Ailesinden yaklaşık 2 yıldır ayrı olan Abdul Samir'in Erzurum'daki son günleri ile Kopenhag'a uzanan umut yolculuğu ve Zaheri ailesinin kavuşma sırasında yaşanan duygusal anları, AA ekibi görüntüledi.
Dayısı ile dağ yollarını aşarak binlerce kilometreyi ağır kış şartlarında yürüyen ve bu nedenle elleri donarak kangren olan Samir, ölmesinden korkan dayısının kendisini Erzurum'un Pasinler ilçesinde bir dinlenme tesisinde bırakmasının ardından vatandaşlarca bulundu. Yurt dışına kaçmaya çalışırken botları batan ve sonrasında Erzurum'a dönerek öldü sandığı yeğeninin tedavi edildiğini öğrenen dayı ise çocukları ile birlikte yolculuğuna devam etti.
Dinlenme tesisinde tek başına, soğuktan elleri donmuş halde bulunan ve hastanede tedavisinin ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı çocuk yuvasına yerleştirilen 9 yaşındaki Samir'in aile özlemi, Türk Kızılayı ve Danimarka Kızılhaçı işbirliğinde yürütülen yoğun girişimler sonucunda mutluluğa dönüştü.
Nene Hatun Kız Yetiştirme Yurdu ve Çocuk Yuvası'nda kalan Samir, yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Samir, anne ve babasının iki yıl önce üç küçük kardeşini alarak Afganistan'dan Danimarka'ya doğru yola çıktığını, kendisi ile ağabeyini de daha sonra yanlarına almayı planladıklarını belirtti.
Ailesinin özlemine dayanamayıp iki ay sonra dayısıyla göç yoluna düştüklerini ifade eden Samir, ağır kış koşullarına rağmen dağları aşıp binlerce kilometre yürüdüklerini anlattı.
Samir, yürüyecek dermanı kalmadığını ve ölmesinden korkan dayısı tarafından Erzurum'un Pasinler ilçesi yakınlarında bir dinlenme tesisinde bırakıldığını belirterek, "Arabasızdık. Kar ve buz vardı. Ellerim şişti. Sonra da buldular, hastaneye götürdüler beni. Orada da doktorlar iyileştirdiler ve yuvaya getirdiler." dedi.
- "Çocuklar huzur içinde büyüsün"
Samir, tedavisinin ardından okula gittiğini ve yuvadaki arkadaşları sayesinde Türkçe öğrendiğini, Türkiye'yi çok sevdiğini söyledi.
"Gönüllü anne" Afgan asıllı üniversite öğrencisi Hadis Shiva'nın (21) kendisine burada çok yakın ilgi gösterdiğini ve Shiva ile sık sık görüştüğünü ifade eden Samir, ailesiyle de internet üzerinden irtibat kurduğunu kaydetti.
Samir, Afganistan'da ve Ortadoğu'da yaşanan çatışmaların artık sona ermesi, ailelerin parçalanmaması, hasret içinde olan göçmenlerin de bir an önce kavuşabilmeleri temennisinde bulundu.
Erzurum'da, kendisine çok iyi bakıldığını ve eğlenceli birçok aktiviteye katıldığını anlatan Samir, Danimarka'da ailesinin yanında olan üç kardeşi ile Afganistan'da kalan ağabeyini hala çok özlediğini vurguladı.
Samir, Türkiye'de iken kendisine yakın ilgi gösteren Erzurum Valisi Seyfettin Azizoğlu, Erzurum Göç İdaresi Müdürü Haşim Özcan, Erzurum Kalkınma Vakfı Başkanı Erdal Güzel ile diğer devlet büyüklerine, Türk Kızılayına, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı personeline teşekkürlerini iletti.
- Afgan genç kızdan insanlık dersi
Samir'i, Erzurum'daki günlerinde bir an olsun yalnız bırakmayan gönüllü anne Hadis Shiva ise kendisinin de ailesiyle savaştan kaçarak 2011'de Türkiye'ye geldiğini anlattı.
Shiva, Samir'i ilk kez hastanede gördüğünü ifade ederek, "Tekerlekli sandalyedeydi ve çok korkmuştu. 'Biz neredeyiz? Anneme götürecek misiniz beni?' gibi sorular soruyordu. İyileşip iyileşemeyeceğini hiç düşünmüyordu. Sadece ailesine kavuşup kavuşamayacağını merak ediyordu. Doktorlar ilk başlarda 'Eli kesilebilir.' diyordu. Sonra çok şükür kurtardılar Samir'i. İki ay hastanede tedavi gördü." diye konuştu.
Shiva, Samir'i çok sevdiğini ve kardeş gibi benimsediğini dile getirerek, "Hafta sonları ilk aklıma gelen onu almak oluyor. Samir çok iyi bir çocuk, çok güçlü. Çocuklar inşallah dünyada rahat yaşasınlar, ailelerinden uzak kalmasınlar. Çok zor. Onu çok özleyeceğim." ifadelerini kullandı.
