Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar: 'FETÖ, PKK ve DAEŞ üzerinden jeopolitik bir kırılma yaşanıyor'
Güvenlik uzmanı emekli özel harpçi Abdullah Ağar, FETÖ, DAEŞ, PKK, HBDH VE TAK'ın tek elden yönetildiğini söyleyerek, 'FETÖ, PKK ve DAEŞ üzerinden jeopolitik bir kırılma yaşanıyor' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2016-08-12 11:34:45

Güncelleme Tarihi: 2016-08-12 11:34:45

Güvenlik uzmanı emekli özel harpçi Abdullah Ağar, FETÖ, DAEŞ, PKK, HBDH VE TAK'ın tek elden yönetildiğini söyleyerek, "FETÖ, PKK ve DAEŞ üzerinden jeopolitik bir kırılma yaşanıyor" dedi.

Güvenlik uzmanı Ağar, terör örgütlerinin Türkiye üzerindeki kirli oyunlarına devam ettikleri vurgulayarak, FETÖ'nün ardından bu kez de PKK terör örgütünün Şırnak, Diyarbakır ve Mardin'de kanlı terörünü estirdiğine dikkat çekti. 15 Temmuz'un ardından iyice su yüzüne çıkan FETÖ-PKK işbirliğinin dün de bunu kanıtlar nitelikte alçak saldırılar düzenlediğini belirten Ağar, bu olaylarda hayatını kaybedenlerle birlikte 'darbe girişimi sonrası' şehit sayısının 50'yi aştığını ifade etti. FETÖ'nün darbe girişimi başarılı olamayınca ortağı PKK'nın tehditler savurmaya başladığını söyleyen Ağar, şunları kaydetti:

"PKK'nın sözde yöneticilerinden Cemil Bayık Türkiye'ye yönelik meşum ifadelerle; 'Savaş artık dağ ile sınırlı olmayacaktır. Metropollerde yürütülecektir, yürütülmektedir' diyerek, bunun yeni bir aşama olduğunu iddia etti Peki, Türkiye'de darbe girişiminde bulunan ve hain kanlı saldırılar düzenleyen terör örgütleri tek bir elden mi yönetiliyor? Terör örgütleri bundan sonraki süreçte Türkiye üzerinde nasıl bir oyun planlıyor? Artık biz 'zamana ve alana yayılı, sıralı terör eylemlerinin katlayıcı etkisinden' bahsetmek, karşı koyuşumuzu ve taarruz ruhumuzu buna göre yapılandırmak zorundayız. Asıl yapılanma da zaten bu bileşik tehdide ve ardılına göre olmalı. Şimdilik bir PKK vuruyor, bir DAEŞ vuruyor, bir FETÖ vuruyor veya bunlara müzahir diğer yapılar vuruyor. Bir de bunun ardılı var, asıl unutulmaması gereken. Yeniden yapılanma bileşik iç ve dış tehditle 'bugün ve yarın' nasıl mücadele edilebilecekse ona göre olmalı. Emir ve komuta, kontrol ve koordinasyon, planlama buna göre yapılandırılmalı. 'Mücadele' ve 'dış tehdit' ve 'seferberlik tetkik yapılanması' güçlerinin taktik-operatif ve stratejik konumlanmaları da buna göre belirlenmeli."

"FETÖ, DAEŞ, PKK, HBDH ve TAK'ın tek elden yönetildiği belli"

"Türkiye üzerinde emelleri olan terör örgütlerinin adı DAEŞ, FETÖ, PKK, HBDH, TAK veya diğer taşeronların, vekalet ve proxy örgütlerin tek bir çatıdan yönetildiği aşikâr" diyen Ağar şunları ifade etti:

