Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, katıldığı bir televizyon programında canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Geçmişte görev yapan cumhurbaşkanı ve başbakanların çoğunluğunun başkanlık sisteminden yana olduğunu da belirten Gökçek, Özal, Demirel, Erbakan, Türkeş, Yazıcıoğlu, Cindoruk ve Besim Tibuk'un başkanlık sisteminden yana olduklarını gazete kupürleri ve TV konuşmalarını yansıtarak anlattı. Gökçek, "Türk siyasi tarihinde yer alan liderlerin başkanlık sistemini talep ettiklerini, ancak güçleri olmadığı için getiremediklerini görüyoruz" diye konuştu.
Türk siyasi tarihinde sürekli cumhurbaşkanları ile başbakanlar arasında anlaşmazlıklar yaşandığını, en belirgini anlaşmazlığın Ahmet Necdet Sezer-Ecevit döneminde yaşandığına dikkat çeken Gökçek, Cumhuriyet'in ilk yıllarında Atatürk ile İnönü arasındaki ihtilaflardan başlayarak, günümüze kadar bu konuda yaşanmış tartışmaları örnekleriyle anlattı.
Başbakan Binali Yıldırım'ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile son derece uyumlu bir çalışma sergilediğini kaydeden Gökçek, "Böyle başbakanı her zaman nerede bulacaksınız? Yarın değiştiği zaman, ihtilaflar olduğu zaman ülke bir anda istikrarsızlığa sürüklenir. Bunun Recep Tayyip Erdoğan'la ilgisi yok" diye konuştu.
"İstikrar giderse, istikbal de elden gider, çoluğunuz çocuğunuz perişan olur"
Cumhurbaşkanlığı sistemiyle koalisyonların da sona ereceğini ifade eden Gökçek, şunları söyledi:
"Bağımsız bir kabine ortaya çıkacak, bu bağımsız kabine TBMM'ye de hesap verecek. Ciddi bir denetim de geliyor, yürütme yasamadan ayrılıyor. Yasama devamlı olarak yürütmeyi denetliyor. Tam demokratik bir sistem ortaya çıkıyor. AK Parti 14 yıldır tek başına iktidarda ama hatırlayın Haziran 2016 seçimlerinde koalisyon geliyordu, 45 günde kurulamadığı için Kasım'da yeniden seçim yapıldı da tek başımıza iktidara geldik. AK Parti 14 yıldır iktidar olmasaydı ve koalisyon olsaydı, AK Parti yaptığı reformlardan, köprülerden, metrolardan hangisini yapabilirdi? İstikrar giderse, istikbal de elden gider, çoluğunuz çocuğunuz perişan olur."
Türkiye'de istikrarsızlık olursa, devlet memurunun, emeklinin, maaşını alamayacak duruma gelebileceğini savunan Gökçek, "Ecevit zamanında deprem oldu, deprem için gelen yardım paralarını maaş diye dağıttılar" değerlendirmesinde bulundu.
Gökçek, FETÖ'cülerin başarılı olması durumunda diğer terör örgütleriyle ve dış güçlerle birlikte Türkiye'de iç savaş çıkaracaklarını söyleyerek, "FETÖ demiş ki 'İstanbul bana yeter'. Adamın umurunda değil ki, adam ajan. İhanet içinde. Bu ülke parçalanırsa çocuklarımız nereye gidecek? Koca Osmanlı dağıldı. Kala kala Türkiyemiz kaldı, burası da giderse biz hangi ülkeye sığınacağız? İstikrar için, güçlü Türkiye için mücadele edelim. Başımızda bir Cumhurbaşkanı var, inşallah başkanlık sisteminde de aynı cumhurbaşkanı olacak. 14 senede bizi buraya getirdiyse, inşallah Türkiye'yi uçuşa geçirecek" mesajını verdi.
