FETÖ'nün medya yapılanması davası
'Örgüt üyeliği' ve 'darbeye teşebbüs' suçlarından 19'u tutuklu 29 sanığın yargılandığı davaya, sanıkların son savunmalarının alınmasıyla devam ediliyor

Oluşturma Tarihi: 2018-03-07 12:24:04

Güncelleme Tarihi: 2018-03-07 12:24:04

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) medya yapılanmasına ilişkin 19'u tutuklu 29 sanığın, ''örgüt üyeliği'' ve ''darbeye teşebbüs'' suçlarından yargılandığı davada, sanıkların son savunmaları alınıyor.

İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, 18 tutuklu sanık ile 4 tutuksuz sanık ve avukatlar hazır bulundu.

Duruşma, alfabetik sıraya göre söz alan sanıklar, son savunmalarını yapıyor. Duruşma tutuklu sanık Hanım Büşra Erdal'ın ifadesinin alınmasıyla sürüyor.

- Davanın geçmişi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, örgütün sosyal medyadaki propaganda aracı olan ''fuatavni'' adlı hesabın kurucusu olduğu tespit edilen ve firari olduğu gerekçesiyle hakkında yakalama kararı çıkarılan sanık Said Sefa hakkında ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ''silahlı terör örgütü yönetmek'' suçundan da 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

İddianamede, sanıklar kapatılan Meydan gazetesinin yazarı Atilla Taş, yine kapatılan ''Rotahaber'' sitesinin sahibi Ünal Tanık ile gazeteciler Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Bayram Kaya, Bülent Ceyhan, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Cuma Ulus, Davut Aydın, Emre Soncan, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habib Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammed Sait Kuloğlu, Muhterem Tanık, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Mutlu Çölgeçen, Oğuz Usluer, Seyid Kılıç, Ufuk Şanlı, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız hakkında da ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası isteniyor.

İddianameyi kabul eden İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde geçen yıl 31 Mart'ta yapılan duruşmada, tutuklu sanıklar Atilla Taş, Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Bayram Kaya, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Cuma Ulus, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habib Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammed Sait Kuloğlu, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Oğuz Usluer, Seyyid Kılıç, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız'ın tahliyesine karar verdi.

Savcılık ardından, sanıklar Hanım Büşra Erdal, Ahmet Memiş, Bayram Kaya, Cemal Azmi Kalyoncu, Cuma Ulus, Habib Güler, Halil İbrahim Balta ve Muhammet Said Kuloğlu'nun serbest bırakılmasına itirazda bulundu. İtirazı kabul eden İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, 8 sanık hakkında yeniden yakalama kararı çıkardı.

Tahliye edilen ve aralarında Atilla Taş'ın da bulunduğu 13 sanık hakkında ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca "darbe teşebbüsü" soruşturması başlatıldı ve bu kişiler hakkında gözaltı kararı verildi. Böylece, yeni soruşturma ve dava kapsamında yapılan itiraz sonucunda tahliyelerine karar verilen 21 kişi, aynı gün yapılan itirazlar sonucu serbest bırakılmadı.

- 13 sanık hakkında yeni iddianame hazırlandı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan tarafından 13 sanık hakkında hazırlanan 314 sayfalık iddianamede, "silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılama sırasında serbest bırakılmalarına karar verilen sanıkların, elde edilen ve çözümlemesi yapılan ek deliller uyarınca, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" suçlarından gözaltına alındığı ve Ali Akkuş'un haricindekilerin tutuklandığı anımsatılıyor.

"Örgütün basın-yayın yapılanmasının, halk içerisinde taban kazanmak ve algı operasyonu yapmak amacıyla kullanılan en önemli araçları arasında yer aldığı" belirtilen iddianamede, basın mensubu ya da STK temsilcisi sıfatıyla sağlanan ifade özgürlüğü ve kısmi dokunulmazlık imkanı ile legal yapının illegalite için hem maske görevi sağlayarak gizlenme imkanı yarattığı hem de koruma zırhı sağladığı kaydediliyor.

Örgütün kendisinden olmayanı itibarsızlaştırmaya, tasfiye etmeye, suçlu göstermeye yönelik haberlerle toplumun algısını şekillendirdiği ifade edilen iddianamede, iktidarla TSK'yı, TSK ile halkı ya da halk ile iktidarı karşı karşıya getirmeye yönelik her türlü faaliyeti destekleyerek bizzat organize ettiği anlatılıyor.

İddianamede, tüm sanıkların "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" suçlarından ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor.

Aynı mahkemede 13 sanık hakkında açılan dava dosyası,18 Ağustos 2017'de yapılan duruşmada, diğer dava dosyası ile birleştirilmişti.