Tüfenkci, Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliğini ziyaretinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin güvenliğini en üste çıkarma, istikrarı ve huzuru yakalama noktasında ciddi bir mücadele içerisinde bulunduklarını belirtti.
Önceki gün Çınar'da şehit edilen polis memuru ve 5 aylık bebeğinin acısına ortak olmak için bölgeye gittiğini anımsatan Tüfenkci, şöyle konuştu:
"Dün Diyarbakır Çınar'daydım. Diyarbakır'da şehitlerimizi yolcu ettik. Orada istirahat halindeyken çocuğuyla beraber şehit olan polisimizin ve evladının acısına ortak olduk. Orada bir an şunu düşündüm, o bebeğin suçu neydi? Orada gerçekten o yörenin halkı için mücadele ettiğini söyleyenlerin açmış oldukları o çukurların, insanlığın vicdanında açmış oldukları o çukurların amacı neydi? O çukur siyasetini siyaset zannedip, o bölgeyi ateşe verenlerin, esnafların kepenklerini açmalarına dahi müsaade etmeyenlerin amacı neydi? Biz esnafımızın, tüccarımızın işi büyüsün, aşı büyüsün diye yollar yaparken, yeni imkanlar oluştururken birileri o açmış oldukları çukurlarla milletin, esnafın işine aşına göz dikerken hiç mi vicdanları sızlamıyor? Biz mücadele ediyoruz diye ortaya çıkanlar şehri yakıp yıkarken, hastaneleri, okulları yakarken, oradaki insanlara zulüm ederken gerçekten oradaki insanların ve bütün Türkiye'nin artık yeter demesi gerekiyor."
Tüfenkci, bölge esnafına sahip çıkmak adına bir takım iyileştirmeler yaptıklarını ve yapmaya da devam edeceklerini belirterek, vatandaşların terörden dolayı gördükleri mağduriyetleri giderme adına ellerinden gelen gayreti göstereceklerini, bölge insanını hiçbir zaman terörün ve teröristin insafına bırakmayacaklarını vurguladı.
Barış ve demokrasi adına yalanlar üzerinden siyaset yapanların maskelerinin düştüğünü ifade eden Tüfenkci, artık ülke genelinde huzuru ve kardeşliği korumanın önemli bir görev olduğunu bildirdi.
- "Bölge insanının huzuruna karşı bombalar koyuyorlar"
Esnafın her zaman kardeşlik ve istikrar tarafında bulunduğunu aktaran Tüfenkci, şu görüşlerini paylaştı:
"Bu barış adına, demokrasi adına bilmem ne adına diyerek yalanlar üzerinden siyaset yapanların artık maskelerinin de düştüğünü görüyoruz. Dün Çınar'da konulan bomba Sultanahmet'e konulan bombayla aynıydı. Fransa'da konulan bomba ile aynıydı. Ha PKK ha DEAŞ aralarında fark da yok. Tamamı, bütünü insanlığa karşı suç işliyorlar ve o bölge insanının huzuruna karşı bombalar koyuyorlar. Bizim bölgemizde, ilimizde huzuru ve kardeşliği korumak en önemli görevlerimiz olduğuna inanıyorum. Şuna da inanıyorum ki esnaf kesimi her zaman kardeşlikten, istikrardan yana oldu. Çünkü mahallesinde kargaşa olduğunda, kavga olduğunda, huzursuzluk olduğunda bundan en birincil derecede esnafımız etkileniyor. Eğer sokaklar çukurlarla kapanıyorsa, sokakları çatışma alanına birileri çeviriyorsa, devlet devletliğini yapıp kamu düzenini korumak zorundadır. Kimsenin 'Ya sen niye kamu düzenini koruyorsun' diye hesap sormak haddi de değil, kendine görev de değil. Devlet bu. Güvenliği sağlamak en önemli görevi, birincil görevi. Bugün bir takım düzenlemeleri konuşuyorsak, güvenliğin olmadığı hiçbir yerde bu düzenlemelerin hiçbir önemi yok. Onun için devletin askeri var, polisi var. Onun için devlet sınırlarını korumak zorunda. Onun için bu sınırlara tecavüz edenlere haddini bildirdiğinde bir takım bedelleri ve riskleri göze alabiliyor."
