Erzurum'da FETÖ'nün 'usulsüzlük' davası
KUDAKA üzerinden pansiyon yapılması amacıyla alınan devlet hibe desteğinin usulsüz onaylandığı, desteğin amacı doğrultusunda kullanılmadığı iddiasıyla 11 sanığın yargılanmasına devam edildi

Oluşturma Tarihi: 2017-05-03 17:13:56

Güncelleme Tarihi: 2017-05-03 17:13:56

Erzurum'da, Kuzey Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (KUDAKA) üzerinden pansiyon yapılması amacıyla alınan devlet hibe desteğinin usulsüz onaylandığı, desteğin amacı doğrultusunda kullanılmadığı ve "Doğu Anadolu'nun En Büyük Pansiyon Projesi" adı altında ajansa başvurulan projenin başarılı bulunup sözleşme imzalanarak hibe alındığı iddiasıyla 11 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Kenan Duman, Mustafa Bastem, Rıdvan Balcı ve eski KUDAKA Genel Sekreteri Talha Bekir Özmen, tutuksuz sanıklar Fatih Kantar, Hamza İncesu ve Musa Sönmez ile sanık avukatları katıldı.

Duruşmaya, ildeki mütevelli heyetinden olduğu iddia edilen Hasan Özdemir Elazığ E Tipi Cezaevinden, Metin İskender Samsun E Tipi Kapalı Cezaevi ve adliye personelinden sorumlu olduğu iddia edilen Savaş Göksu da Van T Tipi Kapalı Cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılırken sanık Halil Şahin ise duruşmaya katılmadı.

Göksu, savunmasında, 2015 yılında KHK ile kapatılan Özel Şifa Hastanesinde çalışmaya başladığını söyledi.

İddianamede tanıkların belirtiği gibi hastane içinde salonda toplantılara katılmadığını ileri süren Göksu, "O odaya hiç girmedim, sadece hastane işlerimi yaptım." dedi.

Göksu, hastaneden ayrıldıktan sonra yine örgütle bağlantılı Aziziye Kolejinde çalışmaya başladığını belirterek, şunları dile getirdi:

"Okul işleriyle ilgili yönetim kuruluyla ilgili toplantılar yapardık. Okuldan ayrıldıktan sonra da sadece çocuğumu götürmek için okula gittim. Hastanede çalıştığım zaman Erzurum eşrafından çoğu kişiye hastanede iftar yemeği vermiştik. İnsanları oradan tanıdım, insanlar da beni oradan tanımıştır. Adliye personelinden sorumlu olduğum söyleniyor ama adliyeden 2-3 kişiyi tanırım, başka kimseyi tanımam. ByLock ile ilgili olarak bu programı kullanmadım. Bank Asya'ya 616 bin lira yatırılmasıyla ilgili olarak çalıştığım kurumların muhasebelerine baktım. Muhasebecilerin hesaplarına baktığınız zaman hareketliliğin fazla olduğunu görürsünüz. Benim hiçbir zaman bu kadar param olmadı. Bu bankayla çalışmam yaklaşık 12 yıl önce başladı. Sebebi hem faizsiz katılım bankası olması hem de sınıf arkadaşımın orada çalışıyor olmasıydı."

Hiçbir terör örgütüyle bağlantısının olmadığını öne süren Göksu, hiçbir terör örgütünü de tasvip etmediğini kaydetti. Göksu, KUDAKA ile ilgili olarak ise şöyle devam etti:

"Proje kapsamında 2012 yılında KUDAKA'ya başvurulmuş. Ben işe girmeden bir yıl önce başvuru yapılmış. Projenin başvuru ve onaylanma aşamasında bir ilgim yoktur. Devamında malzeme alınması, proje koordinatörünün yurdu gezmeye geldiği aşamalarda bulundum. Hakkımda soyut beyanlar üzerinden suçlamalar yapılmaktadır."

Sanık Sönmez, 18 yıllık eğitimci olduğunu, iddianamede belirtildiği gibi okula aldıkları arsanın ihtiyaçtan dolayı alındığını söyledi.

Akif Eğitim Şirketi ile aralarında anlaşma sonucu arsayı aldıklarını anlatan Sönmez, "Arsayı 5 milyon liraya aldık. Bu satış hayali değil, gerçek satıştır." dedi.

Sönmez, örgüte üye olmamakla finansal destek sağlamak amacıyla suçlandığını belirterek, şöyle devam etti:

"Bir tanık beyanıyla davaya dahil oldum ve beyanlarda çelişki vardır. Asıl mesele tanığın rakip okulun yönetim kurulu başkanı olmasıdır. 2012'de bir durumdan dolayı bu okulu şikayet ettik ve 15 gün kapatma cezası aldılar. Tanık bundan dolayı binanın alınarak okula katılmasına engel olmak için şikayette bulundu. Arsanın gerçek bedelinin 10 milyon lira olduğu söyleniyor. Bu konuda belediyeden yazılan yazıda, eğitim yeri olduğu ve eğitime destek amaçlı fiyatının uygun olduğu yazıyor. Arsayı almadan belediye ve tapuya sorduk. Almamızda ve yapmamızda sıkıntı olmadığı söylendi. Bu konular gündeme geldiğinde arsayı devlete bağışladık."

Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluğunun devamına karar vererek, eksik evrakların tamamlanması amacıyla duruşmayı erteledi.

- İddianameden

Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, KUDAKA üzerinden pansiyon yapılması amacıyla alınan devlet hibe desteğinin usulsüz olarak onaylandığı, desteğin amacı doğrultusunda kullanılmadığı, Akif Eğitim Şirketinin "Doğu Anadolu'nun En Büyük Pansiyon Projesi" adı altında KUDAKA'ya başvurduğu, projenin başarılı bulunarak sözleşme imzalandığı ve toplamda ajanstan 288 bin 741 lira hibe verildiği belirtiliyor.

Usulsüzlük ve projeye aykırılık tespit edilmesine rağmen gereğinin yapılmadığının tespit edildiği bilgisinin paylaşıldığı iddianamede, Akif Eğitim Şirket yetkililerinin, FETÖ/PDY'ye haksız ekonomik çıkar elde etmek için, pansiyon projesinden aldıkları devlet hibesini usulsüz kullanarak ve aynı zamanda bu destekle yurt açarak ekstra kazanç elde ettikleri, usulsüzlüğün tespit edilerek raporlanmasına rağmen, bu konuda gerekli işlemleri yaptırmayan ve işlem yapılmamasına göz yuman KUDAKA görevlilerinin FETÖ/PDY'nin usulsüz devlet hibesi almasını sağlamaları nedeniyle sorumluluklarının bulunduğunun anlaşıldığı kaydediliyor.

İddianamede, sanıklardan Kantar ve İncesu'nun "silahlı terör örgütüne üye olmak"tan 7,5 yıldan 15 yıla, Özmen'in "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık yapma" ile "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" suçlarından 17 yıldan 29,5 yıla, Sönmez'in "silahlı terör örgütüne yardım ve terörizmin finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet" suçlarından 12,5 yıldan 25 yıla, diğer sanıkların ise "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" ile "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından 9,5 yıldan 22 yıla kadar hapsi isteniyor.