Fethiye Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, "kasten öldürme", "cinsel istismar" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından tutuksuz yargılanan sanıklar M.P.Ç. (17) ve Necati Demir (25) katıldı.
Davanın 9'uncu duruşmasında Cansu Kaya'nın cesedi bulunduktan sonra çıplak gözle inceleyip ilk otopsi raporunu hazırlayan Muğla Adli Tıp Kurumu Uzmanı Melike Erbaş tanık sıfatıyla dinlendi. Duruşma öncesi adliye önünde polis tarafından kontrol noktaları kurularak, güvenlik önlemi alındı. Duruşmaya tutuklu sanıklar N.D. ve M.P.Ç., Cansu Kaya'nın babası Osman, ablası Burcu Kaya ile sanık ve müşteki avukatları katıldı.
Tanık olarak dinlenen Adli Tıp Kurumu Uzmanı Dr. Melike Erbaş, davaya ilişkin mahkeme başkanının otopsi raporunu hazırladığı günü hatırlayıp hatırlamadığı sorusuna 'Her şeyi ayrıntılarıyla hatırlamam mümkün değil ama o sırada bulguları kaydettim' diye cevap verdi.
Mahkeme başkanının Erbaş'a yönelik otopsi raporunda yazan bulguları tek tek okuyup hatırlayıp hatırlamadığını sorması üzerine Erbaş şöyle konuştu:
"Otopsi raporunu yazdım. Cesedin dış muayenesini yaptım, tespit ettiğim bulguları kaydettim, otopsi tutanağına yansıttım. Cesedin dış muayenesinde bir şey yoktu çünkü çürümüştü. Ancak boynunu kontrol ettiğimde alt kısmında ekimoz vardı. Bunu ayrıntılarıyla rapora yazdım."
Erbaş, Kaya'nın genital muayenesini de yaptığını, o bölgede de kanama ve yırtık bulgularını tespit ettiğini söyledi. Kaya'nın kızlık zarında da yırtılma tespit ederek otopsi raporuna eklediğini belirten Erbaş, "Kanama olduğu için bunu bir hafta 10 gün içerisinde meydana geldiğini düşünüyoruz. Ayrıca bulgularım doğrultusunda raporumda Kaya'nın bağ ile ya da elle boğma yoluyla ölmüş olabileceğini belirttim" dedi.
Tanığın dinlenmesinin ardından söz alan müşteki avukatlarından sanıkların tekrar tutuklanmasını talep eden İsmail Can Varol, "Süleyman Demirel Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı olan Prof. Dr. Serhat Gürpınar'dan aldıkları rapor ile tanık adli tıp uzmanı Dr. Melike Erbaş'ın beyanları aynı yönde. Tüm bunlar Kaya'nın tecavüz edilerek öldürüldüğünü ortaya çıkarıyor" dedi.
Sanıkların tutuklama talebi reddedildi
M.P.Ç'nin avukatı, Coşkun Demir, Dr. Melike Erbaş'ın raporunun ardından itiraz ettiklerini 44 alanında uzman Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'ndan gelen raporda tecavüz bulgusuna rastlanılmadığını hatırlatarak sanıkların suçsuz olduğunu savundu.
Mahkeme, sanıkların tutuklu kaldıkları süre göz önüne bulundurarak, adli kontrol şartlarının başarı sağladığı gerekçesiyle tutuklama talebini reddetti.
Duruşma, savcılık mütalaasının alınması ve raporların incelenerek avukatların savunmalarına süre verilmesi için 27 Ekim'e ertelendi.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri, duruşmanın ardından adliye girişinde kadın cinayetlerini protesto etti.
OLAY NASIL OLMUŞTU?
Ortaca'nın Dalyan Mahallesi'nde garson olarak çalıştığı restorandan geçen yıl 14 Haziran'da mesai bitimi ayrıldıktan sonra ortadan kaybolan Cansu Kaya'nın, 3 gün sonra Dalyan Kanalı Çandır Geçişi Mevkisi'nde su üzerinde cesedi bulundu. Genç kız 17 Haziran'da gözyaşları içinde toprağa verildi.
Yapılan incelemede, Kaya'nın son olarak Dalyan'daki restoranda garson olarak çalışan N.D. ve lise öğrencisi M.P.Ç. ile birlikte yürüdüğü görüldü. Bunun üzerine gözaltına alınıp tutuklanan N.D. ve M.P.Ç. hakkında ömürboyu hapis cezası istemiyle Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Mahkeme heyeti geçen 10 Haziran'da Kaya'nın öldüğü noktada keşif yaptı. Sanıkların da yaşananları anlattığı keşifte bilirkişi dalgıçlar kanala dalış yaparak Kaya'nın ölüm nedenini araştırdı.
Davanın 8'inci duruşmasında mahkeme heyeti, savunmalar, adli tıp raporu, keşif izlenimleri ve dalgıç görüşleri dikkate alınarak 1 yıldır tutuklu bulunan sanıklar N.D. ve M.P.Ç.'nin adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verip keşfe katılan dalgıç raporları ve telefon kayıtlarına ilişkin talep edilen belgelerin beklenmesi için duruşmayı erteledi.