Bakan Tüfenkci, insanların demokratik ortamlardan faydalanmaları ve eşit yurttaşlık temeli içerisinde yaşamaları adına çalışmalar gerçekleştirdiklerinin altını çizerek, "Biz vatandaşların evine, eşine, çocuklarına daha fazla aş götürebilmesini sağlama gayreti içerisindeyiz ama bunu görmezden gelen sözde akademisyenler tek taraflı olarak içerisinde PKK'ya yönelik, terör örgütüne yönelik bir tek cümle dahi edemeyenlerin kalkıp ondan sonra devleti eleştirmelerini doğrusu yadsıyoruz" dedi.
"Barış İçin Akademisyenler İnsiyatifi" bildirisine tepki gösteren Tüfenkci, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Eğer söz söylenecek, eğer dur denecek bir şey varsa, o bebekleri katledenlere, o okulları yakanlara, esnafın kepenklerini kapattıranlara, sokaklara bomba düzeneği döşeyip çukurlar açanlara bir şey söyleyin. Eğer siz gerçekten adil ve aydınsanız ve aydın hassasiyeti içerisinde davranıyorsanız, en birinci özelliğiniz objektif olmanız gerekir. Evet devlet demokratik hukuk kuralları içerisinde mücadele ettiği için devlete laf söylemek kolay. O bölgede yaşayan akademisyenler o bölgenin gerçekliğini görmüyorlar mı? Hadi batıdaki yurt dışındakiler görmediler. Gitsinler dün Çınar'da sivillerin ölümlerine bir izahat getirsinler. Evlerini başına yıkanları, dükkanların tamamının cam çerçeve indirenlere de bir şeyler söylesinler. Biz dün esnafımızın yanındaydık. Sadece şehit cenazesi için gitmedik. Çınar'daki esnafın, tüccarın yanında olalım diye gittik. Oradaki halkla beraber olalım diye gittik. Genel başkan yardımcımızla birlikte. Niye gittik? İnsanların yalnız olmadığını hissettirmek için gittik. Çünkü biz hiçbir şartta o bölgenin insanını terör örgütünün insafına bırakamayız."
- "Esnafın sıkıntılarını biliyoruz"
Tüfenkci, esnafın sıkıntılarını bildiklerini ve seçim döneminde vaat ettikleri projeleri gerçekleştirmek için çalışmalar yaptıklarını vurgulayarak, seçim öncesinde verdikleri sözleri gerçekleştireceklerini ve bunun da arkasında olduklarını kaydetti.
Ülkenin bel kemiği ve sağduyu timsali olan esnafa herkesin sahip çıkması gerektiğini ifade eden Tüfenkci, esnaf tanımının yeniden yapılması çağrısında bulunarak, şöyle devam etti:
"Bizim esnafımızı büyütmemiz lazım. Esnaf başlayan, esnaf olarak devam etmemeli. Esnafımızı biz tüccar yapmalıyız, sanayici yapmalıyız. Esnafımızı bulunduğu halden daha büyüterek sınıf atlatmalıyız. Yeni arkadaşlarımız da bu alanlarda başlayıp, bu silsilede büyümeleri lazım. Çağın değişen rekabet şartlarına göre esnafımızı yeniden dizayn etmemiz lazım. Odalarımızın gerçekten yapısal sorunları var, yeniden dizayn edilmesi lazım. Biz şunu istiyoruz, bunu esnaf odalarımız kendileri çalışsınlar bizlere yasa olarak getirsinler Biz de hükümet olarak bakanlık olarak bunu inceleyip yasaya, anayasaya aykırı olanları bir kenara bırakıp gerçekten yapısal reform niteliğindeki bu çalışmaları odalar sayesinde bu dönemde çıkaralım."
Bakan Tüfenkci, daha sonra kentteki bazı antrepoları gezerek, firma sahiplerinden bilgi aldı ve sorunlarını dinledi.