Programda, PKK'lıların referandumda hayır dediklerini yöneticilerinin ifadelerinden görüntülerle yansıtan Gökçek, hayır oyu vermeyi düşünen vatandaşlara şöyle seslendi:
"PKK hayır diyor. 'Evet gelirse biz yok olacağız' diyorlar, bundan korkuyorlar. Siz PKK'ya karşı güçlü olacaksanız. PKK demek zulüm, cinayet demek. FETÖ, PKK, HDP, DEAŞ, DHKP-C hayır diyorsa, onlarla aynı safta yer almak demektir. Onun için evet dememiz lazım. Doğu'daki PKK zulmünden kurtulmak isteyen Kürt kardeşlerime seslenmek istiyorum. Özellikle bu kadar şehit verdik, bu şehitlerden dolayı üzüntü duyan MHP'li, Saadet Partili, Büyük Birlik Partili kardeşlerime, Cumhuriyet Halk Partisi'nin içerisindeki sağduyulu kardeşlerime sesleniyorum. Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyun ve çocuklarınız için evet deyin. Hayır demek hainlik demek değildir ama hainlerin hepsi hayır diyor. Eğer bütün hainler hayırda birleşiyorsa, hayırda hayır yoktur."
Başkan Gökçek, programda, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında FETÖ'cü hainlerin Gölbaşı'ndaki Polis Özel Harekat Merkezine attığı bombalar sonucu 52 özel harekatçı polisin şehit olduğu görüntüleri de sansürleyerek paylaştı. Gökçek, "FETÖ'cü hainlerin Gölbaşı'na attıkları bomba, PKK'ya karşı bile kullanılmayan ve Türkiye'de ilk defa kullanılan en şiddetli bombadır" açıklamasında bulundu.
Gökçek, referandumdan sonra idam cezasının geri gelmesinin en büyük takipçilerinden birinin de kendisi olacağını kaydederek, "Sayın Cumhurbaşkanımız söyledi, bu referandumdan sonra inşallah idam için de bir referandum gelecek. Referandumdan sonra idam cezasının geri gelmesinin en büyük takipçilerinden biri de Melih Gökçek olacak. İdam cezası Meclis'ten geçse bile, referanduma gitmeli" diye konuştu.
"Muhsin Yazıcıoğlu ölmedi öldürüldü"
Gökçek, Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinin Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinde düşmesi olayını hatırlatarak, "Muhsin Yazıcıoğlu ölmedi öldürüldü, yüzde yüz inanıyorum öldürüldü, düştüğünde ölmemişti, sonradan öldürüldü" ifadelerine yer verdi.
Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinin düştüğü anda kasıtlı olarak bulunmadığını iddia eden Gökçek, "Şimdi soruyorum; rahmetli Yazıcıoğlu'nun helikopterinin düştüğü bölgede vericiler var. Helikopterden Gazeteci merhum İsmail Güneş konuşuyor yarım saat ve bunun yeri bulunamıyor. Böyle bir alçaklık var mı?" dedi.
O tarihte Kahramanmaraş İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Dursun Özmen'in olaydan 1.5 saat sonra Adana, Adıyaman, Gaziantep ve Kayseri'ye ilettiği ve sonradan TBMM Araştırma Komisyonu'na ulaşan bilgi notunu da izleyicilerle paylaşan Başkan Gökçek, burada; helikopterin enkazına ulaşıldığı, gruptan BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun ayağının kırık olduğu, ölü olmadığı, diğerlerinin yaralı oldukları ve Göksun Devlet Hastanesine intikal etmekte olduklarının yazıldığını söyledi.
Gökçek, "Soruyorum, bu nereden biliyor Muhsin Bey'in ayağının kırık olduğunu? Demek ki tespiti doğru. Niye kurtarmıyorsun, niye ulaşmıyorsun zamanında? Çünkü FETÖ ölmesini istiyor rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun. Bundan daha büyük bir delil olabilir mi?" diye sordu. Gökçek, Özmen'in FETÖ'den tutuklu olduğunu da vurguladı.
Helikopter kazasını aydınlatacak cihazların bazı askerler tarafından sökülerek yakıldığını da bildiren Gökçek, Muhsin Yazıcıoğlu'nun, kazadan yaralı kurtulduğunu ancak daha sonra infaz edildiğini iddia etti.