'FETÖ ve 15 Temmuz'un arka planı' söyleşisi
Gazeteci Şener:- '15 Temmuz'da Türkiye halkı sadece bir iktidarı, bir hükümeti değil, kendi ülkesini, kendi coğrafyasını kurtarmıştır. 15 Temmuz'da FETÖ'cüleri, bütün dünyayı, Avrupa'yı, ABD'yi de şaşırtan o insanların inancı. Kurtuluş Savaşı'nda da böyle.'- 'Darbecilerin de tek ihmal ettikleri konu insan faktörü. Onları şaşırtan hem muhaliflerin serinkanlı duruşları, asla böyle bir şeye

Oluşturma Tarihi: 2017-08-11 18:19:09

Güncelleme Tarihi: 2017-08-11 18:19:09

Gazeteci Nedim Şener, 15 Temmuz'da Türkiye'de halkın sadece bir iktidarı, bir hükümeti değil, kendi ülkesini, kendi coğrafyasını kurtardığını belirterek, "15 Temmuz'da FETÖ'cüleri, bütün dünyayı, Avrupa'yı, ABD'yi de şaşırtan o insanların inancı. Kurtuluş Savaşı'nda da böyle. Darbecilerin de tek ihmal ettikleri konu insan faktörü. Onları şaşırtan hem muhaliflerin serin kanlı duruşları, asla böyle bir şeye katılmayışları, darbe taraftarı olmamaları hem halkın çoğunluğunun darbeye karşı şerefle direnmesi." dedi.

Borsa İstanbul Konferans Salonu'nda "FETÖ ve 15 Temmuz'un arka planı" konulu söyleşide konuşan Şener, bütün yurttaşların bir tek ortak düşmanının ülkede demokrasiye kasteden tüm terör örgütleri olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:

"Bunların en tehlikelisi FETÖ'dür. Türkiye'nin bugününü ve yarınını karartmaya azmetmiş bir örgütten bahsediyoruz. Zamanın ruhu neyi gerektiriyorsa o kılığa bürünen, muhafazakarsa daha muhafazakar, laik görünmesi gerekiyorsa laik görünmeye çalışan bir örgütten bahsediyoruz. Ama bunun temel amacı, yapısı, kuruluşundan itibaren bir istihbarat örgütü olmasıdır. FETÖ'cü dediğimiz zaman bir insanın da bünyesini ele geçirmiş bir istihbarat çalışmasından bahsediyoruz. İktidara yakın olun olmayın, muhalif olun olmayın üzerinde uzlaşmamız gereken konu, FETÖ'nün bizim bugünümüzü, yarınımızı ve geleceğimizi karartmaya yemin etmiş emperyalist ülkelerin bir maşası olduğunun ön kabulünü yapacaksınız. Başka türlü bununla mücadele edemezsiniz."

Şener, 2007 ile 2013 arasında örgütün devlet içindeki yapılanmasından bahsettiğini aktarırken, "17-25 Aralık operasyonu, bu örgütün bize operasyonel yönünü, hükümete yönelik operasyonu yaptığı zaman gösterdi. Ondan önce de vardı, Ergenekon, Balyoz, diğer casusluk davalarıyla bunun kumpas olduğu net olarak ortaya çıkıyor. Bunları biz görüyorduk, anlatmaya çalışıyorduk, hükümet bunu kabul etmese de. Ancak 17-25 Aralık bunu onlara gösterdi. O dönemde bunu anlayan, vakıf olan da Tayyip Erdoğan oldu, anlatabildiği kadar anlatmaya çalıştı, MGK kararı haline getirdiler, kırmızı kitaba yazdılar, yine çare olmadı. Toplum bunun yanında olmadı işin aslı. Gelinen noktada yaratılan siyasi atmosferin etkisiyle, asıl onları kullanan dış güçlerin verdiği talimat sonucunda 15 Temmuz gibi bir olayı Türkiye'ye yaşattılar." diye konuştu.