Kendisinin de savaş mağduru olduğuna dikkati çeken Shiva, "Mültecilik çok zor. Bir yerden başka bir yere gitmek zorunda kalmak kolay değil. Hiç tanımıyorsun, dil bilmiyorsun. Sanki bir daha dünyaya geliyorsun. Öyle bir histir. Bunların hepsinin nedeni savaş. Savaşın bitmesini istiyoruz." şeklinde konuştu.
- "Ölüm yolundan geçtik"
Samir, Danimarka'ya gitmesine bir gün kala internet üzerinden annesi Raşide, babası Cemil ve kardeşleriyle görüştü.
Zaheri ailesi, bu görüşme esnasında, duygularını AA muhabirine, Shiva aracılığıyla aktardı.
Baba Zaheri, oğullarını çok özlediklerini ve bir an önce kavuşmayı arzu ettiklerini bildirdi.
Danimarka'ya yaptıkları göçün öyküsünü paylaşan Baba Zaheri, "O kadar büyük sıkıntılarımız vardı ki iki çocuğumu Afganistan'da bırakmaya mecbur kaldım. Afganistan'dan İran'a, İran'dan Türkiye'ye, Pakistan, Kıbrıs, Yunanistan hepsini geçtik. Ölüm yolundan geçtik. 45 gün ormanlarda yürüyerek, denizleri botla geçerek gittik Danimarka'ya. Bir çocuğum hala o süreci atlatamadı, geceleri uyuyamıyor." dedi.
Samir'in dedesinin Afganistan'da Taliban tarafından öldürüldüğünü ve sürekli tehdit edildiklerini anlatan Zaheri, "Çocuklarımı kurtarmak için mecbur kaldık. Üç çocuğumu kurtarabildim. Bizi öldüreceklerdi. Bu anlatılmıyor, insan ancak yaşayınca anlayabilir." ifadelerini kullandı.
Anne Zaheri de oğluna kavuşacağını öğrendiği andan itibaren uyuyamadığını dile getirdi.
- Mutluluğa çeyrek kala
Günler süren hazırlık ve resmi işlemlerin ardından Samir'in Danimarka'daki ailesine kavuşmak için yola çıkma vakti geldi.
Erzurum'da geçen günlerinde kendisine destek olan ve çocuk yuvasında bakıcı annelerinin özverisiyle yaşama tutunan Samir, Danimarka'ya hareket etmeden önce "amca" dediği Vali Azizoğlu, İl Göç İdaresi Müdürü Özcan ve "dede" diye hitap ettiği Erzurum Kalkınma Vakfı Başkanı, eczacı Güzel ile vedalaştı.
Erzurum'da en sevdiği aktivite olan "go-kart"a binen, sinemaya giden, Palandöken Dağı'na çıkan ve Türk Kızılayının desteğiyle ailesi ve kendisi için alışveriş yapan Samir, Türkiye'de geçirdiği son hafta sonunu dolu dolu yaşadı.
- Mutlu son...
Türk Kızılayı ve AA ekibiyle, İstanbul üzerinden Danimarka'ya hareket eden Samir, heyecanla dolu yolculuğunun sonunda ailesine kavuştu.
Kopenhag Havalimanı'nda Samir'i bekleyen Zaheri ailesi, çocuklarını gördükleri anda sevinç çığlıkları ve gözyaşlarına boğuldu.
Özlemle kucaklaşan Zaheri ailesi duygusal anlar yaşadı.
Samir'in kardeşleri ile ablası Merhaba sevinçten yerinde duramazken, anne Zaheri, oğlunun ellerini defalarca öptü, bağrına bastı.
- "Kaybolmuş oğlumu bana geri verdiniz"
Baba Zaheri, havalimanında oğullarına kavuşmalarının ardından yaptığı açıklamada, "Türkiye devletine, Türkiye'nin bütün insanlarına, Erzurum halkına, Türk Kızılayına, Danimarka Kızılhaçına çok teşekkür ederim. Kaybolmuş oğlumu bana geri verdiniz. Onu bir daha göremeyeceğimizi sanmıştık. Kucağımıza geri verdiniz oğlumuzu." dedi.
Zaheri, ayrıca Türkiye'ye oğlunun tedavisi için teşekkür ederek, "Savaştan kaçan, dilini bile bilmediğiniz bir çocuktu ama ona sahip çıktınız. Mültecilere, savaşta kalan insanlara yardımlarınızdan dolayı çok teşekkür ediyoruz. Oğlumu buraya getiren ona ablalık, ağabeylik yapan sizlere çok teşekkür ederim." ifadelerini kullandı.
Baba Zaheri, çocuklarının huzur içerisinde büyümesi ve iyi eğitim alarak insanlara hizmet edebilmeleri için Danimarka Kızılhaçından destek istedi.
Anne Zaheri de oğluyla kavuşmalarını sağlayanlara minnettar olduğunu söyledi.
Ailesine kavuşmanın sevincini yaşayan minik Samir ise "Anneme kavuştum çok mutluyum. Teşekkür ederim." dedi.
Samir, havalimanındaki işlemlerinin ardından ailesi ile Kopenhag yakınlarında bulunan mülteci kampına yola çıkarak yeni yaşamına adım attı.