Erdoğan, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Kongre Merkezi'nde düzenlen AK Parti Ankara İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda katılımcılara hitap etti.
Türkiye'nin şu ana kadar Suriye'de ne Rusya'yı ne de İran'ı doğrudan hedef aldığını belirten Erdoğan, "Harekatımızda sadece askerlerimizin kanını döken rejim unsurlarını imha ediyoruz. Bu hassasiyetimize de saygı gösterilmesini bekliyoruz. Türkiye, her meselesini olduğu gibi Suriye'deki sorunu da kendi imkanlarıyla çözecek iradeye ve kapasiteye sahiptir. Böyle günler, aynı zamanda gerçek dostların ve sinsi düşmanların ayırt edildiği dönemlerdir. Önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmeler, bu ayrımı daha da netleştirecektir." diye konuştu.
Mücadelenin şahsi tercihle değil milletin topyekün iradesiyle yürütüldüğüne işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Suriye'de oynanan oyunu milletimizle birlikte gördük, teşhis ettik ve karşı hamlemizi yaptık. Bu millet, 15 Temmuz'da niye sokağa çıkmışsa bugün de Türkiye aynı sebeple Suriye'dedir. Bu millet, PKK'nın ve DEAŞ'ın saldırılarına karşı nasıl göğsünü siper etmişse bugün de Türkiye aynı sebeple İdlib'dedir, Suriye'nin diğer bölgelerindedir. Türkiye için Ege'deki haklarını korumak ile Libya'da başlattığımız inisiyatifle Akdeniz'deki haklarımızı müdafaa etmek arasında hiçbir fark yoktur. Ekonomik tuzaklara karşı verdiğimiz mücadele ile sınırlarımızı terör koridoruyla kuşatma girişimlerine karşı verdiğimiz mücadele aynıdır.
Suriye meselesinde, milletimizin birlik ve beraberliğini bozmak, ülkemizin mücadelesine zarar vermek, düşmanlarımızı sevindirmek için aleni veya örtük şekilde yürütülen faaliyetleri sizler de takip ediyorsunuzdur. Kimsenin 'Suriye'de Rusya'nın ne işi var, Amerika'nın ne işi var, İran'ın en işi var, Fransa'nın ne işi var' dediğini duydunuz mu? Duymadık. Ama iş Türkiye'ye gelince, hemen 'Suriye'de ne işimiz var' yaygarasını basıyorlar. Kimler olduğunu biliyorsunuz."
- Şehidin "Tam da olmamız gereken yerdeyiz" mesajı
Birileri dönüp dolaşıp "Suriye'de ne işimiz var" ifadesini tekrarlarken şehitlerden birinin şehadetinden önce "Sizden ricam, sakın Suriye'de ne işimiz var diyenlerden olmayın. Gittim gördüm, tam da olmamız gereken yerdeyiz" mesajı verdiğini aktaran Erdoğan, "Meydanı, zahirde şehitler için üzülüyor gibi gözüküp, ağzını açtığında şehadet kavramına ve şehitlerimizin aziz hatıralarına hürmetsizlik yapan gafillere bırakmayız, bırakamayız." değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu ülkede maalesef 'Hayatta hiçbir laftan tiksinmedim, şehitler ölmez vatan bölünmezden tiksindiğim kadar' diyebilecek derecede alçalabilen ve maalesef şu anda CHP milletvekili sıfatıyla Mecliste yer alabilen kişiler var. Aynı kişi, 'Bugün Suriye'ye savaş açsak banko Esad'ı tutarım' diyerek, ülkemizin yürüttüğü mücadeledeki safını yıllarca önce belli etmişti. 'Esed ülkesini savunuyor' diyebilecek bir noktaya savrulan CHP Genel Başkanı'nın 'Söz veriyorum, biz gelirsek şehitler tepesi boş kalacak' ifadesi de bu zihniyetin bir yansımasıdır.
Bu kişinin şehitlik kavramı ve şehitler tepesinin ne anlama geldiğini bilmediğini ümit ediyoruz. Çünkü bilmeden söylüyorsa, en fazla cehaletini sergilemiş olur. Fakat, şehitliğin ne olduğunu, şehitler tepesinin neyi ifade ettiğini bilerek bu sözü söylüyorsa, ortada gerçekten vahim bir durum var demektir."
"Şehid" kelimesinin Kur'an-ı Kerim'de 56 kez geçtiğini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Üç ayette ise doğrudan doğruya Allah yolunda canını feda edenleri tarif etmek üzere şüheda ifadesi yer alır. Bakara Suresi'nin 154'üncü ayetinde yer alan 'Allah yolunda öldürülenlere sakın ölüler demeyin. Zira onlar diridir fakat siz hissedemezsiniz'. Bu emri ilahi, hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde şehadetin anlamını bizlere gösteriyor. Bu konuda Peygamber Efendimizin hadislerinde, şehidin bütün günahlarının affedileceği, kabir azabı çekmeyeceği, cennetteki makamını göreceği, cennete ilk girenlerden olacağı gibi müjdeler de vardır."
(Sürecek)