GRAFİKLİ - Dünyada en yüksek sezaryen oranı Türkiye'de
Türkiye, Sağlık Bakanlığı ve OECD verilerine göre, dünyada en fazla sezaryenle doğum yapılan ülkeler sıralamasında ilk sırada yer alıyor- Türkiye'de geçen yıl Suriyeli sığınmacıların yaptığı doğumlar hariç bir milyon 248 bin 41 bebek dünyaya geldi ve bu doğumların 676 bin 152'si sezaryenle yapıldı - Sağlık Bakanlığının 6 yıllık verilerine göre, sezaryen doğumda ilk sırayı özel hastaneler alırken

Oluşturma Tarihi: 2017-03-04 11:09:28

Güncelleme Tarihi: 2017-03-04 11:09:28

YEŞİM SERT KARAASLAN / DUYGU YENER - Türkiye, Sağlık Bakanlığı ve OECD verilerine göre dünyada en fazla sezaryenle doğum yapılan ülkeler sıralamasında ilk sırada bulunuyor.

Türkiye'de geçen yıl Suriyeli sığınmacıların yaptığı doğumlar hariç bir milyon 248 bin 41 bebek dünyaya gelirken, bu doğumların 676 bin 152'si sezaryenle gerçekleştirildi.

AA muhabirinin Sağlık Bakanlığından edindiği bilgiye göre, İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatının (OECD) ülkelerdeki sezaryen oranları ile Türkiye rakamları karşılaştırıldığında çarpıcı sonuçlar elde edildi.

OECD'nin rakamlarına göre, Türkiye sezaryen oranlarında dünya sıralamasında birinci durumda. Sezaryen sıklığında ikinci sırayı İtalya, üçüncülüğü İspanya alırken, bu ülkeleri İngiltere ve Fransa takip ediyor. Sezaryen sıklığında dünyada en az uygulamada İsrail başı çekerken, onu Finlandiya, İsviçre, Norveç izliyor.

Türkiye'de, yıllara göre sezaryen artış oranları 2002 yılından bu yana hızlı bir artış gösterirken, İtalya, İspanya, İngiltere ve Fransa'da ise mevcut oranlarda bir artış ya da azalmanın olmadığı dikkati çekiyor.

- Geçen yıl doğan her iki bebekten biri sezaryen

Bakanlık verilerine göre, Türkiye'de geçen yıl Suriyeli sığınmacıların yaptığı doğumlar hariç bir milyon 248 bin 41 bebek dünyaya geldi ve bu doğumların 676 bin 152'si sezaryen ile yapıldı.

Sezaryen doğumlarda ilk sırayı özel hastaneler, ikinci sırayı üniversite hastaneleri ve üçüncü sırayı ise kamu hastaneleri aldı. Doğumların yüzde 44,5'i özel hastanelerde, yüzde 15,9'u eğitim ile araştırma hastanelerinde, yüzde 5,3'ü üniversite ve yüzde 34,4'ü devlet hastanelerinde gerçekleşti.

2016'da dünyaya gelen bebeklerin 429 bin 353'ü devlet hastanelerinde, 554 bin 798'i özel hastanelerde, 198 bin 160'ı Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde ve 65 bin 730'u ise üniversite hastanelerinde yaşama gözlerini açtı.

İlk sezaryen doğum oranları açısından kurum bazında 2010-2016 yılları arasında değerlendirme yapıldığında, devlet hastanelerinde yüzde 22,3 olan sezaryen oranı 2016'da yüzde 15,5'e, üniversite hastanelerinde yüzde 38,4 olan sezaryen oranı yüzde 33,8'e düşerken, 2010 yılında özel hastaneler için yüzde 36,3 olan bu oran, 2016'da yüzde 38,9'a yükseldi.

Kurum bazında tüm sezaryen oranlarına bakıldığında ise 6 yılda en çok sezaryen doğum, özel hastanelerde gerçekleşti. Buna göre, 2010'da özel hastanelerde yüzde 63,7 olan sezaryen oranı geçen yıl yüzde 70,5 olurken, üniversite hastanelerinde yüzde 65,2'den 69,1'e, kamuda ise yüzde 40,2'den yüzde 38,2'ye geriledi.

- Ege Bölgesi ilk sırada

Bölgelere göre ilk sezaryen oranlarına bakıldığında yüzde 34,7 ile Ege Bölgesi başı çekerken, bu bölgeyi yüzde 31,1 ile Marmara Bölgesi ve yüzde 30,7 ile Akdeniz Bölgesi takip etti.

En az sezaryen doğum ise yüzde 17,6 ile Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde gerçekleşti.

Türkiye'de yüksek sezaryen oranlarını düşürmek için harekete geçen Sağlık Bakanlığı, "Sezaryen Eylem Planı" hazırlayarak uygulamaya koydu.

Sezaryen oranlarını her yıl daha fazla azaltmayı hedefleyen Bakanlık, normal doğumun avantajları, sezaryen ile anne ve bebekte gelişebilecek komplikasyonların anne adaylarınca daha iyi anlaşılabilmesi ile normal doğumun artırılabilmesi için çeşitli düzenlemeleri hayata geçirdi. Bu kapsamda, gebelere ve hekimlere tıbbi şartlar doğrultusunda normal doğumun yapılması için performans sistemi getirildi. Anne Dostu Hastane Programı, aile sağlığı elemanlarına yönelik sertifikalı ve hizmet içi eğitim programları da başlatıldı.

- Sezaryende neden ısrar ediliyor?

Sağlık Bakanlığının doğum ve sezaryen yaklaşımına göre, dünyada anne isteğine ve hekim isteğine bağlı ilk sezaryen, tıbbi zorunluluk dışında yapılan sezaryenlerin (endikasyonsuz primer) artışında önemli rol oynuyor.

Sezaryen tercih edilmesi gerekçelerinde, yıllar içinde vatandaşlarca sezaryenin daha risksiz bir ameliyat olduğuna yönelik anlayış önemli yer tutuyor. Bunun yanı sıra, sezaryenle doğumun daha kısa sürede, daha kolay gerçekleşmesi, hekimlerin de doğumda risk almak istememeleri gerekçe olarak gösteriliyor.

Anne ve babanın, doğumu kendi belirledikleri bir sürede planlama isteği, kısırlık tedavisiyle gerçekleşen gebeliklerde bebeklerin sağlığının daha fazla önemsendiğinin düşünülmesi, çoğul gebeliklerin ve ileri yaş gebeliklerinin artması, özel hastanelerin çalışma koşulları ile hizmet anlayışlarının da sezaryen oranlarındaki artışta önemli bir etken olduğu ifade ediliyor.