Kurtulmuş, Üsküdar Belediyesi Nikah Salonunda düzenlenen "Üsküdarlı Gençlerle Buluşma Programı"nda yaptığı konuşmada, AK Parti'nin kurulduğu günden bu yana gençliğe çok önem veren bir parti olduğunu söyledi.
Bir ülkenin, medeniyetin en büyük gücünün yetişmiş, birikimli, kendisini milletine yeri geldiği zaman adayabilecek, fedakarlıklar yapabilecek, vatansever, ahlaklı ve imanlı gençler olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, bütün işlerin merkezinde bu vasıflarda gençleri yetiştirmenin bulunduğunu dile getirdi.
Bugün dünyada ekonomik olarak güçlü olan ülkelere bakıldığında, dünyadaki küresel rekabette nal topladıklarını ifade eden Kurtulmuş, "Zenginlikleri var ama en büyük yoksullukları, idealist gençlere sahip olmamalarıdır. Batı ülkelerinde bugün en temel sorunlardan birisi, nüfus azlığı ve ülkeyi ileriye taşıyacak genç nesillerin oldukça az olmasıdır." diye konuştu.
Kurtulmuş, Türkiye'nin genç bir nüfusa sahip olduğunu ve gençlerin kalitesini sürekli artırmaya çalıştıklarını aktararak, şöyle konuştu:
"Bunun için de her türlü imkanları hazırlayarak, gençlerimizin küresel rekabete iştirak edebilecek bir seviyede olmasını temenni ediyoruz. Bu seçim yaklaşık 1 milyona yakın ilk sefer oy kullanacak seçmen var. Yaklaşık 15 milyon, 30 yaş altı seçmen var. Bu çok büyük bir güç, muazzam bir genç potansiyelimiz var. Sadece Üsküdar'da 8 üniversitemiz var. Türkiye'nin artık küresel rekabette yarışabilecek bilim insanları var. Bunlar çok güzel şeyler ancak bunlarla yetinmeyeceğiz. Çok kuvvetli bir gençliğe sahip olmak, idealist, inançlı, vatansever, bilgili bir gençliğe sahip olmak mecburiyetindeyiz. Bunun için gayret ediyoruz. İnşallah Türkiye'nin en büyük gücü budur."
- "Türkiye'nin büyük ve güçlü bir ülke olma mecburiyeti var"
Numan Kurtulmuş, "Türkiye'nin büyük ve güçlü bir ülke olma mecburiyeti var. Bu büyük ve güçlü olma mecburiyeti sadece gücü önemsediğimiz için değil, Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyanın şartlarının zorluğu, karşı karşıya kaldığımız tehditlerin güçlülüğü ve aynı zamanda dünya sisteminde özellikle 5-10 yıldır yaşadığımız, olduğumuz büyük türbülansların bizi mecbur kıldığı bir istikamettir. Bu coğrafyada Türkiye güçsüz, sıradan bir ülke olarak duramaz. Bu coğrafyada Türkiye ne yaptığını bilmeyen, suyun üstündeki saman çöpü gibi oradan oraya savrulan bir ülke olamaz. Güçlü olmanın ilk adımlarından birisi de çok kuvvetli, güçlü bir gençliğe sahip olmaktır. Gençlerimizin aynı zamanda güçlü olması Türkiye'nin bir ulusal güvenlik meselesidir. Türkiye'nin kendisini bu coğrafyada güçlü kılabilmek için her alanda yetişmiş insanlara ihtiyacı var." diye konuştu.
Bu anlamda Türkiye'nin güçlü olabilmesi için teknolojide, sanayide de güçlü olması gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, memleketin teknoloji tarihinin bir yerde ihanet tarihi de olduğunu bildiklerini aktardı.
Kurtulmuş, ülkenin yıllar boyunca bir karanlık odak tarafından teknolojide geri bıraktırıldığını ancak ülkenin teknolojik bakımından dışa bağımlı olmaması gerektiğini vurgulayarak, ülkede istikrarın böyle devam etmesi halinde birkaç yıl içerisinde bütünüyle teknolojide kendisine yeterli hale geleceğini dile getirdi.