"Şuan coğrafyada bir dizayn var. Dizayn eden güçler bu coğrafyadaki aparat güçleri kendi menfaatleri doğrultusunda kullanıyor. Bu örgütleri Irak ve Suriye'de hem zemin hazırlayarak hem de bizzat kendileri kurarak ortaya çıkarttılar. Bu örgütleri beslediler, himaye altına aldılar. Hem de ilginç bir şekilde bunlardan bazılarını gerekçe göstererek coğrafyayı dizayna giriştiler.Delicesine bilginin ürediği ve nefes nefese bu bilgileri takip etmeye çalıştığımız FETÖ terörü ortamında çok önemli bir detayın gözlerden kaçmaması gerek. İHA'nın istihbarat kaynaklarına dayandırarak aboneleriyle paylaştığı haberde 'iki örgüt arasında darbe' anlaşmasının yapıldığı, FETÖ darbe girişiminin başarılı olması halinde kuzey Suriye'de (Rojava) 'sözde' PKK oldubitti (infacto) devletinin tanınması için destek sözü verdiği, FETÖ ve arkasındaki güçlerin PKK'yı (KCK-PKK-HPG-PJAK-YRK) İran'a karşı kullanmayı planladığı, FETÖ'nün PKK'ya darbe yapılacağını bildirdiği-tam tarih vermediği-10 ile 20 Temmuz arasını işaret ettiği, FETÖ'nün darbenin başarılı olması durumunda PKK'nın terörist varlığını Türkiye'den Kandil'e çekmesini istediği, iki terör örgütü arasındaki anlaşma nedeniyle PKK'nın sözde kuzey saha sorumlusunun kendisine bağlı teröristlere darbe girişimi gecesinden itibaren bir süre eylem yapmamaları uyarısında bulunduğu, ancak girişiminin başarısız olmasıyla PKK'nın yeniden eylemlerine başladığı' ifade ediliyor. Bu bilgiler, yaşanan ve sahadan gelen diğer verilerle birlikte değerlendirildiğinde büyük bir doğruluk ve gerçeklik ortaya koyuyor. Burada çok önemli bir detay daha var. Bu veri, iki örgüt arasındaki ilişkinin sadece iki örgüt arasında değil, işin içinde çok daha büyük bir iradenin veya iradelerin olduğunu ispat ediyor. Yoksa bir süredir karıştırılmakta olan İran'ın kuzey Suriye'de 'sözde' PKK oldubitti devletinin, Irak'taki bizden bağımsız diğer gelişmelerin konuyla ne ilgisi var? Aynı zamanda 'başarılı olması halinde' cilalanmış darbenin Türk halkına yutturulmasıyla ilgili çok ilginç ve önemli bir detay bu; 'PKK, FETÖ sayesinde Kandil'e çekildi' Ya sonrası? Bu Türkiye'nin jeopolitik direncinin ortadan kalkması, sonra Türkiye'nin bölünmesi ve sıranın İran'a gelmesi demek. Dizayn artık bitiyor demek."

Ağar, Batı'nın tavrını değerlendirdi

Batı'dan yapılan açıklamalara da dikkat çeken Ağar, şunları kaydetti:

"Onlar FETÖ'cü darbe girişimiyle ya da PKK terörüyle ilgili kınama ve 'ilgilerinin olmadığına dair' mesajları yayınlamaya devam ede dursunlar, artık şunu bilmeleri gerekiyor. 'Demokrasi, adalet ve özgürlük getireceğiz' diye, 'Barış, istikrar, refah, huzur ve stabilizasyon getireceğiz' diye bu coğrafyaya müdahale ettiler. Ve bütün bunlar bu müdahaleler sonrasında ortaya çıktı. Batı'nın gerçekten demokrasi, barış, huzur, istikrar, adalet, özgürlük getirmek, refah, huzur, güvenlik ve stabilizasyon üretmek gibi bir derdi varsa bunun nasıl yapılacağını kesinlikle bilmiyor. Hem de hiç bilmiyor. Gitsinler biraz medeniyet çalışsınlar lütfen. Eğer dertleri karmaşa, kaos, istikrarsızlık ve düşmanlık üretmek ise bu işi gerçekten çok iyi biliyorlar. Hem de çok iyi biliyorlar. Dersini de çok iyi çalışmışlar. Bugün bu coğrafyada etnik, mezhepsel, meşrepsel kırılmalar, düşmanlıklar, darbeler, çatışmalar ve savaşlar varsa bunun temel nedeni Batı'nın coğrafyaya müdahaleleri ve manipülasyonlarıdır. Bunlara çanak tutanlar da, coğrafyada ve içimizde elemanlanan, devşirilen dinsel, mezhepsel, meşrepsel etnik güç ve menfaat odaklarıdır. Irak ve Suriye'de yaşanan işgal, iç savaşlar, kurulan ve kurulmak istenen kukla devletçikler ve aparat örgütler ile Türkiye'deki PKK, IŞİD ve FETÖ terörü bunun en belirgin örnekleridir."