Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aslı Alay, son yüzyılda influenza A'ya bağlı salgınlar nedeniyle 20 milyon kişinin hayatını kaybettiğini belirterek, ölümlerin özellikle yaşlılar, gebeler ve çocuklarda görüldüğünü kaydetti. Gebelikte gribin daha ağır seyrettiğini, bazı kadınlarda akciğer ve kalp ile ilgili sorunlara yol açabildiğini ifade eden Alay, "Damlacık dediğimiz solunum yolu ile bulaşan bir virüstür. Ateş, baş ağrısı, gözlerde yanma, ışığa duyarlılık, kızarıklık, öksürük, kas ağrısı ve genel bir halsizlik yapabilir. Genellikle başlangıçta ateş ve kas ağrıları ile başlayan tabloya öksürük, boğaz ağrısı gibi belirtiler eklenir. Bazen bu bulgulara bulantı, kusma, iştahsızlık eşlik edebilir. Çoğunlukla 5-7 gün içinde tüm belirtiler kaybolur. Ancak özellikle risk grubu olan gebelikte viral enfeksiyonlara bakteriyel enfeksiyonların eklenmesi ile zatürre gelişebilir. Zatürre dışında sinüzit, kulak iltihapları, alerjik hastalıkların alevlenmesi gibi sorunlara da yol açabilir" diye konuştu.
Grip enfeksiyonuna bağlı ölümlerin en sık akciğerde oluşturduğu ve solunum yetmezliğine kadar ilerleyen zatürreye döndüğünü kaydeden Alay, "Ağır geçen gribal enfeksiyonların ardından düşük riskinde artış izlenmiştir. Gebelikte özellikle ilk 3 ay içinde ateşi 39 derece ve üstüne çıkan anne adaylarının bebeklerinde nörol tüp defekti olarak tanımlanan birtakım anomalilere yol açabilir. Grip virüsü plesanta yolu ile bebeğe geçmez. Gebelikteki kötü sonuçların nedeni gribin annede oluşturduğu sorunlardır. Bazı çalışmalarda erişkin yaşamda oluşan çeşitli psikiyatrik sorunların gebelikte geçirilen gribal enfeksiyonlarla ilişkilendirilmiştir. Ancak net sonuçlara ulaşabilmek için ek çalışmalara ihtiyaç vardır. Grip virüsü özellikle bağışıklık sisteminin tam olarak olgunlaşmadığı yeni doğan döneminde bebeği etkileyebilir. Ancak influenza aşısı bebekte ilk 6 ayda uygulanması önerilmemekte. Özellikle gribin yoğun olarak görüldüğü sonbahar ve kış mevsiminde doğum yapacak anneler aşılanarak yeni doğanlarında korunacağı şeklinde çalışmalar mevcuttur" ifadelerini kullandı.
"Grip virüsüne karşı sonbahar ve kış aylarında aşı yapılmalı"
"Annede bulunan grip virüsüne karşı oluşan antikorlar bebeğe geçerek pasif olarak bebeği korumaktadır" diyen Alay, şunları kaydetti:
"Ve grip aşısı yapılan annelerin bebeklerinde grip enfeksiyonu ve ateşli akciğer hastalıklarında azalma tespit edilmiştir. Ayrıca sağlık personeli ve yenidoğana bakan kişilerinde aşılanması kısmende olsa bebeğe virüs bulaşmasını engelleyebilir. Griple ilgili belirtiler yaşayan kadınlar mutlaka hekim kontrolünde olmalı ve belirtiler, ateş yüksekliği dikkatle takip edilmelidir. Gerekli durumlarda gebelikte kullanılabilecek uygun ilaçlarla anne adayında hastalığın getirdiği semptomlar azaltılmaya çalışılır. Özellikle bol sıvı alınması, düzenli beslenilmesi, bu dönemde istirahat edilmesi yararlıdır. Ayrıca sigara içilmesi ve sigara dumanına maruz kalan kadınlarda belirtiler daha şiddetli ve akciğer sıkıntıları daha fazla olacağı için sigara mutlaka yasaklanmalıdır. Anne adayına insanlarla temas sırasında özellikle toplu bulunan alanlarda öpüşme, tokalaşma gibi tensel temastan uzak durması, vitamin ve protein içeriği yüksek besin öğeleri ile beslenmesi önerilmelidir. Vitamin içeren tabletlerin gripten koruduğu konusundaki inanışlar ise ispatlanmış değildir. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü önerilerine uygun bir yaklaşımda bulunmuş olup gebelikte 14. hafta sonrasında grip virüsünün yaygın olduğu sonbahar ve kış aylarında aşı yapılmasını önermiştir. Ancak aşının uygulanılabilirliği oldukça azdır. Nedeni genellikle gebelikte oluşabilecek tüm komplikasyonların aşı nedeniyle olduğunun düşünülmesidir. Ancak yapılan çalışmalarda böyle bir bağlantı kurulamamıştır. Ve mutlaka kış aylarında gebelik geçiren ve doğum yapacak kadınların aşılanması önerilmektedir."