Erdoğan, Chris-Eve Otel'de düzenlenen soydaşlarla buluşma etkinliğinde yaptığı konuşmada, Lozan Antlaşması'nın sadece Türkiye ile Yunanistan arasında olmadığını belirtti.
Söz konusu antlaşmada 11 ülkenin taraf olduğunu ifade eden Erdoğan, "Ege'nin bir kıyısında Türkiye, bir tarafında Yunanistan. Peki Japonya'nın burada ne işi var? Japonya da Lozan'da taraf. Öbür tarafta Bulgaristan, Fransa, İngiltere, onların burada ne işi var?" ifadesini kullandı.
Erdoğan, 11 ülkenin Lozan görüşmelerine katıldığını hatırlatarak, 94 yıl aradan sonra "Burada bir güncelleme gerekebilir." dediklerine işaret etti.
Olaya sadece adalar meselesi veya kara meselesi gibi bakılmaması gerektiğini söyleyen Erdoğan, baş müftülük, eğitim-öğretim konularının en önemli sıkıntılar arasında yer aldığına dikkat çekti.
Türkiye'de böyle bir sıkıntı olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Rum vakıflarının gayrimenkulleri vardı ve biz bunların hepsinin de, çıkarttık yasayı, kendilerine bedelse bedel, gayrimenkulse gayrimenkul, hepsini ödemeye başladık. Niye? Hak onların da onun için. Bizim böyle bir endişemiz, korkumuz yok. Rahatız bu konuda." diye konuştu.
İstanbul'da bulunan patriğin yurt dışına çıkmasının Eyüp Kaymakamlığının iznine bağlı olduğunu aktaran Erdoğan, bunu uygulamadıklarını belirtti. Erdoğan, "Niye? Bir Patriklik makamı var, kalkıp da bunu kaymakamlığın müsaadesine bırakmak doğru olur mu?" dedi.
Birçok şeyin artık aşılması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, geleceğe bakılmasını istedi.
- "Kimse aksini iddia edemez"
"Endişeyle, şüpheyle birbirimize bakmamızın anlamı yok." diyen Erdoğan, bunların kaldırılması gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile yaptığı görüşmeyi hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Sayın Başbakanla görüşürken de gündeme geldi. Ben burada kendi soydaşlarıma da sesleniyorum. Azınlıklar kavramı içerisinde burada Müslüman azınlık noktasından mı, yoksa Türk azınlık noktasından mı hareket... Kendileri, 'Orada Pomak da Roman da var' dediler. 'Bana göre bizim ortak paydamız İslam'dır, Müslüma'ndır' dedim. Dolayısıyla, Türk'üyle, Roman'ıyla, Pomak'ıyla biz biriz, beraberiz. Burada hiçbir şey yok. Yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdik. Benim indimde ha Türk olmuş ha Pomak olmuş ha Roman olmuş, biz yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdik mi, bitti iş. Bunun aksini kimse iddia edemez. Eğer birileri bunun aksini iddia ediyorsa kendini çek etsin."
"Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" vurgusu yapan Erdoğan, Türkiye'de bulunan bütün etnik unsurların "tek millet" kavramının içinde bulunduğunu, aynı şeyin Yunanistan için de geçerli olduğunu bildirdi.
Erdoğan, "tek bayrak" konusunda da aynı şeyin geçerli olduğunun altını çizerek, "Birileri Yunanistan bayrağının dışında bir bayrak çıkarma gayreti içine giriyorsa, bu 17 Kasımcılar olabilir, ha orada sıkıntı olur. Bizim bir defa soydaşlar, Türkler olarak ayrı Türk bayrağımız var, o ayrı bir konu. Burada bizim bir defa asimilasyon değil, entegrasyon noktasında bizim Yunanistan bayrağını bir kenara koymamız mümkün değil." değerlendirmesinde bulundu.
- "Benim soydaşlarımdan asimile olmasını istememeli"
"Tek vatan" ilkesinin Yunanistan için de geçerli olduğunu söyleyen Erdoğan, Batı Trakya'daki yaklaşık 150 bin Türk nüfusunun Yunanistan bayrağı, devleti altında yaşadığına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bizim isteğimiz şudur: Yunanistan devleti, benim soydaşlarımdan asimile olmasını istememeli. Entegrasyon ayrı bir konu ama asimile olmasını istememeli. Çünkü biz, hiçbir farklı etnik unsurdan bunu bugüne kadar istemedik ve istemeyiz. En büyük haksızlık, adaletsizlik o olur. Yunanistan'ın geçirdiği ekonomik krizin etkilerinin bölgeye olumsuz yansımaları olduğunu biliyoruz. Batı Trakya'nın ekonomisinin genel olarak toprağa bağlı olması başka zorlukları da beraberinde getiriyor."
Gümülcineli bir şairin şiirindeki, "Sağanak yağmurdu saçlarımı tarayan, umutlarımdı takılan, kar beyaz ağustos bulutuna, kuytusunda bir söğüt ağacının, dökülürken akşamlar gecelere, günler buğday kokuyordu." dizelerini okuyan Erdoğan, günleri buğday kokan Batı Trakya topraklarının bereketlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Batı Trakya'da yaşayanların Yunanistan vatandaşı olmaları nedeniyle Avrupa Birliği üyesi bireyler olduğunu ifade eden Erdoğan, burada yaşayanlara, Avrupa Birliği'nin sağladığı imkanlardan yararlanmaları konusunda çağrı yaptı.
Yunanistan ekonomisinin güçlenmesinin aynı zamanda Batı Trakya'da yaşayanların da güçlenmesi anlamına geldiğini dile getiren Erdoğan, bu bölgede yaşayanların elde edeceği başarıların kendilerini gururlandıracağını söyledi.
Erdoğan, Türkiye'nin geçmişte yaşadığı sıkıntıları, 15 yıldır sürdürülen üretim ve istihdam odaklı politikalarla aştığının altını çizerek, Batı Trakya'da yaşayanların da aynı anlayışla hareket etmelerinin Yunanistan ekonomisinin düze çıkmasına katkı sağlayacağını kaydetti.
- "Emanetleri gözümüz gibi korumalıyız"
"Batı Trakya Türk toplumunun, çalışkanlığıyla ve basiretiyle geleceğini bu topraklarda güvence altına alacağına inanıyorum." diyen Erdoğan, siyasi ve ekonomik krizler ile sosyal çalkantıların bölgenin bir gerçeği olduğunu söyledi.
Bunların, en eski çağlardan beri insanlığın adeta göz bebeği bir coğrafyada yaşamanın bedelleri olduğunu ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Her şey gelip geçtiğinde geride sadece gönül bağlarımız, inancımız, dilimiz, kültürümüz kalır. Bunlara sıkı sahip çıkarsak daha nice sarsıntıyı, fırtınayı atlatır, geleceğimize güvenle bakabiliriz. Bunun için sizlerden şartlar ne olursa olsun benim isteğim şudur, birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışma içinde olmanızdır, birbirinize kenetlenmenizdir. Lozan Antlaşması her iki ülkede yaşayan azınlıkları ülkemize ve Yunanistan'a emanet etmiştir. Bu emanetleri gözümüz gibi korumalıyız. Biz sorumluluklarımızın farkındayız, Yunanistan'ın da farkında olduğunu düşünüyoruz."
(Bitti)