Karamollaoğlu, yazılı açıklamasında, son günlerde bazı Avrupa ülkelerinin Türkiye'ye yönelik hayrete düşüren tavırlar takındığını ve uygulamalarda bulunduğunu belirtti.
Özellikle Hollanda'nın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'ya yönelik takındığı tutum ve uyguladığı muamelenin diplomatik nezaketsizliğin ötesinde büyük bir hata olduğunu vurgulayan Karamollaoğlu, bu hatalı tavrın sadece iki ülke arasında oluşacak bir problem olarak kalmayacağını, çok daha büyük problemlere sebebiyet vereceğini ifade etti.
Hollanda'nın bu tavrını doğru bulmadığını ve kınadığını aktaran Karamollaoğlu, şöyle devam etti:
"Hollanda Hükümetini bu hatalı tavırdan bir an evvel dönmeye ve bu hatasını telafi edecek adımları atmaya davet ediyorum. Zira Hollanda hükümeti mevcut yaklaşımı ile ne elde etmek istiyorsa bilmeli ki bu yaklaşımlar çok farklı ve genelde beklenenin aksine neticeler doğurabilir. Hollanda'nın, bu yakışıksız ve derin problemlere sebebiyet verecek tavrını doğru bulmadığımız gibi Dışişleri Bakanımıza yönelik tavra rağmen başka bir Bakanımızın aynı gün Hollanda'ya gitme hususunda ısrarını da doğru bulmuyoruz. Zira bu ısrarcı yaklaşım bırakın diplomasiyi, kişisel münasebetlerde bile şahsiyeti zedeler ve oluşmuş krizi daha da derinleştirir. Hükümet temsilcilerinin ülkemizi böyle bir duruma sokmaya sebebiyet vermelerini de tasvip etmiyoruz."
Devlet yönetiminin bilgi, hikmet, sağduyu ve aklıselim gerektirdiğini belirten Karamollaoğlu, bu gerilimin daha da artması halinde diplomatik krizin çok ötesinde sıkıntıların yaşanabileceğini vurguladı.
Türkiye'nin Avrupa ülkeleriyle ilişkilerinin diplomasi ve ekonominin çok ötesine geçtiğine işaret eden Karamollaoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Unutulmamalıdır ki ilişkileri daha da zora sokacak her adım Avrupa'da yaşayan gurbetçilerimizin ve Müslüman toplulukların yaşantısını ciddi anlamda zorlaştıracaktır. Zira bu gerginliğe Avrupa'da yükselişte olan yabancı karşıtlığı ve şiddet olaylarını da eklersek bu nevi huzursuzlukların tüm Avrupa ülkelerini derinden etkileme ihtimali yükselecektir."
Karamollaoğlu, bu türden meselelerin meydanlarda değil masa başında ve diplomasinin gerektirdiği yöntemlerle ele alınmasının daha isabetli olacağını kaydetti.