İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, tutuksuz sanık Sedat Bakıcı hakim karşısına çıktı.
Duruşmada, Yargıtay Savcısı Müslüm Canpolat tarafından sanık hakkındaki iddianamenin özeti okundu.
İddianamede, Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı olabilmek için FETÖ'nün desteğini alan sanığın, yükselme motivasyonuyla hareket ettiği öne sürüldü.
Sedat Bakıcı'nın, emekli Askeri Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok'un, üç astsubayın ifadelerini "hipnoz ve işkence" ile aldığı suçlamasıyla 7,5 yıl hapis cezasına çarptırıldığı kararı onayan heyetin başkanı olduğu ve kararın örgüt lehine çıkması için çalıştığı ileri sürüldü.
İddianamede, Bakıcı'nın örgütün istediği şekilde karar verdiği ancak faaliyetlerinde örgütsel anlamda süreklilik ve çeşitlilik bulunmadığı bildirildi.
Bakıcı'nın örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğuna yönelik yeterli delil bulunmadığı, faaliyetlerinin örgüte yardım suçunu oluşturduğu ifade edilen iddianamede, örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım suçunu işlediği sonucuna varılan sanığın, bu suçtan cezalandırılması talep edildi.
İddianamede, Bakıcı hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), kaçınılmaz bir hataya düşen kişinin cezalandırılamayacağını öngören "hata" başlıklı 30. maddesinin uygulanmaması, cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak verilmesi istendi.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısının iddianamesinin ardından sanığa savunma için söz verildi.
Eski Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Sedat Bakıcı, örgüt mensubu olmadığını, bu örgüte yardım da etmediğini savundu.
Örgütün toplantılarına katılmadığını, himmet vermediğini, kendisinden böyle bir talepte de bulunulmadığını anlatan Bakıcı, Yargıtay 8. Ceza Dairesindeki başkanlık seçimi için örgütten yardım almadığını, yardım istemediğini ileri sürdü.
FETÖ'nün büyük gizlilik içinde çalıştığının, tanınmamak için neler yaptığının, gizli haberleşme sistemlerini kullandığının 15 Temmuz sonrası ayrıntılarıyla ortaya çıktığını aktaran Bakıcı, bu örgütün amacının ancak 17-25 Aralık sürecinden sonra anlaşıldığını, darbe girişiminden sonra ise asıl amacın ortaya çıktığını belirtti.
Yargıtayda 1983-2016 yılları arasında hizmet verdiğini, 20 Temmuz 2016'da tutuklandığını anlatan Bakıcı, "Doğru, tarafsız karar verebilmek için gece gündüz çalışan, kimseyle yemeğe bile gitmeyen, sosyal olmayan benim, 2010-2011 yıllarında kimin cemaatçi olduğunu bilmem olanaksızdır. O dönemde Yargıtaya yeni seçilen üyeler 'muhafazakar, hükümete yakın, sağ görüşlü' olarak tanınıyorlardı. 17-25 Aralık sürecinden sonra gerçek yüzleri anlaşıldı." dedi.
Hipnoz davasında örgüt lehine karar vermesinin söz konusu olamayacağını iddia eden Bakıcı, dosyanın öne alınmadığını, davada tutuklu bulunması nedeniyle görüşüldüğünü, başsavcılık tarafından hazırlanan tebliğnamenin de onama istemli olduğunu söyledi.
Yargılamanın usulüne uygun yapıldığını, dosyadaki devletin üst düzey kurumlarından alınmış resmi raporların esas alındığını iddia eden Bakıcı, "O tarihlerde bu resmi raporlardan şüphe edilmesi de mümkün değildi. Yanlı davranmadım, örgüt üyelerine yardım etmedim." savunmasını yaptı.
Bakıcı, o dönemde, "Hipnoz davası"nda ceza veren yerel mahkeme hakimlerinin FETÖ'cü olduklarını bilemeyeceğini, dosyadaki resmi raporların FETÖ tarafından düzenleneceğini tahmin edemeyeceğini ileri sürerek, bu süreçler dikkate alınarak beraatine karar verilmesini istedi.
Duruşmada daha sonra Ahmet Zeki Üçok'un davaya katılma talepli dilekçesi okundu. Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyeti, katılma talebini reddetti.
- Hipnoz davası
Ahmet Zeki Üçok, 2009'da Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcısı olduğu dönemde, Kayseri'de "Fetullah Gülen Grubu" diye bilinen oluşumla ilgili soruşturma yürütmüştü. Üçok, Hava Kuvvetleri Komutanlığının elektronik yazışma sistemine girdikleri ve bazı TSK personelini "Ergenekon" örgütü üyesi göstermek amacıyla sahte emirler ürettikleri iddiasıyla 3 astsubay hakkında soruşturma açmıştı.
Astsubayların tutuklanmasından yaklaşık 9 ay sonra Ahmet Zeki Üçok, bu soruşturma sırasında astsubaylara hipnozla işkence yapmakla suçlanarak tutuklanmıştı.
Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17 Nisan 2012'de Üçok hakkında işkence suçundan verdiği 7,5 yıl hapis cezası kararı, Yargıtay 8. Ceza Dairesince onanmıştı. Onama kararını veren heyetin Başkanlığını Sedat Bakıcı yapmıştı.
Ahmet Zeki Üçok'un itirazı üzerine yapılan yeniden yargılamada Üçok, delil yetersizliğinden beraat etmişti.