Cezaevinden çıktıkları zaman, 2012'de Türkiye'de 105 gazetecinin tutuklu olduğunu kaydeden Şener, "Ama hiçbir zaman Türkiye'de demokrasi, ifade özgürlüğü eksikliği ne Avrupa Birliği'nin ne ABD'nin derdindeydi. Hatta Ergenekon, Balyoz operasyonları kapsamında pek çok kişi tutuklanmıştı, bu operasyonlara ciddi destek veriyordu bu gruplar. 2013'ten sonra hava değişmeye başladı." dedi.


- "Suriye'nin kuzeyinde oluşturulan PKK bölgesiyle birleştirilmesi projesi"

Nedim Şener, 15 Temmuz'un coğrafi paylaşım savaşının bir boyutu olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"İç savaş ellerinde silah olan grupların yapabileceği bir şey. Böyle bir potansiyeli olan bir grup var, o da FETÖ. O da zaten darbeyi başarmış olsa bütün güç onların elinde toplanmış olacak. Onun dışında toplumsal olarak iç savaşı yürütecek, devam ettirecek bir grup yok. Bu, tamamen Türkiye'nin özellikle güneydoğusunun, Suriye'nin kuzeyinde oluşturulan PKK bölgesiyle birleştirilmesi projesi. FETÖ'cüler başarılı olsaydı zaten ilk yaptıkları neydi 'NATO'ya saygılıyız, sevgiliyiz' falan deyip aslında ABD'nin oradaki politikasının tamamlanmasına yardımcı olacaklardı. O yapmak istedikleri şey ne? İşte oluşturdukları PKK terör devleti. Böyle bir oluşumun Türkiye'nin güvenlik sorunu olduğunu biliyoruz ama asıl bunun Türkiye coğrafyasının içine nasıl yansıyacağı önemli. Bir adım sonrası oraya gelecek. 15 Temmuz'da Türkiye halkı sadece bir iktidarı, bir hükümeti değil, kendi ülkesini, kendi coğrafyasını kurtarmıştır. 15 Temmuz'da sadece Türkiye'dekileri değil FETÖ'cüleri, bütün dünyayı, Avrupa'yı, ABD'yi de şaşırtan o insanların inancı. Kurtuluş Savaşı'nda da böyle. Darbecilerin de tek ihmal ettikleri konu insan faktörü. Onları şaşırtan hem muhaliflerin serin kanlı duruşları, asla böyle bir şeye katılmayışları, darbe taraftarı olmamaları hem halkın çoğunluğunun darbeye karşı şerefle direnmesi."

Olgusal olarak darbenin nasıl başladığı, nasıl ilerlediği ve nasıl erkene çekildiğine dair bütün kayıtların ortada olduğunu anlatan Şener, darbe girişimine "tiyatro" diyenler bulunduğuna değinerek, "Hangi insanoğlu, teatral bir darbenin tarafı olur? Bir darbe planlayacağız ben asker olacağım, Erdoğan Cumhurbaşkanı olacak. Aramızda bir anlaşma yapacağız 'Ben başarısız bir darbe girişiminde bulunacağım, siz beni tepeleyeceksiniz, böyle bir oyun oynayacağız.' diyorum. Ben darbe girişiminde bulunuyorum sonra beni tepeliyorlar. Tiyatro bitiyor ve hasılat paylaşıyoruz. Benim hasılattan payım ne? Vatan haini olmak. Sen kahraman. Böyle tiyatro olur mu? Korkunç olan şey şu. Tiyatro lafını duyduğum günden beri söylüyorum. Bu darbeye karışmış FETÖ'cülerden herhangi birisi 'Arkadaşlar bu bir tiyatroydu, biz Erdoğan'la anlaştık' desin. Birisi desin. Onlar bunu söylemiyor çünkü olgusal olarak böyle bir şey gerçek değil. Onlar bunu söylemiyor da maalesef 'demokrasinin yanındayım' deyip, milletvekili olanlar veya yazar, gazeteci olanlar bu tiyatro lafını söylüyorlar." diye konuştu.