- "Biliyoruz ki bir beka meselesi söz konusu"
Kurtulmuş, güçlü Türkiye'nin üçüncü adımının da güçlü bir demokrasi olduğuna işaret ederek, "Bu ülkenin 200 yıllık siyasi tarihi bize gösteriyor ki Türkiye ne zaman demokraside güçleniyorsa ekonomide de atılım yapıyor. Ne zaman Türkiye bir şekilde ileriye gidiyorsa, birileri de Ali Cengiz oyunlarıyla Türkiye'nin önünü kesmeye çalışıyor." diye konuştu.
İlk serbest seçimlerden bugüne kadar, millete 5 darbeyle müdahale edildiğini, her darbenin Türkiye'yi 30 yıl geriye götürdüğünü, millet ve devletin arasını açtığını söyleyerek, 28 Şubat sürecinde yaşananları da anlatan Kurtulmuş, "Bu milletin güçlü olmasını istemeyenler hep antidemokratik yollarla Türkiye'nin önünü kesmeye çalışırlar. Darbe yaparlar güçleri yeterse, darbe teşebbüsü yaparlar güçleri yetmediği için geri dönerler. Ama hep bir şekilde sandıkta değil antidemokratik yollarla milletin iradesini yok etmek isterler. Sadece şu 4-5 yılda yaşadığımıza bakın. Şimdi biz beka meselesi dediğimiz zaman birileri kızıyor. Tamam siz siyasette düzgün davranın, Türkiye'de beka meselesini ortaya çıkaran birtakım güruha siyaseten destek vermeyin, vallahi biz de beka meselesi demeyiz." diye konuştu.
Kurtulmuş, 7 Şubat 2012'de yaşanan MİT krizine, Gezi olaylarına, 17-25 Aralık sürecine, Kobani olaylarına da değinerek, "Bu olayları en üst perdeden destekleyen bazı siyasetçiler var mı? Var. Dolayısıyla bu siyasetçilerin bir kısmı dağın gölgesindeki siyasi partinin mensubu, bir kısmı da ana muhalefet partisinin mensubu olan siyasetçiler, eğer her seferinde antidemokratik, darbeci ve hükümet, devlet karşıtı bu unsurlara destek veren hareketlilik içinde olmasaydı inanın biz de beka meselesinden bahsetmezdik. Seçim demokratik bir standart içerisinde her demokratik ülkede olduğu gibi bir yerel seçim olarak geçerdi. Ama biliyoruz ki bir beka meselesi söz konusu. Bunun ispatı da geçmiş dönemlerde bu siyasetçilerin Türkiye karşıtı eylemlere vermiş olduğu destektir." ifadelerini kullandı.
Bugün de gelinen noktada acayip ittifakların ortaya çıktığını, 4 partinin aleni ittifakının bulunduğunu, her ne kadar CHP ile İYİ Parti, "Biz ittifak yaptık, diğerleri bizi ilgilendirmez." dese de terörün gölgesindeki siyasi partinin bazı ilerde aday göstermeyeceğini anlatan Kurtulmuş, Gezi eylemleri gibi eylemleri destekleyenlerin şimdi demokratik kılıf altında AK Parti'nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önünü kesmek için bazı garip ittifaklar içerisinde yer aldıklarını, milletin bu ittifaka cevabını 31 Mart'ta sandıkta vereceğini söyledi.
Numan Kurtulmuş, güçlü Türkiye'nin dördüncü unsurunun da devlet-millet bütünleşmesinin tam manasıyla sağlanması olduğuna işaret ederek, AK Parti'nin Türkiye'yi kapsayıcı, reformcu bir parti olduğunu, bu özelliklerini devam ettireceklerini, güçlendireceklerini dile getirdi.
Bu anlamda 31 Mart seçimlerinin Türkiye için tarihi, hayati bir dönüm noktası olduğunu ifade eden Kurtulmuş, seçimin hem Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçişin bir şekilde teyit edildiği sistem olacağını hem de Türkiye'nin yerel yönetimlerde bir kere daha "Belediye işi gönül işi" diyerek yoluna devam edeceğini sözlerine ekledi.
Programa, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ile AK Parti ilçe teşkilatı yöneticileri ve öğrenciler katıldı.