Dolar

34,2853

Euro

37,5153

Altın

3.025,82

Bist

8.618,57

Eski yüksek yargı üyeleri hakim karşısında

FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında meslekten ihraç edilen ve tutuklanan yüksek yargı üyelerinin yargılanmasına devam edildi- Balyoz, Askeri Casusluk, Hrant Dink, Devrimci Karargah davalarına bakan mahkemelerin kararlarını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin eski üyesi Özer, hakim karşısına çıktı

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-12-14 14:16:40

Eski yüksek yargı üyeleri hakim karşısında
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen ve tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerinin yargılanmasına devam edildi.

Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, Balyoz, Askeri Casusluk, Hrant Dink, Devrimci Karargah davalarına bakan mahkemelerin kararlarını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin eski üyesi sanık Cumhur Özer hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, sanık Özer ile avukatı ve yakınları katıldı.

Duruşmada, Yargıtay Savcısı, sanık hakkındaki iddianamenin özetini okudu.

İddianamede, Özer'in, örgüt toplantılarına katıldığı, FETÖ'nün HSYK'da etkin olduğu dönemde örgütün talimatıyla Yargıtay üyeliğine seçilenler arasında bulunduğu, örgütün gizli haberleşme programı ByLock kullandığı ve örgüt mensuplarının ByLock yazışmalarında örgüt üyesi olarak bahsedildiği tespitleri yer aldı.

Hakkındaki suçlamaları reddeden Özer, 2004'te Yargıtay 9. Ceza Dairesine tetkik hakimi olarak geldiğini, gözaltına alınmadan önceki dört yıl boyunca da bu dairede üye olarak görev yaptığını anlattı.

Askerliğini de Şırnak Uludere'de yaptığını belirten Özer, askerliğinde terör bölgesinde bulunan, terör suçlarıyla ilgili savcılık yapan ve terör suçlarına bakan Yargıtay dairesinde üye olarak çalıştığını, bugün ise terör suçundan sanık olduğunu kaydetti.

Özer, Yargıtay ve YARSAV kurucu üyeliği dışında hiçbir yere üye olmadığını savundu.

Usuli itirazlarını dile getiren Özer, soruşturmayla başlayan usuli aykırılıkların sistematik şekilde bugüne kadar devam ettiğini ileri sürdü.

Özer, gözaltına alındığında evinde olduğunu, hakkında suçüstü haline ilişkin hükümlerin uygulanamayacağını, gözaltı kararının yetkisiz makamlarca verildiğini ve bu nedenlerle durma kararı verilerek, dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesini istedi.

Hakkındaki iddianamenin de usule aykırı hazırlandığı iddiasında bulunan Özer, iddianamenin şekil bakımından sakat olduğunu, ilk 10 sayfasında kendisiyle ilgisi bulunmayan örgüte yönelik konuların anlatıldığını, bu anlatımların da soyut ifadelere dayandığını öne sürdü. Özer, iddianamede lehe delillere yer verilmediğini de savundu.

Delilin ceza yargılamasında kullanılabilmesi için hukuka uygun yollarla elde edilmesi gerektiğini dile getiren Özer, iddianamede gösterilen delillerin hukuka aykırı yollarla elde edilmesi nedeniyle ispat aracı olarak kullanılamayacağını iddia etti.

ByLock kullandığı yönündeki suçlamayı reddeden Özer, iddianamede yer verilen mesaj içeriklerinin kendisiyle ilgisi bulunmadığını savundu ve dosyadan çıkarılmasını istedi. Özer, isminin geçtiği ByLock yazışmalarını yapanları tanımadığını, bu kişilerin hakkındaki ifadelerinin aleyhine delil olamayacağını ileri sürdü.

Sanık Özer, ByLock'a ilişkin tespitlerin MİT'in istihbari raporuna dayandığını, bu nedenle de delil niteliği taşıyamayacağını öne sürdü.

Hakkındaki verilen aleyhe ifadelere değinen Özer, bunların aynı dosyanın şüpheli ve sanıklarının beyanlarından oluştuğunu, bu nedenle hükme esas alınamayacağını söyledi.

Eski HSYK Üyesi İbrahim Okur ve eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem'in, kendisini tanımadıklarını beyan etmelerine karşın cemaat listesinden seçildiğini söylediklerini aktaran Özer, kendisini tanımayan kişilerin hakkındaki ifadelerin sağlıklı olamayacağını kaydetti. Özer, Yargıtay üyeliğine seçimin HSYK Genel Kurulu'nun inisiyatifinde olduğunu, seçilmenin kendisinin bir eylemi olmadığını ifade etti.

Eski HSYK Üyesi Mustafa Kemal Özçelik'in beyanlarının ise duyumlara dayandığını öne süren Özer, örgüt toplantılarına katıldığına ilişkin ifadelerin de gerçeği yansıtmadığını savundu.

Bir silahlı örgütün varlığı için cebir ve şiddet unsurunun bulunması gerektiğini belirten Özer, "Yargıtaydaki meslektaşlarımla toplantı yapmanın, yazılım programı yüklemenin cebir ve şiddetle ilgisi yoktur." savunmasını yaptı.

Özer, kamuoyunda kumpas davaları olarak bilinen Balyoz, Askeri Casusluk gibi davalara ilişkin onama kararlarını veren heyetlerde yer almadığını savunarak, tahliyesini ve beraatini istedi.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı.

Buna göre, sanığın tahliye talepleri reddedilerek, tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Sanık hakkında ifade veren İbrahim Okur, Birol Erdem ve Mustafa Kemal Özçelik'in gelecek celse tanık olarak dinlenmesi, duruşmanın 5 Mart 2018'e bırakılması kararlaştırıldı.

SON VİDEO HABER

Ömer Öcalan: 'İslam hukukuna da varız, modern hukuka da...'

Haber Ara