İLKE'den yapılan açıklamaya göre, dernek tarafından hayata geçirilen "Geleceğin Türkiyesi" projesi kapsamında, eğitim, yükseköğretim, dış politika, iktisat, kültür, yönetim, sivil toplum ve sosyal politika alanlarında Türkiye için gelecek vizyonu oluşturan rapor serisinin üçüncü çalışması "Geleceğin Türkiyesinde Ekonomi" raporu kamuoyuna sunuldu.
2030'larda Türkiye'nin ekonomi vizyonunun anlatıldığı raporda, ekonominin üretim kapasitesindeki artışı ifade eden ve beşeri sermaye, teknoloji, verimlilik gibi yapısal faktörlere bağlı olan uzun dönem büyümenin hedeflenmesi gerektiği vurgulandı.
Bireylerin kendilerini gerçekleştirmeleri ve yeteneklerini ortaya çıkarmaları için eşit haklara ve eşit fırsatlara sahip olmalarının temin edilmesi gerektiğine işaret edilen raporda, Türkiye'nin ekonomi vizyonuna ilişkin öneriler şöyle sıralandı:
"Ekonomik büyüme, gelecek nesillerin refahından ödün vermeyecek şekilde gerçekleştirilmelidir. Beşeri sermayeyi artırmak için adaptasyon yeteneği yüksek, temel becerilere hakim, ahlaki değerleri güçlü bireyleri yetiştirecek bir eğitim sistemi kurulmalıdır. Yatırımlar, uzun dönem büyümeye katkısı kısıtlı olan inşaat sektörü gibi sektörler yerine daha verimli ve stratejik sektörlere yöneltilmelidir. Yenilik ve girişimcilik ekosistemi geliştirilmeli ve kamuda şeffaflık, söz hakkı ve hesap verilebilirlik artırılmalıdır. Vergi sisteminin adil hale getirilmeli ve gelir adaletini hedefleyen kamu müdahaleleri yapılmalıdır. Düşük karbon salınımlı üretim teknolojilerine yatırım yapılmalı, buna uygun tüketim biçimleri geliştirilmelidir. Esnek çalışma koşulları, ücret geliri vergi iadesi gibi politikalar uygulamaya konulmalı, adaptasyon yeteneği güçlü bir iş gücü oluşturulmalıdır. Sosyal adaleti, sürdürülebilirliği ve uzun dönem büyümeyi destekleyen bir "iyi finans" modeli olan İslami finansın Türkiye ekonomisindeki payı ve niteliği arttırılmalıdır. İhracatın ithalata bağımlılığı azaltılarak, teknoloji yoğunluğu ve katma değer düzeyi artırılmalıdır. 2030'larda Türkiye'nin ekonomi vizyonunda stratejik sektörler olan tarım ve hayvancılık, enerji, savunma ve bilişim sektörlerine özel önem verilmelidir."
- "Raporda yeni bir ekonomik çerçeve oluşturmak adına yapıcı öneriler geliştirilmektedir"
Açıklamada görüşlerine yer verilen İLKE Derneği Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş, dernek olarak faaliyetlerini karar alıcılar ile toplum arasında bir köprü vazifesi icra edecek şekilde biçimlendirmeye çalıştıklarını belirtti.
Küreselleşme rüzgarının dünyanın herhangi bir yerinde kapalı bir kapı bırakmadığına ve en saklı alanları bile dünyaya açtığına dikkati çeken Erdoğmuş, bu dikkat ve anlayışla çeşitli alanlarda uygulamaya yönelik çözüm önerileri içeren politika notları ve araştırma raporları hazırladıklarını bildirdi.
Erdoğmuş, "Geleceğin Türkiyesi" raporlarının da bu çerçevede hazırlandığını belirterek, proje kapsamında hazırlanan ilk iki rapora gösterilen teveccühün geleceğin Türkiye'sini inşa etme noktasında kendilerini hem ümitlendirdiğini hem de çalışmalara hız kesmeden devam etmeleri gerektirdiğini gösterdiğini kaydetti.
Erdoğmuş, "Bu bağlamda 'Geleceğin Türkiyesinde Ekonomi' başlıklı üçüncü raporumuzu paylaşmanın mutluluğu içerisindeyiz. Raporun ortaya koyduğu 'erdemli bir toplum için adil, müreffeh ve sürdürülebilir bir ekonomi' vizyonu çerçevesinde ekonominin farklı alanları veriye dayalı olarak analiz edilmekte ve yeni bir ekonomik çerçeve oluşturmak adına yapıcı öneriler geliştirilmektedir." ifadelerini kullandı.
- "Ekonomide uzun dönem hedeflere odaklanılmalı"
"Geleceğin Türkiyesinde Ekonomi" raporunun proje yürütücüsü ve yazarı İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Taşdemir de raporun amacının "bir ekonomi vizyonu ortaya koymak, bu vizyon doğrultusunda odaklanılması gereken hususlara dikkati çekerek temel bir çerçeve sunmak" olduğunu belirtti.
Taşdemir, temel motivasyonunu ise "Geleceğin Türkiyesi'nde nasıl bir ekonomide yaşamak istiyoruz?" sorusunun oluşturduğunu kaydetti.
Çalışmanın farkının sosyal adalet, ekonomik büyüme ve sürdürülebilirliği birbirlerinin alternatifleri olarak değil, birbirlerini tamamlayan olgular olarak görmesi olduğuna işaret eden Taşdemir, arzulanan bir ekonomi için uzun dönemli bir bakışa ve uzun dönem hedeflere odaklanmaya ihtiyaç olduğunun altını çizdi.
- "İslami finansın payı arttırılmalı"
Murat Taşdemir, Türkiye ekonomisini gelecekte küresel eğilimler ve yapısal unsurların belirleyeceğini vurgulayarak, küresel eğilimlerin; "küresel ticaret ve üretimin değişen ağırlık merkezi", "üretim sürecinde gelişen teknoloji ve küresel iklim değişikliği" olduğunu bildirdi.
Yapısal unsurların ise uzun dönem büyüme, sosyal adalet ve sürdürülebilirlik, demografi ve iş gücü, dış ticaret, finans ve stratejik sektörler olarak ayrıldığını belirten Taşdemir, İslami finansın reel ekonomiyle güçlü bir bağı olduğunu ve ekonomi içerisindeki payının artırılması gerektiğini kaydetti.
Taşdemir, Türkiye ekonomisinin geleceğin dünyasına hazırlanabilmesi, adil ve gelişmeye açık bir sistem için önümüzdeki yıllarda bazı stratejilerin kısa sürede hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
İLKE Derneği Yürütme Kurulu Başkanı Lütfi Sunar ise ekonominin en önemli gündem maddelerinden biri olduğunu belirterek, ekonomi alanında atılan adımların uzun vadeli olmadığını belirterek, İLKE Derneği olarak geleceğe bakan, gelecek vizyonu çizen uzun vadeli işler yapma gayreti içerisinde olduklarını ve "Geleceğin Türkiyesi" projesinin de böyle bir çabanın ürünü olduğunu vurguladı.