Diyarbakır Havalimanı'nda basın mensuplarına açıklama yapan Demirtaş, Gaziantep'teki insanlık dışı saldırıyı bütün halk adına lanetlediklerini, kınadıklarını belirterek, bu vahşet karşısında sözün tükendiğini söyledi.
Demirtaş, "Suruç katliamı ile başlayan Diyarbakır mitingi ile devam eden Türkiye'nin birçok kentinde sivillerin ölümüne yol açan bombalamalar, kitlesel katliamlar, geçen 1,5 yıl içerisinde bütün siyasal ve toplumsal gündemimizi ve yaşamımızı belirledi." ifadesini kullandı.
Bu acının da öncelikle düştüğü yeri yakacak bir acı olarak tarihe geçeceğini ve bir katliam olarak kalacağını anlatan Demirtaş, "Eğer üzerinde konuşacaksak, eğer ülkeyi kan gölüne çeviren bu acıları bitirecek sözü söyleyeceksek o günler bu günlerdir. Bir düğünden katliam çıkarmayı hedefleyen karanlığı mahkum edeceksek o günler bu günlerdir." diye konuştu.
Suruç katliamı ve Ankara Garı'ndaki terör saldırısında olduğu gibi kritik ve tarihi bir sürecin eşiğindeyken Gaziantep'teki terör saldırısının gerçekleştirildiğini belirten Demirtaş, şunları söyledi:
"Suruç katliamı, arkasından Ceylanpınar'da iki polisin uykusunda katledilmesi bir savaşı tetiklemek için iyi hazırlanmış bir senaryoydu. Maalesef başarılı oldular. Bir yılı aşkın bir süredir, Kürt sorunundan kaynaklı çatışmalar yeniden başladı ve ülke kan gölüne döndü. 10 Ekim'de Ankara'da katliam yaptıkları gün KCK ateşkes ilan edecekti, bu biliniyordu. O katliamı yaparak kendilerince başarılı oldular. Ateşkes çağrıları o kaos ve kan gölü içerisinde gümbürtüye gitti. Dün yine KCK ateşkes ve siyasi çözüme ilişkin bir kapı araladığına dair bir deklarasyon yayınladı ve Gaziantep'te benzer bir toplu katliam gerçekleşti."
Bunların hiçbirinin, seçilen kitle ve seçilen yerin tesadüf olmadığını savunan Demirtaş, 15 Temmuz akşamı bunun çok daha acı bir şekilde ortaya çıktığını aktardı.
- "Devlet içine çöreklenmiş güçler var"
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizim birbirimizle konuşmamızı, birbirimizle barışmamızı engellemek isteyen, devlet içine çöreklenmiş güçler var. Bunların ne devletle ne milletle alakası yok. Bizi birbirimize düşürecek her türlü güvenlik ve istihbarat zafiyetine bu çevreler yol açıyorlar. Şimdi Sayın Başbakan'dan beklentimiz, ricamız ve çağrımızdır; Suruç katliamından başlayarak güvenlik ve istihbarat zafiyetine yol açan, soruşturmayı hakkıyla yürütmeyen herkesle ilgili mutlaka, acil bir şekilde soruşturma açmalısınız. Dün Gaziantep'te gerçekleşen katliam da bir istihbarat ve güvenlik zafiyetine işaret ediyor. Eğer bunların üstüne gitmezsek tankıyla, topuyla, Parlamento'yu bombalayacak kadar cüretkar ve cesur davranabiliyorlar."
Düğünün, taziyenin, acıların, sevinçlerin ortaklaşamadığı bir ülke oluşturulmak istendiğini belirten Demirtaş, dün Gaziantep'te Kürtlerin hedef alındığını, katledilen insanların HDP'li olduğunu kaydetti.
