'Fahreddin Paşa Peygamber'e olan sevgisi sayesinde mücadele verdi'
Polis Akademisi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Köse:- 'Yemen'de, Arap coğrafyasında savaşan askerler, Anadolu'dan gidenlerdir. Gidişi var gelişi yoktur. Fahreddin Paşa ve askerleri Peygamber'e olan sevgisi sayesinde o mücadeleyi verdi. Bunun takdir edilmesi lazım'- 'Paşa, 'ileride herhangi bir işgal olursa kutsal emanetler talan edilmesin' diye kutsal emanetleri 1916'da İstanbul'a gönderiyo

Oluşturma Tarihi: 2017-12-22 11:21:35

Güncelleme Tarihi: 2017-12-22 11:21:35

SEFA ŞAHİN - Polis Akademisi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Osman Köse, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed'in sosyal medya paylaşımına ilişkin, "Yemen'de, Arap coğrafyasında savaşan askerler, Anadolu'dan gidenlerdir. Gidişi var gelişi yoktur. Fahreddin Paşa ve askerleri Peygamber'e olan sevgisi sayesinde o mücadeleyi verdi. Bunun takdir edilmesi lazım." dedi.

Prof. Dr. Köse, "Çöl Kaplanı" ve "Medine Kahramanı" olarak da anılan Fahreddin Paşa'nın Medine müdafaasını ve Hz. Peygamber'e olan sevgisini AA muhabirine anlattı. Köse, Medine müdafisi Fahreddin Paşa'nın Bulgaristan'da doğduğunu ve askeri başarısının Birinci Dünya Savaşı'nda başladığını söyledi.

Fahreddin Paşa'nın 1915 Ermeni Tehcirinde Musul'da görevlendirildiğini belirten Köse, "Arap isyanı çıkınca Fahreddin Paşa, bölgeyi bilen biri olarak kutsal yerleri korumak üzere Mekke ve Medine'ye gönderildi. Üç yıl kadar Medine'de kalan Paşa, İngilizlere ve Arap isyancılara karşı o bölgeyi savundu. Arapların tamamı isyan çıkarmadı. Paşa, Osmanlı'ya isyan eden Araplara karşı mücadele etti." diye konuştu.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed'in sosyal medyada Fahreddin Paşa hakkındaki paylaşımına da değinen Köse, şunları kaydetti:

"Fahreddin Paşa bölgeye vardıktan sonra durumun ciddiyetini görüyor. Paşa, 'ileride herhangi bir işgal olursa kutsal emanetler talan edilmesin' diye kutsal emanetleri 1916'da İstanbul'a gönderiyor. Bu emanetlerin bir kısmı daha önce orada bulunanlar. Ama ağırlıklı olarak Osmanlı'nın merkezinden giden hediyelerdir. Bu hediyelerin büyük çoğunluğu el yazması eserlerdir. Bugün el yazması eserlerin hepsi korunaklı bir şekilde bizim arşivimizde mevcuttur."

- Lawrence, Araplardan oluşan terör örgütü kurdu

Köse, İngilizlerin desteğiyle Lawrence'ın 1916'da Araplardan oluşan terör örgütü kurarak, Osmanlı'ya karşı koordine ettiğini ve isyancı Arap gruplarının Osmanlı'yı ve İslam dünyasını "arkasından vurduğu"nu ifade etti.

Osmanlı'nın birçok yerde savaşı kaybettiğini ancak Fahreddin Paşa'nın Medine'yi teslim etmek yerine direndiğini anlatan Köse, "1919 itibarıyla Fahreddin Paşa'nın oradaki mücadelesi sona eriyor. Tutsak ediliyor, esir ediliyor. Bu şekilde o bölge elimizden çıkmış oldu. 1916-1918'de dönemin en büyük gücü İngiltere'dir. İngiltere silah, para ve lojistik desteğini o dönemde isyan eden Araplara vermiştir. Bugün Amerika DEAŞ'a ya da diğer terör örgütlerine nasıl imkan sağlıyorsa İngiltere de o dönemde onu yapmıştır." dedi.

Prof. Dr. Köse, Medine müdafasının 2 yıl 7 ay sürdüğünü, Fahreddin Paşa'nın o dönem İstanbul'dan yardım alamadığını, bundan dolayı kuşatma altındaki askerlerine hayatta kalmak için çekirge yemeyi teşvik ettiğini anlattı.

- "Amaç Peygamberin kabrini, mukaddes yerleri korumaktır"

Balkan Savaşı'nda Osmanlı askerlerinin gıda olmadığından dolayı ağaç yaprakları yediğini anımsatan Köse, şöyle devam etti:

"Çekirge yeme kültürü Kuzey Afrika'da vardır. Bizim askerlerimiz buna direniyor. Fahreddin Paşa, 'Bu bir kuş eti gibidir. Bunu yiyin' diyor. Fahreddin Paşa ve askerleri bu şekilde ayakta durmaya çalıştı. Amaç Peygamberin kabrini, mukaddes yerleri korumaktır. Bunun kaybedilen bir tarafı yoktur. Yemen'de, Arap coğrafyasında savaşan askerler, Anadolu'dan gidenlerdir. Gidişi var, gelişi yoktur. Oraya giden askerler iklim itibarıyla o bölgede yaşamaya uyumu çok zor olan kişilerdir. Fahreddin Paşa ve askerleri Peygambere olan sevgisi sayesinde bu şartlar altında o mücadeleyi verdi. Bunun takdir edilmesi lazım."

- "Fahreddin Paşa takdirle yad ediliyor"

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin ise Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed'in sosyal medyadaki paylaşımının tarihi gerçekleri yansıtmadığını vurguladı. Fahreddin Paşa'nın, 30 Ekim 1918'de Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandıktan sonra Medine'yi terk etmediğini belirten Bilgin, "Mekke ve Medine İslam dünyasının kalbi. Kutsal beldelere kalbinde en ufak sevgi hisseden ve iman kırıntısı olan herkes Fahreddin Paşa'yı takdirle yad ediyor." dedi.

Bilgin, Arap isyanının bütün Araplara mal edilmemesi gerektiğinin altını çizerek, "Şerif Hüseyin, İngiltere'den aldığı para karşılığında Osmanlı'ya isyan etmiştir. Ama o dönem Suriye, Mezopotamya ve Arap yarımadasındaki birçok Arap, İngiliz ve itilaf devletlerine karşı Osmanlı bayrağı altında, Çanakkale ve şark cephesinde savaşmışlardır.

Fahreddin Paşa'nın imanı ve Hz. Peygambere sevgisi sayesinde Medine müdefasının yapıldığını vurgulayan Bilgin, "Medine müdefasını yapan bütün askerler kahraman ve yiğittir. Çanakkale Müdafaası ne ise Medine ve Hicaz Müdafaası böyle kutsal bir mücadeledir. Bu mücadelenin takdir edilmesi gerekir. Bu tür açıklamaları yapanlar, Osmanlı'ya isyan eden Şerif Hüseyin'in türedileridir. Aynı zihniyetteler. O dönem Şerif Hüseyin Osmanlı'ya ve İslam dünyasına nasıl isyan ve ihanet ettiyse bugün de bu lafları söyleyenler aynı ihaneti devam ettiriyorlar." diye konuştu.