Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Anayasa Hukukçuları Derneği Başkanı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, seçim hükümetinde bakanları seçme yetkisinin başbakana ait olduğunu belirtti. Başbakanın bakanları seçme, cumhurbaşkanının ise onaylama yetkisi olduğunu vurgulayan Hakyemez, "Başbakan hukuken bakanları tek başına belirleyebilir, nezaket gereği başbakan diğer partilerin genel başkanlarıyla görüşebilir ancak bunun için hukuki bir zorunluluğu yoktur" dedi.
Cumhurbaşkanının kabinede önerilen bakanları kabul etmeme yetkisi olduğunu anlatan Hakyemez, "Cumhurbaşkanı önüne gelen kabine listesinde mesela 'Ahmet İçişleri Bakanı olarak önerilmiştir', bunu uygun görmeyebilir, 'onaylamıyorum' diyebilir. O zaman uygun görebileceği kişiyle değiştirmek gerekir. Zaten cumhurbaşkanı 'ben bunu uygun görmüyorum' deyince hükümet kurulmamış oluyor, bu durumda başbakan yeni birini belirleyecek" diye konuştu.
Cumhurbaşkanının HDP'li ya da AK Partili bir bakanı beğenmeme durumunda iade etme yetkisinin bulunduğunu aktaran Hakyemez, bu durumun sadece seçim hükümetinde değil, diğer hükümetlerde de örneklerinin görüldüğünü bildirdi. 9. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i örnek gösteren Hakyemez, "AK Parti ilk iktidara geldiğinde Sezer, Milli Eğitim Bakanlığına önerilen kişiyi kabul etmemiş, onun yerine başka biri bakan olmuştu" dedi.
Hakyemez, cumhurbaşkanının hükümet ile ilgili yapacağı tasarruflar nedeniyle hukuki bir sorumluluğunun bulunmadığını kaydetti.
Seçim hükümetinde yer almak istediğini belirten bir partiden bakan almama gibi bir durumun söz konusu olamayacağına işaret eden Yusuf Şevki Hakyemez, bu hükümet içinde yer alacak her partinin "kontenjanı kadar" bakan ismi belirleyeceğini ifade etti.
Cumhurbaşkanının mevcut hükümeti, seçim hükümeti haline dönüştüremeyeceğini belirten Hakyemez, tümü AK Partili bakanlardan oluşan kabinenin de bu nedenle seçim hükümeti olarak düşünülemeyeceğini belirtti.
- "Bağımsız" atamalar
Anayasa Hukukçuları Derneği Başkanı Hakyemez, adalet, içişleri ve ulaştırma, denizcilik ve haberleşme bakanlıklarına bağımsız bakanların atanması gerektiğini hatırlattı, seçim hükümetinde yer almayacağını açıklayan MHP ve CHP kontenjanlarına seçilecek bağımsızlarla ilgili "Bağımsız milletvekili olabilir veya hiçbir partiyle bağlantısı olmayan ama milletvekilliğine seçilme yeterliliğine sahip kamu görevlisi olabilir. İlla milletvekili olma zorunluluğu yoktur" değerlendirmesini yaptı.
Yusuf Şevki Hakyemez, eski milletvekillerinin ise hiçbir siyasi parti üyeliği olmaması halinde bağımsız sayılabileceğini belirtti.
AK Parti'nin tüzüğünde yer alan 3. dönemini doldurmuş bakanların seçim hükümetinde de yer alabileceğini belirten Hakyemez, bu kişilerin partiyle bağlantıları olduğu için bağımsızlar kontenjanında yer alamayacağı yönünde görüş bildirdi.
-"Bu süreçte 'Cumhurbaşkanı hiçbir şeye karışamaz' tavrı doğru bir yaklaşım değil"
Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Tunç ise bu süreçte cumhurbaşkanının yetkilerini hatırlatarak, isim belirleme yetkisinin başbakanda, onaylama ya da onaylamama yetkisinin ise cumhurbaşkanında olduğuna dikkat çekti.
Tunç şöyle konuştu:
"Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu listesini onaylarken, 'A' ismi olmasın 'B' ismi olsun deme hakkına sahip. Bu süreçte 'Cumhurbaşkanı hiçbir şeye karışamaz' tavrı doğru bir yaklaşım değil. 'Ben bu 3 ismi istemiyorum, çiziyorum' diyebilir, ama o isimler yerine isim belirlemesi bizim anayasal teamüllerimiz ve parlamenter sistemin mantığı açısından uygun değil. İsim belirleme yetkisi başbakanda ve yine aynı partiden isimler belirlenecektir."
"Cumhurbaşkanının re'sen bakan görevlendirmesi yapması doğru olmaz ama önüne gelen liste üzerinde başbakanla mutabık kalmak kaydıyla listeyi dilediği gibi belirleme hakkına sahip olacaktır. 'Cumhurbaşkanı kafasına göre listeyi yazamaz demek de mümkün değil, yazar demek de doğru değil. Anayasal ve yasal olarak bağlayıcı madde yok, teamüllere uyması da yetkiyi kullanacak şahsın tercihlerine bağlı."
Tunç, seçim hükümetinin üreteceği sonuçlar itibarıyla cumhurbaşkanına yansıyacak bir sorumluluk üretmenin veya ileri sürmenin de Türk hukuk sisteminde mümkün olmadığını söyledi.
-"Cumhurbaşkanının seçim hükümeti tasarrufu için Anayasaya aykırılık iddia edilemez"
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Eren de cumhurbaşkanının bakanlar kurulu listesini onaylama ya da onaylamama yetkisi bulunduğunu, onaylanmayan kişinin yerine aynı partiden başka bir ismin sunulacağını hatırlattı. Bir partinin seçim hükümetine aday vermediğini açıklaması halinde başbakanın bu kişilerin yerine atayacağı bağımsız bakanlar için "Hiçbir partiye üyeliği bulunmayan kişi bağımsız olarak bakan şeklinde atanabilir. Bu kamu görevlisi de olabilir, hukukçu da olabilir" dedi.
Prof. Dr. Eren, "Cumhurbaşkanının geçici seçim hükümeti ile ilgili alacağı tasarruflara ilişkin kimse Anayasa aykırılık iddiasında bulunamaz" diye konuştu.
- "Anayasa kapsamındaki açıklamalardan vatana ihanet tespiti yapılamaz"
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersan Şen, cumhurbaşkanının, itiraz edebileceği bakan adayları olması halinde Anayasa'nın 104. maddesi uyarınca son sözü söyleyeceğine dikkat çekti. Şen, "Yani cumhurbaşkanı, 'Ben HDP'ye afedersin gıcığım' diyemez. Yani belki olabilir ama diyemez ama der ki 'Bu olmayacak'. Bitti" ifadesini kullandı.
"Cumhurbaşkanının, Anayasa'nın 104. maddesi kapsamında kalmak kaydıyla açıklamalarından, sözlerinden, siyasi polemiklerden hemen vatana ihanet tespiti yapmak, çıkarmak mümkün olmaz" değerlendirmesinde bulunan Şen, "Cumhurbaşkanı, 104. 109. ve 114. maddelerdeki yetkisini ihlal ederse o zaman görevini kötüye kullanmış olur ama bu vatana ihanet olarak değerlendirilmez" görüşünü dile getirdi.
Kabinede 3. dönemini doldurmuş olmasına karşın hükümet kurulamadığı için görevine devam eden bakanların, seçim hükümetinde yer alamayacağını vurgulayan Şen, mevcut hükümetin, geçici seçim hükümeti olmasının ise Anayasa'nın 114. maddesi uyarınca mümkün görünmediğini söyledi.