık Veysel gibi hastalık sebebiyle, kiminin Ampüte Milli Takım Kaptanı Osman Çakmak gibi terörle mücadele sırasında, kiminin iş veya trafik kazasında kiminin de başka sebeplerle daha sonradan engelli olabildiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Onun için önemli olan, bu kardeşlerimizin engellerinin ne olduğu, nasıl olduğu değil bu kardeşlerimize nasıl baktığımızdır. Engelli kardeşlerimizin durumunu tıpkı erkek veya kadın olmamız gibi, tıpkı düz veya kıvırcık saçlı olmamız, tıpkı mavi veya kahverengi gözlü olmamız gibi insani bir gerçek olarak kabul ettiğimizde diğer tüm sorunların kendiliğinden çözüm yoluna girdiğini görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Aşık Veysel'in "Hakikat ararsan açık bir nokta, Allah kula yakın, kul da Allah'a. Hakk'ın gizli hazinesi toprakta, benim sadık yarim kara topraktır." dizelerini okuyan Erdoğan, "Kara toprağın altına girdiğimizde her şey eşitlenir. Ne makamların ne malın, mülkün ne de engellerin orada bir ehemmiyeti yoktur. Cumhurbaşkanı olsan ne yazar, başbakan olsan ne yazar, trilyarder olsan ne yazar, 'Er kişi niyetine' der ve oraya gönderirler. Varsa yaptığın iyilikler, güzellikler, o zaman işte 'Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş' derler. 'Allah razı olsun. Hizmet eden bir cumhurbaşkanımız, başbakanımız vardı' derler ve hayırla yad ederler." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Allah'ın rızasını kazanmak için yapılanlarla bir farkın ortaya çıkacağının altını çizerek, "Engelli kardeşlerimize de tıpkı köken, inanç, dil, derimizin rengi gibi diğer farklılıklarımızın ötesinde insan gözüyle bakma anlayışını 7'den 70'e milletimizin tüm fertlerine kazandırmak zorundayız. Gerekiyorsa ilkokuldan itibaren çocuklarımıza bunun eğitimini vermeliyiz." dedi.

Gökkuşağı Okulu öğrencilerinin programa katkılarını hatırlatan Erdoğan, öğretmenlere, okul yönetimine ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına teşekkürlerini sundu. Erdoğan, "Demek ki yapınca, gayret gösterince oluyor. İnşallah yaygınlaştırarak daha da iyisi olacak." diye konuştu.

"Yunus'u bilmeyen, Mevlana'dan haberi olmayan, Hoca Ahmet Yesevi'yi duymayan Hacı Bayram Veli'yi, Hacı Bektaş Veli'yi ve Ahi Evran'ı tanımayan bir nesil engelli de saymaz, yaşlıya da hürmet etmez, kadına da değer vermez." ifadesini kullanan Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Ankara'da gazilere yönelik olayları hatırlattı. Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bunlarda vicdan var mı? Bunlarda insanlıktan nasibini almak var mı? Yok. Bunlardan hiçbir şey olmaz. İslam'ı kendi medeniyetinin kaynaklarından değil de dünyanın başka köşelerindeki yanlış uygulamalardan öğrenenler, dönüp dolaşıp ya DEAŞ, El- Kaide, Boko Haram gibi eli kanlı örgütlerin ağına düşer ya da mezhepçilik fitnesine odun taşır. Biz, meselelerin çözümünü kendi medeniyetimizde, kendi tarihimizde arayacağız."

(Sürecek)