Verilmek istenen mesajın çok net olduğunu ifade eden Demirtaş, buradan bir "iç savaş ve kaos çıkarabilir miyiz" arayışı içerisinde olunduğunu savunarak, "Ben bütün yurttaşlarıma ve kardeşlerime şu çağrıda bulunmak istiyorum; bu barbarlardan ve gözü dönmüşlerden alınabilecek en iyi intikam, ülkeyi barışa götürmektir. Bundan daha büyük bir intikam olamaz. Ülkeyi barışa ve huzura taşıyabilmek, bu alçaklara verilebilecek en büyük cevaptır." şeklinde konuştu.
"Gelin hep birlikte, bu acılarımızı ortaklaştıracak bir çaba içerisinde olalım. Gelin öncelikle düğünlerimizi bir yapalım. Taziyelerimizi, acılarımızı, cenazelerimizi bir yapalım. Buradan yola çıkarak yüreklerimizi bir yapalım. Dosta düşmana bütün dünyaya şunu gösterelim, bize oyun oynamak isteyenlere şu mesajı verelim, biz konuşarak uzlaşma içerisinde birbirimizle eşit, adil, özgür bir yarın çerçevesinde konuşabiliriz." diyen Demirtaş, bunu bütün dünyaya göstermeleri gerektiğini söyledi.
- "Tek yürek olduğumuzu gösterelim"
Ülkede iç savaşa, etnik ve mezhep savaşına götürecek hiçbir tezgahta asla olmayacaklarını, buna asla müsamaha göstermeyeceklerini belirten Demirtaş, şunları kaydetti:
"Buradan bütün siyasi liderlere çağrı yapıyorum; gelin bütün taziyelerimizi birleştirelim, gelin taziyede yan yana duralım, senin benim cenazen yok, bizim cenazemiz var. Buradan Gaziantep'teki milletvekili arkadaşlarıma çağrı yapmak istiyorum; AKP'nin, CHP'nin, MHP'nin milletvekilleri gelin, taziyede yan yana duralım. Öncelikle acılarımızı birleştirelim. Düğünümüzü taziyeye ve kan gölüne çevirenlere karşı öncelikle tek yürek olduğumuzu gösterelim. Sonrası kolaydır, çözülemeyecek sorunumuz yoktur. Bu ülkenin bütün taziyeleri bizimdir, bütün düğünleri de bizimdir diyelim. Buradan başlayalım."
Bu zor günleri ancak böyle atlatabileceklerini, bu yara açık durdukça kanatmak isteyenlerin çok olacağını söyleyen Demirtaş, bunun dışındaki hiçbir sese kulak verilmemesi gerektiğini aktardı.
Kendilerine karşı ayrımcı davrananlara, ayrıştırıcı tutum olanlara karşı aynı dille ve üslupla cevap vermeyeceklerini belirten Demirtaş, intikam ve öç alma saikiyle hareket etme günü olmadığını dile getirdi.
"Acının ve yaşanan travmanın büyüklüğü bizim için barış kapısı, bir barış umuduna dönüşsün istiyoruz. Bundan sonra olabilecekleri önlemenin yolu budur. Yoksa ülkemizi adım adım büyük katliamların gerçekleştiği ve toplumun da bunu kanıksadığı Suriye'den farkı olmayan bir coğrafyaya dönüştürecekler." diyen Demirtaş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Biz siyaseten birbirimizi eleştirebiliriz, zorlayabiliriz ama bunu siyasi alan dışına taşırmayalım. Bunun faturasını, gençlerimize, çocuklarımıza ve topluma ödetmeyelim. Kendine IŞİD adı veren, İslam ve insan ile alakası olmayan, bu topraklarda hiçbir şekilde bağı kurulmayan bir barbarlık ve tecavüz ordusunun karşısında boyun eğmeyeceğimizi hep birlikte bütün dünyaya gösterelim. IŞİD'e, şiddete ve teröre karşı yan yana duralım. Buradan başlayarak bir mesaj verelim. Bunu sağlayabilirsek gerisi kolaydır. Konuşarak, müzakere ederek sorunları çözmekten daha kolay hiçbir şey yoktur. Herkesi bu ortak taziyemizi ve acımızı paylaşmaya davet ediyorum."
Demirtaş ve beraberindeki HDP milletvekilleri, daha sonra karayoluyla Gaziantep'e hareket etti.