Baykal, Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde düzenlenen etkinlikte, vatandaşlarla bir araya gelerek, "neden hayır denilmesi gerektiğini" anlattı.
Meclis'in yeni anayasada "kuşa" çevrildiğini, yetkilerinin çok ciddi şekilde tahrip edildiğini savunan Baykal, yasama yetkilerinin çok önemli bölümünün elinden alınarak bunların tek kişiye verildiğini iddia etti.
Yeni sistemde cumhurbaşkanının, bakanlıkların tümünü bir kararnameyle sabaha karşı ortadan kaldırabileceğini savunan Baykal, bütçeyi de istediği gibi planlayacağını ifade etti.
Baykal, "İster saray yapacak, ister Suriyeliler'e maaş bağlayacak. Bütçe hazırlanırken kimseye bilgi vermeyecek, danışmayacak, onay almayacak, istişare etmeyecek. O nasıl uygun görürse." diye konuştu.
Anayasa değişikliğinin en tehlikeli maddelerinden birinin cumhurbaşkanının aynı zamanda siyasi parti, Meclis'teki iktidar partisinin genel başkanı olması olduğunu ifade eden Baykal, bunun Meclis'i görevini yapamaz hale getireceğini ileri sürdü.
"Tek adam" dediklerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızdığını iddia eden Baykal, şöyle konuştu:
"Biz böyle hakaret olsun diye söylemiyoruz. Gerçek bu. Sayın Cumhurbaşkanı üzülmesin, bu anayasa tek adam anayasasıdır. Hiç lamı cimi yok. Cumhurbaşkanı 'tek adam anayasası derseniz Atatürk'e hakaret edersiniz' diyor. Yani 'Atatürk tek adamdı' diyecek. Atatürk tek adamlığı elinin tersiyle itmiş. 'Başbakanlığı kaldıralım, hem başbakan hem cumhurbaşkanı ol' diye teklif götürenlere, 'şaşarım bunu bana teklif edecek olanın aklı perişanına' demiş. Atatürk tek adamlığı reddeden adamdır. Meclis'i kuran, yücelten adamdır. Alınganlık göstermesi gerekenler Meclis'i içine hazmedememiş olanlardır.
Sayın Cumhurbaşkanı tek adamlık tartışması sırasında 'eğer meclis, seçim varsa tek adam olmaz.' diyor. Bakın Ortadoğu'ya, Kaddafi'den, Mübarek'ten Saddam'a kadar gelin her bir yerde seçim de sandık da ve göstermelik bir meclis de vardır."
- "O referandumun sonucu 15 Temmuz'dur"
Terör konusunda iktidarın izlediği politikanın savunulur bir tarafı olmadığını ifade eden Baykal, "Oslo'da, Dolmabahçe'de her türlü iş birliğini yapanlar, bize mektup yazıp, 'gel birlikte açılım süreci yapalım' diye başvuranlara, 'benim girmem söz konusu bile olamaz ama sana da tavsiye etmem. Türkiye'nin başını büyük belaya sokarsın, çok tehlikeli işler yaparsın' diye yazıyla uyarı gönderdim. 2009'da." diye konuştu.
"FETÖ olayı nasıl gelişti?" diye soran Baykal, 2010 yılında yapılan referandumu anımsatarak, şunları söyledi:
"Şimdi bakıyorum bunların televizyondaki konuşmalarına, aklıma 2010 manzaraları geliyor. Aynı konuşmaları orada yapıyorlardı. Ya sen o konuşmaları yaptın, milleti inandırdın, oyunu aldın. 'Ne oldu?' Devleti FETÖ'ye sen teslim ettin. O referandumda teslim ettin. Yüksek yargı onların eline geçti. Yüksek yargı geçince güvenlik, emniyet, silahlı kuvvetler, idare, üniversiteler...O referandumun sonucu 15 Temmuz'dur. 15 Temmuz'u da kendi siyasi çıkarları için pazarlamaya çalışıyor. Onlara sahip çıkan, kolkola giren, 'birlikte yürüdük bu yollarda' ve 'ne istediniz de vermedik' diyen... O kararın sonucunda Türkiye darbeye maruz kalır."
Türkiye'yi otoriter bir rejime sürükleyecek bir anayasa düzeninin ekonomiye de ciddi darbe vuracağını ifade eden Baykal, "90 yılın emeğine yazıktır, o şehitlerin verdikleri cana yazıktır, gazilerin fedakarlıklarına yazıktır. Herkesin emeğine yazıktır. Mustafa Kemal'e ayıptır, yazıktır, günahtır." dedi.
- "Milletin yarısına 'terörist' diye hakaret ediyor"
Halk oylamasında "hayır" tercihinde bulunacaklara "terörist" denildiğini belirten Baykal, "Referandumu milletin önüne getiren sensin. İki tane ihtimal var, ya 'evet' ya 'hayır' diyeceksin. 'Hayır' demek terör, 'evet' demek vatanseverlik. Öyle şey olur mu?" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın devletin imkanlarıyla miting yaptıklarına işaret eden Baykal, "Herkes Cumhurbaşkanı'na 'evet' mitingi hazırlıyorlar. Devletin uçaklarıyla geliyor, devletin parasıyla miting düzenliyor, devletin personelini oraya yığıyorlar. 24 televizyon kanalı canlı yayın yapıyor ve oraya çıkan sayın Cumhurbaşkanı da milletin yarısına 'terörist' diye hakaret ediyor. Böyle bir şey olabilir mi?" açıklamasını yaptı.
Halk oylamasında "hayır" çıkması halinde neler olacağını anlatan Baykal, şunları kaydetti:
"İnşallah 16 Nisan'da 'hayır' milletimizin zaferi olarak çıkacak. Milletimiz 'hayır'ı kazanacak ve devleti milletten ayırmak isteyenlerin bunu başaramayacakları açık bir şekilde orada bir kez daha ortaya konulacaktır. Millet hakim olacak, devlet milletin devleti olacak. Millet devletin milleti olmayacak. Millet bu devleti kurdu ve o milletin elinden o devleti kapıp, götürmelerine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Millet devletine de sahip çıkacak. Devlet, millet kaynaşması asıl o zaman en güzel şekilde ortaya çıkacak. Eğer 16 Nisan'da 'hayır' çıkarsa bir hafta sonra öyle bir 23 Nisan kutlayacağız ki sanki TBMM ilk defa açılıyor. Sanki sene 1920. Ankara Ulus Meydanı'nda o taş mektebin önünde Mustafa Kemal Paşa etrafında insanlarla, dualarla o Meclis'i açıyor. O günün heyecanını 80 milyon yaşayacak. Meclis'e ilk kez kavuşmuşuz gibi bir duygu içine gireceğiz. O 23 Nisan'da biz Cumhuriyetin heyecanını da aynı şekilde o gün kutlayacağız. Cumhuriyetimize o gün kavuşmuşuz gibi olacağız. Türkiyemize, vatanımıza, cumhuriyetimize, Meclisimize yeniden kavuşmuşuz gibi o bizim Meclisimiz olarak ilk kez ortaya çıkmış gibi coşkuyla kutlayacağız."